Hepimiz İçin Matt Ryan

Amerikalıların sevdiğim bir sözcüğü var. Fan sözcüğünden söz ediyorum. Bir kişi ya da bir şeye karşı duyulan güçlü sevgi ya da ilgi anlamına geliyor. Bizdeki taraftarlık buna uyuyor mu? Tabii uyuyor ama biz taraftarlığı genel olarak takımlar için kullanıyoruz. Bir oyuncunun taraftarı olmak kavramı yok. Örneğin bireysel sporlarda sevdiğimiz, takip ettiğimiz oyuncular da var, ancak o oyuncun taraftarıyım demiyoruz.

Herkesin sevgisini, saygısını kazanmış sporcular var. Sadece başarıları değil, kişilikleriyle de tüm sporseverlere kendilerini sevdiriyorlar. Aklıma ilk gelen isim Roger Federer. Federer’i sevmeyeni henüz duymadım. Bir de Federer kadar ünlü olmayan, büyük olasılıkla hiçbir zaman onun kadar başarılı ve ünlü olmayacak oyuncular var. Onları pek kimse bilmez, yıllar sonra da kimse hatırlamaz. Ama işte anın içinde onları seversiniz, o sporcuların taraftarı olursunuz. Matt Ryan tam da öyle biri.

Birkaç gün önce televizyonda röportaj verirken gözyaşlarını tutamayan, sözlerini tamamlayamayan Ryan birden Amerika’da spor gündemine yerleşiverdi. Birçok kişi onda kendilerini buldu. Onun mücadelesi, hayallerini gerçekleştirmek için gösterdiği çabayı sevdiler.


Kısa bir süre öncesine kadar bir taraftan mezarlıkta çalışan, bir taraftan da Door Dash isimli bir firma için paket teslimi yapan Ryan şimdi Boston Celtics’in kadrosunda yer almak için savaşıyordu. Gününün büyük bölümünü çalışarak geçiren ama buna rağmen de NBA hayalinden vazgeçmeyip günde 4-5 saat idman yapan ve özellikle şut çalışan bu genç adamın başarılı olmasını istememek olası mı? Celtics formasıyla yaz liginde mücadele eden 25 yaşındaki basketbolcu son maçta son saniyede attığı basketle takımına galibiyeti getirdi. Maçtan sonra duygularını anlatmakta güçlük çeken Ryan, sadece mutluyum diyebiliyordu.

İki yıl önce NBA draftında hiçbir takım tarafından seçilmeyen Ryan’ı bu durum NBA hayalinden vazgeçirememişti, aynı lise yıllarında kalçasından geçirdiği iki ameliyatın onu basketbol sevgisinden vazgeçiremediği gibi. NBA G Ligi’nde oynamaya başlayan Ryan buradaki başarısıyla yavaş yavaş NBA takımlarının da radarına girmeye başladı. Nitekim şubat ayında Celtics ile sözleşme imzalayan Ryan 10 Nisan’da ilk maçına da çıktı. Bu maçta 5 dakika oynayabilen Ryan, bundan sonra da bir daha forma giyemedi.

Ryan, şimdi yaz liginde bir basamak daha çıkarak, gelecek sezon kendine bir NBA takımında düzenli olarak yer bulmak için çabalıyor. Şu anda Ryan’ın benim gibi birçok taraftarı var. Haydi Ryan başar, çünkü sen başardığında hepimiz başarmış gibi olacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ekim Er Arşivi