Ayşe Baykal
Hayat paylaşınca anlamlı
İç ve dış siyasetteki gelişmeler yoğun biliyorum lâkin sizi gündem dışına çıkarmak istiyorum. Niyetim kötü değil; yüzünüzde tebessüm, içinizde umut hissedin istiyorum.
Bugün sizi tanıştırmak istediğim biri var. Kendisini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren Şile Engelliler Kampı’na aile bisikleti ararken buldum.
Kampımızda engelli ve yakınları bir hafta ücretsiz olarak konaklıyor, bir anlamda tatil yapıyorlar. Bizden ailece binebilecekleri ve kamp içinde dolaşabilecekleri “Aile bisikleti” talep ettiler. Nereden bulabiliriz, diye araştırırken bisikletleri üreten firmanın sahibini söylediler ve dedikler ki: “Kendisi, engelli bireylerin ihtiyacına karşı çok duyarlıdır, bu işe girmesinin sebebi de budur. Ararsanız yardımcı olacaktır.”
Recep Bey’i bulduk, sağ olsun ikiletmedi bize aile bisikleti hediye etti. Tabii ki peşini bırakmadık, devamını istedik. “Kaç adet istiyorsanız seve seve hediye ederiz.” sözünü de aldık. Hayat paylaştıkça ve başka hayatlara dokundukça güzel ve anlamlı…
◼ Recep Bilal Şengün kimdir?
1969, İstanbul doğumluyum. Çocukluğum, Anadolu Yakası’nda geçti. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü mezunuyum.
Üniversiteden sonra ilk işimi kurdum; enerji ve çevreyle ilgili. 1990 yılında Kemerburgaz Çöplüğü’nde işe başladım. İlk işim çöpçülüktü benim. Genel Müdür Yardımcılığı kademesine kadar görevlerde bulundum. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde, atıkların yakılarak elektrik üretiminin yapıldığı şirket olan İZAYDAŞ’a Genel Müdür olarak transfer oldum. Çok severek yaptığım bir işti. İnsanların rahatsızlığını gidermek, sıkıntılarına çözüm bulmak beni mutlu eden bir şeydi.
◼ Atık işini bir problem çözme olarak mı görüyordunuz?
Tabii. Büyük bir problem üstelik… Çöpünüzü evinizde kaç gün bekletebilirsiniz?
◼ Bisiklet dünyasına nasıl girdiniz?
Babam, ben daha ilkokuldayken Tercüman gazetesinden taksitle bisiklet almıştı bana. Katlanır bir bisikletti. O zamanlar bisiklet çok önemliydi. Göztepe’den Kadıköy’e gidip gelirdim.
İlkokul, ortaokul ve lise yıllarım böyle geçti.
İş hayatı, ticaret hayatı derken günlerden bir gün Kocaeli’nde tekerlekli sandalyeleri ile basketbol oynayan engelli arkadaşlar geldi yanıma. O sıralar da Kocaeli MÜSİAD Başkanı’ydım. Bana, “Abi, biz gariban bir kulübüz. Basketbol oynadığımız sandalyeler çok fiyatlı, bizim de imkânlarımız kısıtlı ama biz bir üst lige geçmek istiyoruz. Senin çevren geniştir, bize destek olur musun?” dediler.
Baktım, iki tekerlekli bir sandalye. Ne kadar pahalı olabilir? “Alırız ne olacak, ne kadar ki fiyatı?” dedim. “Tanesi 4000 Euro civarlarında.” dediler.
◼ Neden bu kadar fiyatlı?
Biraz araştırınca gördüm ki; işin içinde “engelliler için” olunca 1 liralık ürün, 3 liradan satılıyor.
◼ Peki nasıl destek oldunuz basketbol takımına?
Atık işini yaptığım dönemde dünyanın birçok ülkesini gezdim, İngiltere’den Çin’e kadar. “Ne yapabiliriz?” diye düşünürken aklıma İngiltere’de ve İtalya’da gördüğüm bir proje geldi. “Aile bisikleti” dediğimiz büyük bisikletler görmüştüm. Engelli dernekleri, büyük parklarda bu bisikletleri kiraya veriyor ve kazanç sağlıyorlardı. Bisikletlerin işletmesinde de engelli bireyler görev yapıyordu.
Bu projeyi Kocaeli’nde büyük parkımızda uygulayalım dedik. Konya’da bir üretici bulduk, anlaştık. 4 adet yaptırdık, parka koyduk ve kulüp tarafından işletilmeye başlandılar. Aradan 10-15 gün geçti, bisikletler arızalandı. Tamirini yaptıracak usta bulamıyoruz.
◼ Bir anlamda iş üstünüze kalmış oldu.
Önayak olmuşuz, sorumlu hissediyorum kendimi. Bir usta buldum. “Sen bana proje çiz, yenisini yapalım.” dedi. Oturdum bir model çizdim. Aileler ve engelli bireyler tarafından çok sevilince siparişler gelmeye başladı. “Biz bu işi yapalım artık” dedik ve BNB Bisiklet olduk.
◼ Türkiye’de bu tarz bisiklet yapan tek firma mısınız?
Üç ve dört tekerlekli bisiklette Türkiye’de satış yapan bir Hollanda firması vardı. Bizim bisikletlerimizin hem fiyatı hem de kalitesiyle rekabet edemediler ve Türkiye’den çekildiler.
◼ Yurt dışında en çok hangi ülkelere gönderiyorsunuz?
Amerika, Hollanda, Almanya, Fransa…
◼ Gittiğim tatil beldelerinde aile bisikletlerini gördüm ama kataloğa bakarken dikkatimi çekti. ABD’deki “Taksi bisikletleriniz” Türkiye’de neden yok?
Maalesef ülkemizdeki mevzuat taksi bisikletlere izin vermiyor. Ticari taşımacılık yapmak için aracın ruhsatlı ve plakalı olması lazım. Taksi lobisi bu işe engel oluyor.
◼ Peki, son soru Recep Bey… Engelli basketbol takımı ne oldu? Basketbol oynamaları için sandalye yaptınız mı?
Sandalye yapmadık, sınırlı sayıda talep olduğundan o alana girmedik. Engelli basketbol takımıyla ve bazı engelli dernekleriyle de iletişime hâlen devam ediyoruz, desteğimiz devam edecek.