Mehmet Tezkan
Dünyaya yine öncü olacağız ,dünya yine gıpta edecek!
Almanya ile nüfusumuz aşağı yukarı aynı. 83 milyon civarında. 4.5 milyon Suriyeli ile çoğunluğu Afgan olan 1.5 milyon kalıcı göçmeni de sayarsak aslında biz 90 milyonuz.
Biz resmi rakamlar üzerinden gidelim. Almanya haftada 1.5 milyon korona testi yapıyor. Türkiye 750 bin dolayında. Yani yarısı kadar.
Almanya’da günde 6 bin vaka tespit ediliyor. Biz vaka sayısını bilmiyoruz. Bakanlık sadece hasta sayısını açıklıyor. Tezi de şu; her pozitif hasta değildir, taşıyıcıdır.
Günlük hasta sayımız ne kadar peki?
2 bin civarında. Bu sayının anlamı şu; ateşi çıkan, halsizlikten kırılan, öksüren, boğazı ağrıyıp hastaneye koşan testi pozitif çıkan kişi sayısı.
Sağlık Bakanı vaka sayısının hasta sayısından sekiz kat fazla olduğunu söylemişti. O halde günlük vaka sayısı 15/16 bin dolayında.
Alman hükümeti vaka sayısını açıkladığı için Almanlar panikteymiş. Sadece Almanlar değil, İtalyan hükümeti de açıklıyor. Onların vaka sayısı 16 bin.. Fransa’da 20 bin, İspanya’da da o kadar.
Bizde de vaka sayısı Avrupa ülkeleriyle aynı. Ama ulusal çıkar bahanesiyle açıklanmadığı için rehavet halindeyiz.
Gazeteler de yazmıyor, televizyonlar da söylemiyor. Avrupa feci durumda diye tam sayfa haberler yapılıyor. Bu sayede Çekya’da olan bitenden bile haberimiz oluyor. Mesela gıda ürünü satan dükkanlar ve eczaneler dışında dükkanlar kapatılmış.
Türkiye’deki durum ne; bilmiyoruz..TV’ler artık vermiyor, gazeteler de görülmeyecek şekilde sayfanın dibine köşesine yerleştiriyor. Minnacık, istatistik bilgiymiş gibi. Başlık; hasta sayısı 2091 oldu.
Bu sayıyı gören gevşiyor. Almanya’da 6 bin, İtalya’da 16 bin, Fransa’da 20 bin bizde 2 bin.
Akılda kalan bu.
Umursamazlık normal. İç içe yaşama devam normal.
Tabii bir de partizanlık var. Sağlık Bakanı vakaların yüzde 40’i İstanbul’da diyor. İstanbul’a kamp kuracağım diyor ama İstanbul için yaptığı toplantıya CHP’li diye Belediye Başkanı’nı çağırmıyor. İstanbul’dan sonra Bursa’ya gitti; Bursa’da da virüs kaynıyor. Orada düzenlediği toplantıya belediye Başkanı’nı davet etti.
Çünkü o başkan AKP’li.
Sağlık Bakanı hastane sahibi aynı zamanda doktor. Bence doktor falan değil, Hipokrat yemini ederken galiba tek ayağını kaldırmış!.
Üstüne üstlük sıkılmadan açıklama yapıyorlar; Sağlık Bakanı yeniden İstanbul’a geldiğinde Belediye Başkanı ile görüşecekti ama korona oldu!
Yersen mi denir, inanırsan mı denir; yakıştırmayı siz yapın.
Bu arada grip aşısı bulamıyorlar ama korona aşısını bulmuşlar!. 40 güne kalmaz gelirmiş.
Vay be mi desek, oh be mi desek.
Grip aşısını puana bağladılar; karaciğer hastası olmak yetmiyor, üstüne kalp yetmezliği de olması gerekiyor, bir de diyabet varsa yırttın!.
Grip aşısı oluyorsunuz.
Yoksa nanay.
Beş puanı tutturamadın mı aşı maşı yok.
Grip aşısını kaçırdık, Çin’den gelecek korona aşısını yakalar mıyız?
Gelirse tabii. Etkisi olacaksa tabii. 40 gün sonra bu iş bitecek diye kandırılmıyorsak tabii.
Yine dünyaya öncü olacağız.. Yine dünya gıptayla bakacak!.