COVİD 19 İLE MÜCADELEDE BAĞIŞIKLIĞI VE iNFLAMASYONU İHMAL ETMEYİN

İNFLAMASYON NEDİR?

Vücut dokularının patojenler, hasarlı hücreler veya tahriş ediciler gibi zararlı uyaranlara karmaşık biyolojik yanıtının bir parçasıdır ve bağışıklık hücrelerini, kan damarlarını ve moleküler aracıları içeren koruyucu bir yanıttır.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ NEDİR?

Bağışıklık sistemi, bir organizmayı hastalıklardan koruyan bir biyolojik süreçler ağıdır. Virüslerden parazitik kurtlara kadar çok çeşitli patojenlerin yanı sıra kanser hücreleri gibi organizmaya zararlı hücreleri tespit eder ve bunlara yanıt vererek onları organizmanın kendi sağlıklı dokusundan ayırır.

COVİD-19 aşıları, pandeminin sonunun yaklaştığına ve bilim insanlarının önümüzdeki kışa kadar hayatın normale dönebileceğini umduğuna dair güveni artırdı.

Ancak hala bazı büyük belirsizlikler var.

Aşıların en çok ihtiyacı olanlarda - yaşlılarda - ne kadar etkili olduğunu gösteren henüz bir veri yok.

İnsanların hastalığı yaymasını ve hastalanmasını durdurup durdurmadığını da bilmiyoruz.

Ve bağışıklığın ne kadar süreceği belli değil. Yeterli insanı aşılamak ve korumak zaman alacaktır bu nedenle de kişilerin bağışıklıklarını kuvvetli tutmak için hassas olması ve bilinçli olması çok önemli.

Yaz aylarına yaklaşırken, kitlesel aşılamanın iyi bir şekilde başlamış olması ve faydalarından yararlanmaya başlamamız mümkün görünüyor.

Çoğu kişi, ülkeleri kasıp kavuran ölümcül koronavirüse karşı korunmak için sosyal mesafeye, maske kullanınımına, hijyene ve kendi kendini tecrit etmeye odaklanırken, çok az kişi, risk açısından kritik öneme sahip diğer iki faktörün farkında. Bunların birincisi: Bağışıklık, İkincisi ise bastırılması gereken inflamasyon. Aylarca süren pandemiyle ilgili kısıtlamalar milyonlarca insanın hayatını etkiledi ve kimlerin enfekte olup ölüm riskinin en yüksek olduğunu gördükten sonra da bağışıklık ve inflamasyon konularının daha fazla tartışma ve kamuoyu ilgisi gerektirdiğini söyleyebilirim.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ DE YAŞLANIR!

Immunosenescence (bağışıklık sistemi yaşlanması) denilen bir fenomen vardır; yaşımız ilerledikçe vücudumuzdaki birçok doku ve hücrelerde görüldüğü gibi bağışıklık sistemi hücreleri de yaşlanır, etkisi azalmaya başlar. Immunosenescence, yaşlanma ile bağışıklık düzensizliği olarak tanımlanır ve enfeksiyonlara, otoimmün hastalıklara, neoplazilere, metabolik hastalıklara, osteoporoza ve nörolojik bozukluklara karşı artan duyarlılıkla ilişkilidir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki bağışıklık sistemimiz yaşımız ilerledikçe çevremizle olan etkileşimimiz ve yaşam tarzımızla beraber şekillenir, dolayısıyla sağlıklı bir yaşam tarzına (beslenme, egzersiz, vb.) sahip olan bireylerin daha “genç” bir fizyolojiye sahip olacakları söylenebilir.

“DAHA YAŞLI” MUTLAKA “YAŞLI” ANLAMINA GELMEZ

Özellikle yaşlı insanlar bu hastalığa ve potansiyel olarak ölümcül sonuçlarına karşı savunmasızdır. Ancak "daha yaşlı", mutlaka "yaşlı" anlamına gelmez. Amerikan Yaşlanma Araştırmaları Federasyonu, 80 yaşın üzerindeki kişilerin Covid-19'dan ölme olasılığının 20'li yaşlara göre 184 kat daha fazla iken, kırılganlık ve hassasiyetin 55 yaşından itibaren arttığına dikkat çekiyor. Bağışıklık savunmaları yaşla birlikte azalır. Bu, biyolojinin temel bir gerçeğidir. Örneğin, ilerleyen yaşla birlikte, büyük bir immünolojik silah olan doğal öldürücü hücreler (NK cells), virüs bulaşmış hücreleri yok etmede daha az etkili hale gelir. Ancak bu immünolojik düşüşü yavaşlatmak veya hatta bazen tersine çevirmek için hiçbir şeyin yapılamayacağı anlamına gelmez.

Vücut dokularındaki inflamasyon yaşla birlikte artar; bu, koronavirüsün vücuda girmesine, burun ve akciğerlerdeki moleküllere bağlanmasına yardımcı olan ve hasara yol açan bir gerçek. Burada da inflamasyonu azaltmanın ve hastalıklara karşı direnci artırmanın yolları devreye giriyor. Temel silahlar, beslenme ve egzersiz. Bilimsel yayınlar yaşam tarzının bir kişinin bağışıklık sistemi üzerinde büyük etkisi olduğunu vurguluyor.

Covid-19'dan korunmak için şehirden uzaklaşan pek çok kişi ile iletişimde olma fırsatım oldu. Ortak noktaları şuydu: Diğer insanlarla teması sınırlayarak enfeksiyon riskini azaltırken, kilo almış, kas kütlesini kaybetmiş ve neredeyse hareketsiz hale gelmişler. Yaşamlarındaki bu değişim de aslında virüse yakalanmaları durumunda ciddi şekilde hastalanma olasılıklarının da artmasının sebebini oluşturuyor.

İskelet Kası Bağışıklık Sistemini Destekliyor

İskelet kaslarının kasılmaları enflamasyonu azaltarak büyük sağlık yararları olan Miyokin adlı küçük proteinlerin üretilmesini sağlar. Miyokinler inflamasyonların kontrolden çıkmasını önler. Ayrıca, egzersiz ve fiziksel aktivite vücut yağını azaltmaya yardımcı olduğundan, yaşınız kaç olursa olsun doğal öldürücü hücrelerinizin gücünü arttırır. Dolayısı ile kas kütlesini arttıran 85 yaşındaki bir birey Covid ile çok daha olumlu şekilde savaşacaktır.

GÜNDE 3000 ADIMDAN AZ ATANLARIN ENFLAMASYON SEVİYELERİ YÜKSEK

Bilimsel yayınlar günde 3000 adımdan az adım atanların inflamasyon seviyelerinin, 10000 veya daha fazla adım atanlarla kıyaslandığında çok daha yüksek olduğunu belirtiyor. Yani her ne kadar sosyal izolasyonda olsak da, bunun bizi patatese çevirmesine fırsat vermememiz çok önemli.

Bunun için de herhangi bir özel ekipmana ihtiyacımız yok ve spor salonuna gidememek veya dışarıya çıkamamak 10000 adımı atmaya engel değil. Evde uygulanabilecek oturarak veya ayakta yapılabilecek pek çok egzersiz örneği mevcut. Örneğin kol kaslarınızı kuvvetlendirmek için stoklanılan konserve kutularını bile kullanabilirsiniz. Ya da merdiven inip çıkabilir ve kalp fonksiyonlarınızı güçlendirebilirsiniz.

Egzersiz, Covid enfeksiyonuna karşı savunmasızlıklarını artıran kronik sağlık problemlerine sahip kişiler için özellikle önemlidir. Durumunuz ne olursa olsun, egzersiz bağışıklığınızı arttıracaktır.

Düzenli egzersiz ayrıca uykunuzu iyileştirebilir, bu da inflamasyonu baskılayabilir ve bağışıklık sisteminizin fazla mesai yapmak zorunda kalmasını önleyebilir. Her gece yedi ila sekiz saat uyumayı hedefleyin. Virüsle ilgili endişeler sizi uyanık tutuyorsa stresi azaltmak ve zihninizi ve vücudunuzu sakinleştirmek için meditasyon veya aşamalı kas gevşetme (ayaktan başa) uygulamalarını deneyebilirsiniz. Günün geç saatlerinde büyük porsiyonlarda yemek yemekten veya öğleden sonra kafein tüketmekten kaçının.

KORONAVİRÜS KRİZİ SIRASINDAKİ EN BÜYÜK SAĞLIK SORUNU: KONTROLSÜZ VE YANLIŞ BESLENME

Covid dönemi boyunca verdiğim danışmanlık süresince danışanlarımın en büyük problemi kalori alımını kontrol altında tutmak üzerineydi. Görünüşe göre pişirmek ve yemek yemek pek çok kişi için bir eğlence ve vakit geçirme aktivitesi haline geldi. Bu davranış ve yaşam değişikliğinin sonucu da kilo alımı, aşırı şeker ve rafine un tüketimi vb. Tüm bu faktörler virüse karşı duyarlılığı arttıran değişikliklerdir. Fazla kilo yani yağ dokusunun hacimsel artışı bağışıklık sistemini zayıflatır, özellikle de karın-bel bölgesi yağları bahsettiğimiz tahrip edici inflamasyonu arttırır.

İYİ HABER:

Küçük miktarlarda bile kilo kaybı sağlanması, inflamasyona karşı büyük etki gösteriyor. Yani sizin tartıda göreceğiniz ve belki de küçümsediğiniz orandaki kilo kaybı, aslında vücudunuzda hücrelerinizde olumlu yönde etkili büyük bir dalga oluşturur.

Beslenme ve beslenmenin vücudumuza olan etkileri ve detaylarıyla ile ilgili konulara önümüzdeki haftalarda değineceğim çünkü bu alanda doğru bilinen çok yanlış ve kişiye göre değişiklik gösteren çok konu var ve her birine detaylı değinmem gerekiyor.

Kendinize iyi bakın, sağlıkla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Melis Durası Arşivi