Fatma Acar Ünlü
Biz neden Türk Lirası’ndan 6 sıfır atmıştık
Ramazan Bayramı başlıyor, çocukluğumuzun şeker bayramı. Bu arada hayat pahalılığı, artan enflasyon, önemli ticari ilişkilerimiz olan iki komşu ülke arasındaki savaş, sınır ötesinde askeri operasyon, sığınmacılar problemi derken yeterince yorulmuş olan zihnimiz, yıpranmış ruhumuz, bayram tatili ile belki biraz dinlenecek. Siz bu yazıyı okurken ben köyümde aktif dinlenmede olacağım, bayram baklavası hazırlıklarında anneme yardım edeceğim...
Geride bıraktığımız uzun koca bir kıştan sonra bahar güzelliğini, yaz da sıcaklığını hissettiriyor. Fakat gerçek şu ki o eski ramazanlar, eski bayramlar gibi eski fiyatlar da geri gelmeyecek. Fiyatların daha fazla yükselmesini önlemek amacıyla bir şeyler yapılmaya, yine yeni yeniden politikalar uygulanmaya çalışılıyor, pek çoğu da bir sonraki verilerin açıklanmasına kadar o ayı kurtarma çabası ile yapılıyor gibi...
YENİ 500’LÜK BANKNOTLAR…
Son haftalarda dile gelen “Yeni banknot 500’lükler mi geliyor?’’ gündemi ile birlikte “2005 yılında Türk Lirası’ndan attığımız 6 tane sıfırdan geri gelen olacak mı?” diye düşünmeden edemiyoruz...
1 Ocak 2005'te de paradan 6 sıfır atılarak, Yeni Türk Lirası banknotlar tedavüle girmişti. Bir dönem yüksek ve kronik enflasyon, yüksek faiz ve ekonomik istikrarsızlıklara maruz kalan Türk Lirası’na itibar kazandırmak için paradan 6 sıfır atılmasının üzerinden tam 17 yıl geçti.
Ulusal para birimlerinden sıfır atılması konusu, uzun yıllar yüksek enflasyon yaşayan ve enflasyonun olumsuz etkileriyle istikrar programları çerçevesinde mücadele eden çeşitli ülkelerde gündeme gelmiş bir konudur. Paradan sıfır atma operasyonlarına genel olarak bakıldığında bu uygulamalarında başarılı olan ülkeler yanında, ekonomilerinde istikrar sağlayamayan ve birden fazla sayıda operasyona gitmek zorunda kalan ülkeler de bulunmaktadır.
PARADAN SIFIR ATMAK İÇİN
Uzun yıllar yüksek enflasyona maruz kalan ülkelerde, sıfır atarak ulusal para birimlerine güveni yeniden sağlama önemli bir seçenek olarak görülmektedir. Paradan sıfır atılmasının başarılı olabilmesi için siyasi, ekonomik ve psikolojik birtakım ön şartların gerçekleşmesi önem taşımaktadır.
Türkiye'yi parasından 6 sıfır atmaya götüren süreç; 1970'lerden sonra yaşanan yüksek ve kronik enflasyonist süreç, bazı ekonomik değerlerin milyarlar, trilyonlar, hatta katrilyonlarla ifade edilmesine yol açması ile başlamıştır.
İKİ YILDA BİR YENİ PARA
Vatandaş olarak 1981 yılından itibaren ortalama 2 yılda bir, daha büyük değerlerdeki yeni banknotlarla tanışmak zorunda kalınmıştı. 2001 krizinden sonraki dönemde uygulanan sıkı maliye ve istikrar politikaları sonucu enflasyon düşme eğilimine girerken, ekonomiye de güven sağlanmıştı. Böylece, 31 Ocak 2004'te, Türk Lirası’ndan 6 sıfır atılması ve 1 milyon liranın 1 Yeni Türk Lirası’na (YTL) eşitlenmesini öngören ilgili kanun çıkarıldı. 1 Ocak 2005'te de paradan 6 sıfır atılarak, Yeni Türk Lirası banknotlar tedavüle girdi. O zamanlar bu karar yani Türk Lirası’ndan "6 sıfır atılması devrim niteliğinde" görülmüştür.
O tarihte Sayın Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başbakan, Sayın Süreyya Serdengeçti Merkez Bankası başkanı olarak görev yapıyorlardı. Türk Lirası’ndan 6 sıfır atılmasındaki temel amacın, ulusal para birimine yeniden güven ve itibar kazandırmak olduğunu belirtmişlerdir.
SIFIR ATMANIN YARARLARI
Dönemin Merkez Bankası Başkanı Sayın Süreyya Serdengeçti, 6 sıfırı atılmış YTL'nin yararlarını özetle şöyle sıralamıştı:
- Fazla sayıdaki sıfırların yarattığı sıkıntı ortadan kalkacak.
- Enflasyonun düşürülmesi konusundaki başarının ve enflasyonun kalıcı bir şekilde, tek haneli seviyelere düşürülmesi anlamında bir kararlılığın göstergesi olacak.
- Toplumun ulusal paraya olan güveni yenilenecek.
- Bankaların ve Merkez Bankası'nın işlem hacmi rahatlatılacak ve bankamızın üretim maliyeti azalacak.
- YTL'ye geçişte, 1 milyon Türk Lirası, 500 bin liralar, madeni paraya dönüştürülecek. Böylelikle randıman artacak ve pratik yararlar sağlanacak.
- Enflasyonun tek haneli rakamlara düşmesiyle, paranın da itibarı artacak.
2005 yılında yıllık TÜFE, 2004 yılındaki oranlardan daha düşük seviyede gerçekleşmiştir. Dolayısıyla operasyonun enflasyon üzerinde artırıcı bir etkisinin olmadığı, hatta enflasyondaki düşüş trendinin devam ettiği görülmüştür.
Hangi ülkeler paradan sıfır attı?
Dünya genelinde de paradan sıfır atılmasının birçok örneği bulunuyor. Yaklaşık 100 yılda 50'den fazla ülke paradan sıfır attı. Parasından fazla sıfırları atan ilk ülke 1923'te Almanya oldu. Bugün AB üyesi olan pek çok ülke de geçmişte benzer yöntemi izledi. Fransa, Finlandiya, Macaristan ve Yunanistan bunlardan birkaçı olarak öne çıktı.
Ülke örnekleri incelendiğinde ulusal paradan sıfır atılması uygulamasının, genellikle bir istikrar programı ile birlikle gündeme geldiği görülmektedir. Farklı enflasyon oranında sıfır atılmasına rağmen, bu farklı ülkelerde uygulanmakta olan istikrar programına bağlı olarak enflasyonda da kalıcı düşüş sağlanabilmişti.
Paradan sıfır atma istikrar programında, İsrail, Bulgaristan ve Polonya örnekleri başarılı olurken, Arjantin ve Brezilya sıfır silme uygulamasında bekleneni veremedi. İsrail'de, 1985 yılında uygulamaya koyulan istikrar programı kapsamında ulusal para Şekel'den 3 sıfır atıldı. Bu durum, uygulanmakta olan istikrar programıyla birlikte %450 seviyesindeki yıllık enflasyonun kontrol altına alınmasına önemli katkıda bulundu.
Diğer taraftan, Arjantin ve Brezilya'da hiperenflasyonla mücadele etmek için uygulanan programlar çerçevesinde ulusal paradan birçok defa sıfır atılmıştır. Ancak mali ve parasal disiplin konusuna yeterince eğilmeyen bu programların başarısızlıkla sonuçlanması ve enflasyonun kontrol altına alınamaması nedeniyle paradan birçok kez sıfır atılması gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Bu ülkelerde benzer sürecin tekrarlanmasının nedeni, “program uygulamasının kararlılıkla sürdürülmemesi, programın daha başlangıcında paradan sıfır atılması yoluna gidilmesi, operasyonun ekonomik programın sonucu değil bir aracı olarak uygulanması, çeşitli alanlarda gerekli yapısal reformların yapılmaması ve bu nedenle kamuoyunda olumlu beklentilerin oluşmaması” olarak sıralanmaktadır.
Türkiye'de dönem itibarı ile uygulanmakta olan ekonomik programda önemli aşamalar kaydedildikten, özellikle enflasyon ciddi ölçüde düşürüldükten sonra paradan 6 sıfır atılması fikri geliştirilmiştir. Bu arada, Latin Amerika örneklerinde, ekonomik programla birlikte “sabit döviz kuru rejimi” uygulanırken, Türkiye'de “dalgalı döviz kuru rejimi”ne geçilmiştir. Bu ise cari açıklar nedeniyle ekonomide oluşabilecek riskleri azaltmıştır. Ayrıca, o dönem uygulanan güçlü ekonomiye geçiş programında mali disipline azami önem verilmekte ve sıkı para politikası uygulanmaktaydı.
Son olarak Türk Lirası’nın geleceği
Türk Lirası’nın geleceğinde, dünya örneklerinde olduğu gibi, en önemli belirleyici enflasyon düzeyindeki gelişmelerdir. Düşük enflasyon ve bunun sürdürülmesi anlamına gelen fiyat istikrarı süreci bozulmadıkça ülkemizde bir daha paradan sıfır atma zorunluluğu doğmayacaktır. Bu anlamda ülkemizde enflasyon düzeyinin belirlenmesinde etkili olan faktörlerden uluslararası piyasalarda hammadde fiyatlarının gelişimi, uluslararası finansal piyasalarda ortaya çıkan likidite sorunları, döviz kurları, iç talep koşulları ve ülke içi hizmet fiyatlarındaki katılıkların TL süreci ile ilgili birer potansiyel risk alanı olduğu unutulmamalıdır.
KAYNAK: Alpaslan SEREL - Mevzuat Dergisi - ‘’Dünyada Paradan Sıfır Atma Operasyonları Ve Yeni Türk Lirası’’