Ayşe Baykal
Bir teşekkür, bir soru…
Karadeniz’le ilgili son yazımı teşekküre ayırmak istiyordum… Lakin Trabzon Havalimanı’nda uçağa bineceğimiz saatlerde yaşanan “pist çatlama” olayına denk gelince birkaç satır yazmadan geçmek olmaz diye düşünüyorum.
Önce teşekkürümü yazayım. Köyümüzle ilgili sorunları konuşmak üzere Trabzon ve Maçka Belediye Başkanlarından randevu talep etmeme rağmen dönüş alamadığımı belirtmiş ve yöneticilerin sessizliğine sitem etmiştim.
Yayımlanan yazım üzerine Trabzon Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nun Özel Kalemi arayarak başkanın davetini iletti.
Belediye Başkanı Murat Bey’le makamında görüştük, sorunları aktardım. Özellikle yaşadığımız su sorununu dile getirdim. İlgileneceğine söz verdi. Tabii ki müjdeli haberi köylülerimize verdim. Kırantaş Köyü sakinleri olarak heyecanla takipteyiz.
Teşekkürüm Murat Bey’e ama sorunlarımızı dinleyip çözüm sözü verdiği için değil, bu zaten görevi dâhilindeydi. Teşekkürüm şahsının ve çalışma arkadaşlarının nezaketli tavırlarından dolayı.
Zira herhangi bir sorunu kaleme aldığım zaman konunun ilgilileri tarafından olumsuz tavırla karşılaşmaya o kadar alışmışım ki, aksini yaşayınca şaşırdım.
Murat Bey’in tavrının AK Partili yöneticilere örnek olmasını temenni ediyorum. Kendisini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde hizmet veren Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığımıza davet ettim. Buradan da tekrarlamış olayım.
Ve tabii kronikleşen su sorunumuzun çözülmesini de temenni ediyorum.
Trabzon Havalimanı’nda yaşanan sorunun sorumluları kim?
Başımıza geleceklerden habersiz olarak Trabzon’dan İstanbul’a uçuşumuzu 20 Ağustos Cuma akşamı 10.30’a aldık. Erken saatte havalimanına vardığımızda ortalık sakindi. Check-in saatimiz geldiğinde bankoya gittik, işlem için beklememiz söylendi.
Zaman ilerledikçe havalimanı kalabalıklaşmaya, check-in yapmak için bankoların önünde kuyruklar uzamaya başladı. Görevliler tarafından check-in’lerin 15 dakika içinde yapılabileceği anons edildi. İkinci 15 dakikada aynı anons tekrarlandıktan sonra ortada bir sorun olduğunu anladık. Biletimizi aldığımız Türk Hava Yolları görevlilerine “Neler oluyor?” diye sorduğumuzda “Pistte sorun var, check-in işlemlerini yapacağız fakat valizleri almayacağız, uçuş için Ordu Havalimana yönlendirilebilirsiniz” cevabını aldık.
Havalimanı içinde bu cevap yayılınca panik havası hâkim oldu. Trabzon Havalimanı küçük, insanlar kalabalık, buna telaş da eklenince gergin bir ortam oldu. Ordu’ya ne zaman nasıl gideceğimizin belirsizliği içinde beklerden Afganistan Havalimanı’nda yaşayan insanları düşündüm. Türkiye içinde bir şehirden başka bir şehre gidecek olmamıza, güvenlik sorunu olmamasına rağmen yaşanan gerginlik had safhadaydı.
Nihayetinde otobüslerle Ordu-Giresun havalimanına oradan da İstanbul’a geldik. 84 yaşında annem ve kedimiz için çok yorucu bir yolculuk oldu.
Havalimanı pistinde yaşanan sorunla ilgili geçmiş haberleri araştırdığımda, pistteki tehlikeyle ilgili bilim insanlarının yetkilileri uyarmış olduğunu gördüm.
O günden beri takip ediyorum fakat havalimanı pistinde yaşanan sorunla ilgili yetkililer tarafından herhangi bir açıklama yok.
Bir vatandaş olarak sormak istiyorum: Herhangi bir ürünü satın aldığınızda garanti süresi oluyor da koca havalimanının pistini onaran firmanın bir garanti süresi olmuyor mu?
Vatandaşın vergileriyle yapılan ve yaşanan aksaklıkta mağduriyet yaşayan vatandaşın hakkını savunacak ve açıklama yapacak yetkili bir kurum yok mu?