Kubilay Kaptan
Beklenen İstanbul Depremi
Bugüne kadar yurtdışı ve yurtiçi farklı kurumlar İstanbul için farklı deprem senaryolarıyla ilgili raporlar hazırlamışlardır. Bunlardan bazılarını özet olarak sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kasım 2009, İstanbul’un Olası Deprem Kayıpları Tahminlerinin Güncellenmesi (İBB – OYO – B.Ü. Kandilli Rasathanesi):
• 2.500-10.000 Adet Çok Ağır Hasarlı Bina
• 13.000-34.000 Adet Ağır Hasarlı Bina
• 85.000-150.000 Adet Orta Hasarlı Bina
• 250.000-350.000 Adet Hafif Hasarlı bina
• 10.000-30.000 Kişi Can Kaybı
• 20.000-60.000 Kişi Hastanede Tedavi
• 50.000-140.000 Kişi Hafif Yaralı
• ~ 530.000 Adet Acil Barınma İhtiyacı Olan Hane
• ~ 400 Adet Yanıcı patlayıcı ihtiva eden binada hasar
• ~ 450 Noktada İçme Suyu Hattı Hasarı
• ~ 1.500 Noktada Atık Su Hattı Hasarı
• ~ 650 Noktada Doğalgaz Altyapı Şebekesi Hasarı
• ~ 17.000 Adet Doğalgaz Kutusu Hasarı
• ~ 26 Milyar TL. Yapısal Hasar Kaynaklı Mali Kayıp
• ~ 80 -100 Milyar TL. Toplam Mali Kayıp
İstanbul İli İçin Deprem Senaryosu (Gazi Üniversitesi, Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi):
• Ölü sayısı: 32.536
• Yaralı sayısı: 81.828
• Ağır hasarlı konut sayısı: 125.137
• Orta hasarlı konut sayısı: 169.473
• Hafif hasarlı konut sayısı: 206.187
• Açıkta kalacak insan sayısı: 1.219.685
Genel olarak yaralıların %75’inin ayakta tedavi edilebileceği %25’inin ise hastane bakımına ihtiyaç duyacakları kabul edilmektedir. Bu oranlara göre senaryo deprem neticesinde 61.371 kişinin ayakta tedaviye, 20.547 kişinin ise hastane bakımına ihtiyaç duyabileceği söylenebilir. Açıkta kalacak insan sayısı ortalama aile sayısı (4,14) ile oranlandığında, çadır ihtiyacının 294.610 olduğu görülür. İstanbul’u etkileyebilecek büyük bir depremde (Senaryo depremi) kuvvetli yer hareketinden kaynaklanacak sarsıntılara ilave olarak; Heyelan; Zemin Göçmeleri; Sıvılaşmalar; Tsunami; Yangın; Su Basması; Tehlikeli Madde Sızıntıları nedeniyle de hasarlar oluşabilecektir.
İstanbul’da deprem riski analizi (Seda Kundak, Handan Türkoğlu):
Mahallelerdeki risk düzeyleri temelde mahallenin tehlike kaynağına uzaklığı ve yerleşim dokusuna göre değişmektedir. İstanbul’daki en yüksek riske sahip mahalleler incelendiğinde, bu alanlarda toplam 1 milyonun üzerinde bir nüfus yaşamaktadır. Hassas nüfus oranının %30 dolaylarında olduğu bu mahallelerde ortalama nüfus yoğunluğu 500 kişi/ha ve ortalama bina yoğunluğu ise 30 bina/ha’nın üzerindedir. Bu mahallelerde ortalama konut birimi sayısı 13.000, ortalama iş yeri sayısı 3.300 civarındadır. Tehlikeli kullanım kapsamına giren benzin istasyonları, tüp dolum-satış tesisleri, kimya ve boya fabrikaları gibi kullanımlar her mahallede
5-10 tesis şeklinde bulunmaktadır. En yüksek risk değerine sahip mahallerde doluluk-boşluk oranları da çarpıcı değerlere sahiptir. Bu alanlarda doluluk oranı %95, boş alan oranı %4,3 ve yeşil alan oranı ise %0,7’dir. Plansız yerleşme oranının %70’e ulaştığı en riskli mahallerde çoğunlukla sağlık tesisi bulunmamaktadır.
2017 İstanbul Deprem raporu (TMMOB):
İstanbul’da nüfusun büyük bir kısmı 1. derece deprem bölgesinde yaşamaktadır. Mevcut yapı stokunun yaklaşık % 50’si kaçak, yaklaşık % 40ı deprem ömrünü tamamlamış, %27 si deprem riskine bağlı olarak acilen yıkılması gerekmektedir ve binaların sadece % 35’inde DASK vardır. Nüfusunun büyük bir kısmının 1. derece, önemli bir kısmı da 2. derece deprem bölgesinde yaşıyor olmasına karşın, yapı stoku, zeminin jeolojik koşulları, denize kıyısı olması, denizel dolgu alanları, mühendislik hizmeti almadan üretilen binlerce yapının varlığı, kaçak yapılaşmanın kentin ayırt edici özelliği olması, ulaşım yapılarının, barajların, tarihi eserlerin depremde vereceği tepkinin bilinmemesi, okul, hastane, yurt gibi yapıların mevcut durumundaki belirsizlikler, kentsel dönüşüm projelerindeki belirsizlikler, su taşkınlarında bile yetersizliği açığa çıkan altyapı sorunları, dere yataklarını bile yerleşime açan imar uygulamaları, afet sonrası çalışmaların taşıdığı soru işaretleri, deprem bilincinin yeterince yaratılamaması, İstanbul
un tahmin edilenden öte yıkıcı bir etki altına gireceğini göstermektedir.
İstanbul'un 31 Aralık 2016 tarihi itibariyle resmi kayıtlı nüfusu 14,8 milyon, bina sayısı 2 milyonun üzerinde, konut sayısı ise 4 milyonu fazlasıyla geçmiştir. Bu koşullardaki deprem senaryosu elbette çok daha kötü olacaktır. En basit hesaplamalara/kıyaslamalara göre bilanço 100.000 ile 120.000 ağır hasarlı bina, 1.000.000 ile 1.200.000 civarında evsiz aile, 2 milyon kişiye de kurtarma operasyonu gerekecektir.
Büyük trajedi, aynı zamanda İstanbul’un büyük bir insanlık dramını yaşayacağını ifade etmektedir ki, ne merkez ne de yerel yönetimin bu gerçeğin farkında olmamasının yarattığı “büyük çaresizlik” varlığını iyiden iyiye hissettirmektedir.
Bu ve benzer senaryolar hemen hemen aynı sonuçları göstermektedir. İstanbul veya İzmir, Bursa, Çanakkale, Malatya, Elazığ, Erzurum ve benzer illerimiz için aynı durum söz konusudur. Önlemler alınmazsa bu illerde ama özellikle İstanbul’da yaşanacak bir deprem ülkemizin geleceğini olumsuz anlamda etkileyecek düzeyde olacaktır.