Kubilay Kaptan
Bayram için Hikâyeler
Bir varmış, bir yokmuş
Her İran masalı şu cümleyle başlar: “Yeki bud, yeki nabud; Bir varmış, bir yokmuş; bir olmuş bir olmamış.”
Hafız
İranlılara sorarsanız tartışmasız en
büyük şairleri Hafız’dır (1325/1326-1389/1390). İran’da neredeyse her evde bir Hafız-ı Şirazi Divanı bulunur ve insanlar küçük yaşlardan itibaren ondan beyitler ezberleyip her fırsatta kullanırlar. Dahası kafelerde masaların üzerinde Divan’ın küçük bir kopyası durur ve gençler rasgele bir sayfa açıp günlük fallarına şiirle bakar. Bende Hafız-ı Şirazi Divan’ından rasgele bir safya açıp falıma baktım. Şu çıktı:
varlığım baştan gitsin, tek yüzünü döndür
söyle yele, dertlilerin harmanını süpürsün
tufanlara kaptırdık gözümüzü, gönlümüzü
gam seline söyle, evi temelinden götürsün
bakışımız dicle’nin yıksın bütün ününü
soluğumuz zerdüşt’ün ateşini söndürsün!
“seni kirpiklerimle öldürürüm” diyen yâr
aman, sakın caymasın, öldürürse öldürsün!
hafız’a son gününde vuslat muştusu versen
belki ölürken bile onu mutlu görürsün!
Paul Cezanne
Derin ve yoğun dikkat ustası Paul Cezanne (1839-1906) bir keresinde şeylerin kokusunu da görebildiğini söylemişti. Madame Cezanne’ın aktardığına göre biraz durur ve tabiatta filizlenen her şeye gözünü dört açarak bakar… “Manzara bende düşünüyor, ben onun bilinciyim,” derdi.
Zamansız toplumlar
İlkel toplumlarda zaman yoktur. Bu toplumlarda insanın zamanı var mıdır yok mudur sorusunun bir anlamı yoktur. Bu toplumlarda zaman tekrarlanan ortak etkinliklerin ritminden (çalışma ve bayram ritüelleri) başka bir şey değildir. Zaman bireysel değildir, şenlik anında doruk noktasına ulaşan değiş tokuş ritmin ta kendisidir.
Kirpi ile Tilki
Isaiah Berlin’in harika bir denemesi vardır; “Kirpi ile Tilki” (The Hedgehog and the Fox). Kirpi tek bir şeyi çok iyi bilir, tilkiyse her şeyden biraz bilir.
Ninova
Trafiği denetim altında tutabilen son insan Asur Kralı Sinahheriba’ydı. (Hüküm sürdüğü dönem: MÖ 704-681) Başkent Ninova’da bulunan tören yolu boyunca yerleştirdiği renkli tabletlere şu yazı kazınmıştı: “Kraliyet Yolu: Kimse yolu kapatmasın.”
Bunun yazılmasından asırlar sonra 2015 yılının şubat ayında IŞİD, Ninova Arkeoloji Müzesinde bulunan Mezopotamya bölgesinde yaşamış uygarlıklara ait binlerce yıllık heykel, kabartma ve diğer eserlere büyük çapta zarar verdi.
Aristoteles
Züppeliği ile tanınan zamanın modasına uygun olarak hafif peltek konuşan Aristoteles’in okulu Lyceum ismini filozofun binalarını kiraladığı gölgeli koruluktan almıştı. Aristoteles okulu ayrıca ilk botanik bahçesine ev sahipliği yapmıştır. Hiç şüphesiz bu bahçe onun De Historia Plantorum
(Bitkiler Üzerine) adlı günümüze ulaşmayan kitabına önemli bir katkıda bulunmuştur.
Karl Marx
1883 yılında Karl Marx’ın Londra mezarlığındaki cenaze törenine kalabalık bir topluluk katıldı; mezarcıyı da sayarsak on bir kişi. En ünlü cümlelerinden biri mezar taşına kazındı: “Filozoflar dünyayı çok farklı biçimlerde yorumladılar, ama asıl mesele onu değiştirmek.” Bu dünyayı dönüştürme peygamberi hayatını polisten ve alacaklılardan kaçarak geçirdi.
Ebu’l Ala El Maarri
Arapların arasında olup Arapları anlatan şiirler yazan bir Arap şunları yazmıştı;
“Dünya üzerindeki insanlar ikiye ayrılırlar;
Beyinleri olan ama dinleri olmayanlar
Ve dinleri olan ama beyinleri olmayanlar ve:
Kader bizi sanki camdanmışız gibi kırıyor,
Ve bu parçalar bir daha asla yapışmıyor.”
Bu şairin adı Ebu’l Ala El Maarri’ydi. Suriye’nin Maarat şehrinde, Hıristiyanların orayı taş üstünde taş bırakmayacak şekilde yıkmalarından kırk yıl önce 1507 yılında öldü.
Köpük izi
Apelles bir at resmi yapmaktadır. Atın ağzındaki köpüksü teri çizme aşamasına gelene kadar her şey yolundadır. Apelles birkaç teknik dener, ancak hiçbirinin sonucundan tatmin olmaz. Sonunda, hayal kırıklığıyla, fırçalarını temizlediği süngeri alır ve resme doğru fırlatır. Sünger atın burnuna çarpıp yere düşer; arkasında muhteşem bir köpük izi bırakmıştır.
Mutluluk insanın karşısına tesadüfen çıkar.
Ancak tesadüf yaşayarak yaratılır