Murat Özçelik

Murat Özçelik

Başkasının parasıyla fazla efelenmemek lazım!

20 yıllık AKP iktidarının son döneminde Türkiye başkalarının parasıyla dışarıya karşı biraz fazla efelendi.

Küresel düzeydeki para bolluğu sırasında bir yandan üretimden çok daha fazla getirisi olduğu için üreten iş insanları da inşaata yönelir, ülkede üretim hemen tamamen dururken diğer yandan ithalata dayalı bir büyüme modeli ile dış ticaretin tepesine oturtulanlar vasıtasıyla malum siyasetçilere aktarılan paralarla bazılarının kanı kaynadı! Hele yandaşlara alenen iki misline verilen ihalelerden gelen paralar iktidarı kendisini yıkılmaz hissetmeye sevk etti. Sadece 2023 değil 2073 hesabı yapmaya başlamışlardı. Halkı kendisine oy vermeye mecbur bırakma adına dışarıdan gelen paralarla halk tasarruf yerine daha fazla borçlanmaya teşvik edildi.

Başlangıçta ülkenin geleneksel partnerleri olan Batılı ülkelere de fayda sağlayan bazı politikalarla işi idare ederken oturduğu dalı keser şekilde Batı'ya karşı ve Batı'nın Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Körfez’deki işbirlikçilerine karşı neo-Osmanlı politikalar uygulayan AKP, sadece “değerli yalnızlığa” düşmek değil, ülkeye birçok düşman da kazandırdı. Cumhurbaşkanı ve siyasi yandaşlarının büyük stratejik kırılmaları idare edebilecekleri zehabıyla bakkalvari al ver ilişkileri ile bir de Rusya ile S-400 alımına karar verilmesi her şeyin üstüne tuz biber ekti. Neticede, Rusya’ya ve İsrail’e karşı İran’a doğru savrulmanın yarattığı stratejik kırılmanın altında kalan AKP iktidarı ile Cumhurbaşkanına karşı geri dönülmez biçimde oluşan “güvensizlik” hali, ülkenin bir resesyona doğru yuvarlanmasını ciddi şekilde hızlandırdı.

İktidarını korumaktan başka kendisi için çıkış yolu göremeyen AKP şimdi dış politikada 180 derece dönüş yapmak için kıvranıp duruyor. Bu derecede zayıf düşmüş olması onunla pazarlıklarda karşısındakilerin elini sürekli güçlendiriyor. Üstelik elindeki son kozlarını kullanma biçimi dış dünyada tam bir fırsatçı tüccar gibi algılanmasına neden oluyor. Son örnek Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik başvuruları.

AKP LİDERİNE ÇIKIŞ YOLUNU GÖSTERİN
AKP içindeki akl-ı selim sahibi, bugüne kadar kararlarını ülke yararı için vermenin dışında herhangi bir çıkar ilişkisine girmemiş olan ve bu nedenle de partideki görevlerinden uzaklaştırılmış olan eski parti üyelerine ve yöneticilerine sesleniyorum. Bu gidiş gerçekten gidiş değil. Cumhurbaşkanının liderliğindeki AKP ile mutlaka kaybedeceksiniz. İster güzelce AKP içinde yeni bir lider seçip partiyi kurtarmaya çalışın, isterseniz Cumhurbaşkanı yerine başkasını AKP lideri ve yeni Cumhurbaşkanı adayı yapmaya gücümüz yetmez diyorsanız o zaman DEVA veya Gelecek Partisine destek verip önümüzdeki dönemde gerçek dindar muhafazakarlara yeni bir istikamet gösterin. En azından bu çabanızla “zararın neresinden dönülse kardır” denilebilecek bir hizmet yapmış olursunuz. Dolayısıyla AKP liderine çıkış yolunu gösterebilecek olanlar da sizlersiniz. Hiçbirimizin bu ülkeyi iç kaosa götürüp batırmaya hakkı yok. Aksi takdirde her Türk devletinin yıkılışında olduğu gibi yine içerden yıkılmış olacağız dışarıdan değil. Cumhurbaşkanına bir çıkış yolu gösterin yoksa yapılan tüm yeni yanlışların üzerine bir de eski yanlışlar eklenmiş olacak. Neden; onu da anlatayım.

Ekonomik sıkıntılar içinde debelenen bir ülkenin lideri, elindeki kaynakları halkının ızdırabını azaltmak üzere ekonominin düzeltilmesi yolunda yatırımlar için mi kullanır yoksa Suriye’de giriştiği maceralara yenisini ekleyerek mi? Bugün Suriye’de ve Irak’ta eş zamanlı olarak yürütüleceği söylenen harekatlar bana geçmişte siyaseten tükenmiş politikacıların Genelkurmay’ın talimatı ile hareket edip kendileri başkomutan”mış” gibi yapan siyasetçileri hatırlatıyor. Yani Türkiye yine askeriyeye yavaş yavaş teslim oluyor izlenimi ediniyorum. Onun için Cumhurbaşkanına da artık pek yalnız kalmış gibi göründüğünden ülkenin daha kötüye gitmemesi için yardımcı olmak adına “aman dikkat et” diyorum. Zira şu anda Suriye’de PYD’den gelen tehdit sizin iktidarınız zamanında destek verdiğiniz “cihatçılardan oluşan Suriye Ulusal Ordusu”ndan gelecek olandan daha az.

“Herkes Ukrayna ile uğraşırken ben güneyde bazı şeyleri oldu bittiye getirebilirim” diyorsanız bu çok tehlikeli. Bakın bir kez daha uyarayım da “eski diplomat olarak neden fikrini söylemedin” demeyin.

PUTİN’İN GELECEĞİ HİÇ PARLAK DEĞİL
İngiltere’nin AB’den ayrılmasından sonra yumurtalarını ABD ile daha fazla aynı sepete koyduğunu görüyorsunuzdur. NATO’da Almanya’yı dahi ikna edip Ukrayna ordusuna öyle bir yardım yaptılar ki bu defa ABD tek bir asker göndermeden Rusya’yı Ukrayna’da durdurdu. Rusya’da yaptırımlar sonrasında Putin’in iktidarının ne hale geleceğini biraz daha açık görebilmeye başladık. Cumhurbaşkanı bilmeli ki yakın dostu Putin’in geleceği hiç parlak değil. Ancak şimdi bu durumdan bilistifade “Suriye’nin kuzeyindeki güvenlik koridorunu Suriye ve Rusya aleyhine halledebilirim” diyorsanız Rusya ve Suriye’nin İdlib taraflarında cihatçıları tarumar edip ülkemize dönük yeni bir mülteci dalgasına sebep olmaktan hiç çekinmeyeceklerini biliniz. Bu durumda Kürtleri ve PYD’yi kovup oralara bizden 1 milyon mülteci yerleştiririm diye hesap yaparken o kadardan fazla mülteci ülkemizi boğmasın. Gerçi siz hep kendi açtığınız belayı düzeltmeye çalışıp ülkenin sorunlarını öyle hallettiğinizi söylüyorsunuz ama bu defa bu işin altında kalabilirsiniz. Yani pek Rusya’nın ayağına basmayın.

Öte yandan ABD de bizimle pek uğraşamaz deyip ABD’nin hem İran hem de cihatçılara karşı kolladığını söylediği PYD ile orada yerleşik yüz binlerce Kürt'ü aşağıya süreriz ve buraya bizdeki mülteci-cihatçıları yerleştiririz derseniz bu defa yukarıda Ukrayna bahsinde ABD’nin neler yapabildiğini düşünün olur mu?

Yani maceraya girip Türkiye’de yeni bir kaos yaratmanın vebali sizlerin boynunda olacaktır. Bunu bilin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Özçelik Arşivi