Tolga Sardan
Bakan Koca, ne demek istedi?
“Temaslı kişilerin pozitif vakaya dönüşme oranları, mayıs ayına kıyasla Türkiye genelinde 1.3 kat arttı.”
Bu cümleyi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçen pazar akşam saatlerinde twitterden yaptığı paylaşımda kullandı.
Bakan Koca’nın bu değerlendirmesi, kamuoyunun her akşam olduğu gibi pazar akşamı da Kovid – 19 verilerine takılması nedeniyle pek önemsenmedi, dikkate değer bulunmadı.
Ancak, Koca’nın net veriyi gösteren söz konusu tanımlaması, pandeminin başından itibaren süregelen “verilerin sağlıklı açıklanıp açıklanmadığı” tartışmasını sona erdirecek cinstendi.
Şöyle ki; Sağlık Bakanlığı’nın, günlük bilgilendirmelerinde açıkladığı salgın verilerinde “temaslı kişilerin pozitif vakaya dönüşmesi” ile ilgili herhangi bir veri açıklamadığını biliyoruz. Açıklanan verilerin parametreleri belli.
Fakat Koca’nın bu paylaşımıyla anlıyoruz ki, özellikle filyasyon ekiplerinin çabalarıyla yürütülen temaslı vakalarla ilgili Sağlık Bakanlığı’nda ayrı bir veri tabanı mevcut.
Bu durumda; pandeminin başlamasından beş ay sonra virüsle mücadelede geldiğimiz nokta, salgının en civcivli dönemindeki durumdan daha geri. Bir başka deyişle, virüsün yayılma hızı ve etkisi dört ay öncesine göre daha yoğun.
Temaslı kişilerin pozitif vakaya dönüşmesi oranındaki artışın açıklanması, kamuoyuna yansıyan verilerin aslında daha yüksek olduğu gerçeğinin de günışığına çıkmasını sessiz sedasız sağlamış oldu. Koca’nın açıklamasından benim anladığım bu.
Anlaşılıyor ki, önümüzdeki dönem bizler için daha zorlu geçecek. Sinyallerin olumsuz olması hiç de iç açıcı değil ne yazık ki.
Okulların açılması
Adeta “korku filmi”ne dönüşen salgın çerçevesinde ülke kamuoyunu yakından ilgilendiren başlıklardan birisi; eğitim döneminin başlayıp başlamayacağı, hiç şüphesiz.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yeni eğitim ve öğretim döneminde okulların açılmasıyla ilgili farklı çalışmalar yapıyor. Bu konuda, her gün farklı bilgiler kamuoyuna yansıyor.
Bakanlık, devlet ve özel okulların açılmasında bir takvim belirlemiş durumda. Bu takvimin hayata geçmesine sayılı günler kaldı.
Ülke genelinde okullarda salgınla mücadele çerçevesinde belirlenen koşullara ne kadar uyulacak henüz belli değil. Kimi okulların fiziki durumlarının pandemiyle uyumunun olamayacağı biliniyor.
Şu günlerde maalesef bir kaos süreci yaşanıyor eğitim camiasında.
Bu çerçevede, Bilim Kurulu’nun okulların açılmaması yönünde tavsiyeyi yazılı biçimde MEB’e ilettiği yönünde bir bilgiye ulaştım.
MEB’in birkaç gün içinde, eğitim ve öğretimin başlayıp başlamayacağı konusunda bir açıklama yapması bekleniyor.
Virüsle değil, tedbirle mücadele
Yeni normale dönüşle birlikte ilginç bir süreç yaşanmaya başlandı Türkiye’de.
Virüsün etkisinin nispeten kontrol atına alınması sonrasında önlemlerin gevşetilmesiyle beraber başlayan dönemde toplumun virüsle mücadele etmek yerine tedbirlerle mücadele ettiğini gösteren örnekler yaşanıyor.
İçişleri Bakanlığı’nın arka arkaya yayımladığı genelgelere karşın, toplum virüsle mücadele eden sağlık emekçileri ve bilim insanlarının tavsiyelerine uymak yerine bildiğini okumaya devam ediyor.
Elbette bu durumun oluşmasında devletin en başından beri payının olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Pandeminin ilk görüldüğü günlerden itibaren devlet kanalıyla topluma yapılan bilgilendirmelere kuşkuyla yaklaşılması, bugün bu ortamın oluşmasına zemin hazırladı.
Pandeminin en sorunlu günlerinde Sağlık Bakanı Koca’ya olan güvenin şimdilerde azalması, saha gerçeği ile açıklanan verilere duyulan güvenin tartışılır hale gelmesi, halkta “bize bir şey olmaz” görüşünün yaygınlaşmasına neden oluyor.
İşte İçişleri Bakanlığı, önceki gün yeni bir genelge yayımlayarak valileri, kaymakamların, hatta muhtarların bizzat sahaya çıkarak halkın içinde olması ve salgınla mücadelede görev alınması talimatını verdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bizzat pazar denetimleri yaparak halka çağrıda bulunuyor, ama nafile.
Askere uğurlama, nişan ve düğün törenlerinin toplu yapılmasına İçişleri Bakanlığı’nca denetim getirilmesine karşın önceki gün Bursa’dan yansıyan askere uğurlama görüntülerini anlamak mümkün değil.
Anlaşılıyor ki, günü birlik önlemlerle pandeminin kontrol atına alınması her geçen gün zorlaşıyor. Devlet, yeni bir haritası çıkartmak zorunda.