Onur Aydoğan
Ah be Filenin Sultanları…
Kadın milli voleybol takımımızın Polonya ile oynadığı maçın izlenme oranı A milli futbol takımımızın maçının iki katıydı. Sırbistan ile oynadığı yarı final maçında tüm Türkiye ekran başına kilitlendi. Bir anda Filenin Sultanları ünlü şarkıcılardan, dizi yıldızlarından daha popüler oldu. Ancak bu ilgi ve sevgi maça olan konsantrasyonlarını bozmuş olsa gerek, rakibimizden daha iyi olmamıza rağmen bu önemli maçı kaybettik. Üçüncülük maçında Hollanda’yı zorlanmadan yenen kadın voleybol takımımız bronz madalya kazandı ancak bu takıma şampiyonluk yakışırdı. Yazık oldu.
Nefeslerimizi tutarak izlediğimiz final gibi yarı final maçında, son topa kadar başa baş giden ilk 3 sette Sırbistan takımı Tijana Boskoviç ile setlere tutundu. Tüm Türkiye onun yorulup oyundan düşmesini bekledi. Boskoviç’in iyi oyununun yanı sıra, bizim rakibimizden üstün olduğumuz yönlerimizi maça yansıtamamamız bu üç setin ikisini kaybetmemize neden oldu.
Ne demiştik, Filenin Sultanlarının tamamı çok etkili servislerle rakiplerimizi bozuyordu. Sırbistan maçında öyle etkili servisler göremedik. Tüm toplar Sırbistan pasörü Maja Ognjenovic’in ellerine yumuşacık iniverdi. Oyuncularımız servis atarken risk almak istemediler. Anlaşılan son 10 yılda yenemediğimiz Sırbistan’a karşı oyuncularımızda psikolojik bir baskı oluşmuş.
Dünyanın en iyi orta oyuncularına sahip olduğumuzu voleybol otoriteleri kabul ediyor. File önünde orta oyuncumuz Zehra Sırbistan maçında hiç oyuna giremedi. Sırbistan hücumlarının yarısından fazlası Boskoviç üzerinden gelişmesine rağmen bloklarımız bir türlü zamanında yerleşemedi. Arka alandan iyi savunma yapamadık. Adeta oyuncularımız büyülenmiş gibiydi. Simge önceki maçlarda çıkardığı zor topları çıkaramadı. Bir önceki maçın oyuncusu seçilen Hande gününde değildi.
Antrenörümüz Guidetti Sırbistan maçında set sonlarına başa baş girdiğimiz, topun el yaktığı dakikalarda pasör ve pasör çaprazını değiştirerek henüz maça ısınmamış olan oyuncuları oyuna soktu. Bu müdahaleleri takımın oyununa zarar verdi. Zira Cansu ve Ebrar iyi performans gösteriyordu. Cansu’nun yerine oyuna ısınmadan giren Buse servisleri fileye taktı. Ebrar’ın yerine oyuna giren Meryem kritik anlarda topları öldüremedi.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen setlerde 1-0 önde iken 5 sayı geriden gelip 21-18 öne geçtiğimiz seti kazanabilseydik 2-0’dan bu maç dönmezdi. O anlarda üst üste yaptığımız bireysel hatalar bize maçı kaybettirdi.
Maçta 2-1 geride iken Guidetti’nin son sette yedek ağırlıklı bir kadro ile oynamasına hiç anlam veremedik. Başa baş giden ilk 3 setteki diziliş ile oynasak seti alıp maçı karar setine taşıma ihtimalimiz en az yarı yarıya idi. Son sette henüz maça odaklanamamış yedek oyuncularımız ile ezile ezile seti kaybettik. Ekran başındaki izleyicilerimize adeta ızdırap yaşattık. Hiç gerek yoktu.
Üçüncülük maçında grup maçlarında 3-0 yendiğimiz Hollanda’yı rahat bir oyunla yine aynı skorla yendik. Hollanda maçında daha iyi oynamasak da daha rahat oynadık. Sırbistan maçlarının psikolojik baskısını üzerimizden attığımızda zorlanmadan kazanacağız.
Diğer spor dallarında Avrupa üçüncüsü olsak sevinçten havalara uçarız. Ancak Filenin Sultanlarına o kadar inanıyoruz ki bu üçüncülük küçük bir teselli oldu. Oyuncularımız bırakın yüksek performans göstermeyi, ortalama oyunlarını oynasalar yenemeyeceğimiz takım olmadığını Hollanda maçında bir kez daha gösterdiler.
Bize bu coşkuyu ve heyecanı yaşatan Filenin Sultanlarına teşekkür ediyoruz. Henüz çok genç olan takımımız kadın voleybolunda dünyanın en güçlü takımı olacak ve yıllarca başarıdan başarıya koşacak. Oyuncularımıza naçizane bir tavsiyem olacak. Büyük oyuncular büyük maçlarda kendini belli eder. Bu tür kırılma maçlarına çok iyi motive olsunlar ve en iyi oyunlarını bu maçlarda sergilesinler. Bizim için ne dediğinizin, nasıl göründüğünüzün bir önemi yok. İyi oynadığınızda her biriniz dünya güzelisiniz.