Kubilay Kaptan
2021 orman yangınlarının ardından Türkiye
Yazıma acı verici bir bilgiyle başlamak istiyorum: Orman Genel Müdürlüğü (OGM) verilerine göre (2021 yılı hariç), son 9 yılda 87 bin hektar alan yanarken, 340 bin hektar alanın ormancılık dışı kullanımına izin verildi. Yangınlar nedeniyle yitirdiğimiz ormanlık alanlardan daha fazlası, tüketim talebimizi karşılamak ve kalkınma adına gerçekleştirilen madencilik, enerji, üretim ve dağıtım faaliyetleri için kullanıma açılıyor.
2021 Türkiye orman yangınları, 28 Temmuz 2021’de Antalya’nın Manavgat ilçesinde başlayan ve Türkiye’nin birçok şehrine yayılan orman yangınları sonucunda çoğunluğu Akdeniz, Ege, Marmara, Batı Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki 49 ilde çıkan 299 orman yangınında 8 kişi ve binlerce hayvan hayatını kaybederken, yüz binlerce hektar orman ve yerleşim yeri küle döndü. Sadece Muğla ve Antalya’da 144 bin hektar (Gökçeada’nın 5 katı) orman alanı yandı.
Bu yangınlar başlamadan bir gün önce “risk azaltma-önleme-müdahale” durumumuz nasıldı diye baktığımızda içler acısı bir durumla karşı karşıya kalmış olduğumuz görülüyordu: THK felç edilmiş, çıkılan ihalelerde söndürme işini alan Rus firması sadece 3 uçak sözü vermiş (bu uçaklardan birisi gelmiş), orman muhafızlarının sayısı 7.000 kişi azaltılmış, orman köyleri dağıtılmış, modern izleme (uydu) teknolojileri göz ardı edilmiş ve koordinasyon tamamen bozulmuş.
Bu şartlar altında orman yangınlarını bu kadar büyük bir kayıp yaşamadan söndürmek mümkün olamazdı, olmadı da.
Peki, bir de yoğun ısrarlar sonucu kabul edilen dış yardımlar sonrasında yangınların bitmeye yüz tutmuşken durumumuza bakalım:
28 Temmuz 2021’de Antalya’nın Manavgat ilçesinde başlayan, 30 Temmuz itibariyle Adana, Osmaniye, Mersin ve Kayseri olmak üzere toplam 17 ilde eş zamanlı çıkan orman yangınları için Tarım ve Orman Bakanı, üç uçak, 38 helikopter ve yaklaşık 4 bin itfaiyecinin yangına müdahale ettiğini söyledi. 30 Temmuz’da 71 yangından 57’sinin kontrol altında olduğunu söyledi. Farklı resmi yetkililer tarafından verilen rakamlar bile farklılık gösterdi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamada; 1 uçak, 19 helikopter, 192 arazöz ve 2 dozer görev alırken, çevredeki yerleşim bölgelerinin de tahliye edildiği belirtildi.
Ekip ve ekipman eksikliği nedeniyle yangınların söndürülemeyince, başta reddedilen “yurt dışı yardım alma” kabul edildi. Bu sırada Ağustos’un ortalarına gelinmiş, insanlar ve hayvanlar ölmüş, değerli arazilerimiz yanmıştı. Yurt dışı yardımlar sonrasına bakalım: Azerbaycan: 750 itfaiyeci ve 93 itfaiye arabası; Kuveyt – 45 itfaiyeci ve 6 itfaiye arabası; Hırvatistan, Fransa, İran, İspanya, Romanya, Rusya, Ukrayna – yangın uçağı; Polonya – S70i helikopter. (Yunanistan ve İsrail – yardım teklifi Türkiye tarafından reddedildi).
Sonunda, bu yardımlarla, yangınlara 15 yangın söndürme uçağı, 62 helikopter, 9 insansız hava aracı, 1 insansız helikopter, 850 arazöz ve su tankeri, 450 iş makinesi ve 5250 personel ile müdahale edildi. Yangınların bir kısmı söndürüldü bir kısmı da sınırlara ulaştığı için kendi söndü.
Peki şimdi bugüne bakalım: 10 Ekim 2021 tarihi itibari ile elimizde ne var: Israrla, ülkemizin en az 50 yangın söndürme uçağına ihtiyacı var derken elimizde olan şu: sadece bir yangın söndürme uçağı! (Sözleşmeye göre sağlanması gereken diğer iki uçak yangın söndürme sırasında arızalandığı için hangara çekildi).