Doğa, insanlığa direniyor !

Kontrol altına alınamayan suyun yarattığı afetin son adresi Bursa oldu.
TOKİ bloklarının kalbine hançer gibi saplandığı, yıllar öncesinin “Yeşil Bursa”sından eser kalmayan kentte yaşanan sel felaketinde beş yurttaşımız yaşamını yitirdi, milyonlarca liralık hasar oluştu.
Bursa’da can yakan afetin habercisi önce kent merkezinde yaşandı. Osmangazi ilçesinde sel sularına kapılan bir kadın, son anda bir yurttaş tarafından akıntıdan kurtarılıp yaşama tutunmayı başardı. Fakat ertesi gün Kestel’deki afetin sonuçları ortada. Selin geçtiği sokaklar, mahalleler tanınmayacak hale geldi.
Geçmiş yıllarda Karadeniz’deki farklı kentlerde, Ankara’da, İstanbul’da, Antalya’da ve daha birçok irili ufaklı şehir, kasaba ve köyde yaşanan afetin benzeriydi Bursa’da yaşanan sel baskını.
Yitirdiğimiz canlardan, yaşanan milyonlarca liralık maddi zarardan sonra her defasında ortaya çıkan afet tablosu, bereketli imar rantından kaynaklanan inşaatların önlenemez biçimde yarattığı düzenin eseriydi.
Özellikle dere yataklarının inşaat alanlarına dönüştürülmesine destek veren belediyelerin gamsız ve tutarsız davranışlarının sonucu olarak bugünlere geldik. Özellikle AKP döneminde yükselen imar rantı ve inşaat birlikteliği süreci buraya kadar taşıdı.
•••
Bursa’daki afet sonrasında olay yerinde incelemeler yapan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, sıcağı sıcağına şu değerlendirmeyi yaptı:
“(…) Türkiye’de yüz binlerce ıslah edilmeyi bekleyen dereler var. Bundan kaçınmanın yolu riski almamak. Dere yataklarından uzak durmalıyız. Bu suyun ne zaman problem yaşatacağı, hayatımızı riske edeceğini kestirmek güç. Bugün buradan bizi dinleyen tüm milletimize sesleniyorum. Dere yataklarında evleriniz varsa, kendinizi çocuğunuzu seviyorsanız en yakın zamanda konutlarınızı taşımanın yolunu bulun.
Gerekiyorsa Çevre Şehircilik Bakanlığımızla kamu kurumlarıyla konuşup destek alarak bu felaketler olmadan bunları önlemenin yolunu bulmamız gerektiğine inanıyorum. Tüm felaketlerin çözümü var. Ama çözümsüz olan can kayıplarımız. Can kayıplarının olduğu yerde diyecek bir şey kalmıyor. Dere yatakları konusuna tekrar özellikle dikkat çekmek istiyorum. (…)”
Pakdemirli’inin açıklamalarıyla Bursa’da yaşanan afetin gerekçesi de belli oldu böylece.
Selin yaşandığı bölgelerde dere yataklarının insan eliyle kapatılması veya farklı güzergâha dönüştürülmek istenmesi faciaya davetiye çıkardı.
•••
Türkiye’deki belediyecilikte önemli bir kavram vardır:
Yerin altına çalışan belediye başkanı hem sevilmez, hem de başarısız bulunur! Tam tersi, yer üstüne çalışan belediye başkanı ise, arkasında büyük taraftar kitlelerini taşır.
Oysa işin gerçeği şöyledir; sevilmeyen belediye başkanı aslında yaşadığı kenti ya da kasabayı sevendir. Yaşadığı yeri sevdiği için de alt yapıya önem verir. İmkân kalırsa toprağın üzerine yatırım yapar.
Ancak son yıllarda böylesi belediye başkanını bulmak çok zorlaştı. Göreve gelen hemen tüm belediye başkanları can ve mal kaybını önleyecek alt yapı yatırımlarından ziyade daha kolay inşa edilen, seçmenin gözüne hoş gelen yer üstü süslemelerini tercih ediyor maalesef.
Bursa’daki afet konusunu yazdığım sırada benzer bir haber de İzmir’den geldi. Gaziemir ilçesinde taşan dere yatağı sele neden oldu!
Artık hava durumları dakika dakika takip ediliyor. Teknoloji buna olanak sağlıyor. Bursa’da inceleme yapan Bakan Pakdemirli, yurttaşı hava tahmin haberlerinin takip edilmesi konusunda uyardı. Ancak, yurttaş kadar yerel yönetimler yani belediyelerin de bu hava tahminlerini yakından izleyip alınabilecek önlemleri alması gerekiyor.
Sorumluluğu doğrudan yurttaşa yüklemek doğru değil.
İnsanoğlu ne kadar farklı bir istikamete doğru yönlendirse de, doğa yine bildiği yöne gidiyor.
Doğa, insana karşı direniyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Tolga Sardan Arşivi