Özlem Yalım
Tokyo’nun tuvaletleri
Tokyo’da Olimpiyat heyecanı devam ediyor. Olimpiyatların gerçekleştirildiği stadyum, Kengo Kuma tarafından tasarlandı. Açılış törenindeki devasa meşalenin tasarımcısı Nendo idi. Kent, tuvaletlerine kadar tasarımcı eli ile yenilenerek hazırlandı oyunlara.
Her Olimpiyat açılışını heyecanla izlerim. Bu kez de öyle oldu. Spor heyecanı bir yana Olimpiyatlar baştan sona tasarım hikayeleri ile doludur ve açıkçası benim için en ilgi çekici yanı da budur. Tokyo 2020’nin açılışında da iki tasarım aklı ile büyülendim. Bunlardan ilki spor dallarını anlatan küçük piktogramların, mim sanatçıları tarafından canlandırıldığı bölümdü. Tek kelimeyle eşsiz bir gösteri idi.
Diğeri ise, Tokyo kentinin önemli yapılarının aydınlatmalarının tek tek açılarak, karanlık kentin içinde aydınlatıldığı bölümdü. Bu şov da ünlü komedyenler tarafından ışıklar sanki stadyumdan açılıyormuş gibi kurgulanmıştı. Oldukça kısa sürede, yapı üzerinden gerçekleştirilen çok iyi bir kent tanıtımıydı bu. Çok basit gibi görünse de, ardında çok karmaşık ve özenli bir kurgu vardı.
İstanbul’un tamamen karanlık olduğunu düşünün ve içinden seçilmiş 10 tane binanın ışıkları bu karanlık içinde art arda tek tek yansın; bu sırada bir drone çekim yapsın. Bunların hepsi canlı ve hatasız gerçekleşsin. Türkiye’nin Olimpiyat adaylığına inancımı sağlamak için organizasyon komitesi, örneğin sadece bu bölümü bir gece kusursuzca gerçekleştirsin, olmaz mı?
Böylesi büyük organizasyonlar, tüm dünyanın gözlerinin o kente dönmesini sağlıyor. Tokyo da bu şansı açılış töreninden başlayarak en iyi biçimde kullanıyor. Japonlar bunu yaparken başkası olmaya öykünmüyor; saf kendileri olmaya devam ediyorlar. Dünya üzerinde haklı bir övgüye layık görülen Japon kültürünün tasarımda da karşılığı var. Mesela olimpiyatların merkezindeki stadyum yapısı da ölçeğe bakılmaksızın, Kuma’nın imzası gibi olan ahşap malzeme ile tasarlandı. 68.000 kişilik stadyuma 47.000 bitki yerleştirildi.
Japonlar için temizlik, her kültürdekinden biraz daha fazla öncelikli. Bu doğrultuda kentte alınan tüm önlemleri bilemiyorum ancak ülkenin öncü Nippon Vakfı tarafından açılan umumi tuvalet yarışması ve sonuçları oldukça iç açıcı. Nippon Vakfı’nın Tokyo Toilet isimli girişimi olimpiyat projeksiyonu doğrultusunda, geçtiğimiz yılın Eylül ayında hayata geçirildi. Pandeminin de etkisi ile topluma daha kapsayıcı, nitelikli ve tasarım adına üstün tuvalet yapıları kazandırma ihtiyacı ile yola çıkan organizasyon alanındaki öncü isimleri bu girişimin tasarımcıları olmak üzere davet etti.
KUMAR GELİRLERİ TOPLUMSAL FAYDAYA…
Nippon Vakfı, 1962 yılında Ryoichi Sasakawa tarafından kurulmuş. Gemi ve tanker endüstrisinde faal olan iş insanı Sasakawa, bu vakfı kurarken aslında Japonların geleneksel deniz motoru yarışlarından kazanılan paranın toplumsal yarar çevrilmesini hedeflemiş. Genel anlamda kumarın yasak olduğu Japonya’da at yarışları ve Kyotei ismi ile anılan bu deniz motoru yarışlarında bahis oynamak serbest.
Kyotei, Japonların dördüncü sırada gelen milli sporları arasında yer alıyor. Nippon Vakfı, gelirlerini müzik, sanat, tasarım gibi toplumsal fayda üretecek işlere aktarıyor. Olimpiyat hazırlıkları kapsamında düzenlenen Tokyo’nun Tuvaleti yarışması da bunlardan sadece biri.
Bu yarışmanın katılımcıları, Tokyo’nun Shibuya semtinde 17 tuvalet tasarladılar. Çoğu dünyaca ünlü Japon tasarımcıların tuvaletlerinin her biri ayrı özellikler içeriyor.
Tadao Ando, Toyo Ito, Shigeru Ban, Kengo Kuma, Marc Newson, Sou Fujimoto, Fumihiko Maki, Nao Tamura, Kashiwa Sato, Junko Kobayashi, Masamichi Katayama, Miles Pennington, Kazoo Sato, Takenosuke Sakakura, Tomohito Ushiro ve NIGO tarafından tasarlanan tuvaletler, semtin belli başlı parklarına yerleştirildi. Buradaki görevlilerin özel tulumlarını da moda tasarımcısı NIGO tasarladı.
DEV İSİMLERDEN TUVALET HİKAYELERİ
Stadyumun tasarımcısı Kuma’nın Nabeshima Shoto Parkı’nda tasarladığı tuvaletin ismi, Ormanda Yürüyüş. Kuma tasarımını şöyle anlatıyor:
“Shoto Park’ın gür yeşillikleri içinde bir tuvalet köyü tasarladık. Rastgele açılarla yerleştirilmiş sedir panjurlarla kaplı beş kulübe, ormanda kaybolurmuşçasına devam eden yürüyüşlerle birbirine bağlanır.Köyü oluşturan her tuvalet, farklı ihtiyaçlara (aile, giyinme ve tımar, tekerlekli sandalye vb.)göre tasarlandı. Her bölümü ayrı binalara bölerek pandemi sonrası döneme uygun, açık, havadar, geçişi kolay bir “umumi tuvalet köyü” oluşturduk. Tuvalet tasarımımızda bile çeşitliliğe ve ormandaki geçmiş anılarımıza değer atfediyoruz”
Tadao Ando’nun tasarımı ise Jingu-Dori Parkı’na konumlanmış. Amayadori ismini taşıyan bu yapı için Ando şunları söylüyor:
“Bu küçük mimarinin umumi tuvaletin sınırlarını aşmasını ve kentsel peyzajda muazzam bir kamusal değer sağlayan bir “yer” haline gelmesini istedim. Bu yapının konsepti için bu açık ve basit akıl yürütmeyi kullanarak, yayılan çatı ve engawa ile bir daire kat planı kullanmayı seçtim. Rahat ve güvenli bir alan yaratmak benim için çok önemliydi. Ziyaretçiler, çevreden gelen rüzgar ve ışığın rahatlığını hissetmek için dikey panjurlardan oluşan silindirik bir duvarın içinde hareket edebilirler. Karşı tarafa geçen serbest ve merkezcil dolaşım ile güvenlik hissi ön plana çıkacaktır. Jingu-Dori Parkı olan yeşillikler içinde gizlenmiş bu tuvalet, “Amayadori” olarak bilinecek.”
Burada sözü edilen engawa, geleneksel Japon evlerinin verandasına verilen isim. İçerideki yaşam ile dışarıdaki yaşamı bağlayan ve evin uç noktası anlamına gelen bir kavram.
Bu tasarımları ve tasarımcıların hikayelerini tokyotoilet.jp sitesinden inceleyebilirsiniz.