Memetcan Demiray

Memetcan Demiray

Monarşi brûlée ve patso demokrasi

Et tüketimi sahiden IQ'yu yükseltir mi? O hâlde pirinçle beslenen Uzak Doğululara ne demeli? Dönerli makarna: 2022 Dünya Kupası'na hazırlanan Almanya Milli Takımı'nın favori yemeği!.. Bir yanda krala fırlatılan yumurtalar... Diğer yanda sonu hapiste biten ekmek polemiği... Yoksa bizim füzyon mutfakta "ifade özgürlüğü", içi boş bir sandviçten mi ibaretti?


Ülkemizin bilim gündeminde bu hafta gastronomi ile sosyoloji arasındaki diyagonal ilişki vardı! Sahi, Ruslar çok borş çorbası içtiği için mi "savaşçı" bir halktı? Japonlar peki... İş ahlaklarını taze suşiye mi borçluydu? Bir Avusturyalı şnitzel sevdiği için klasik müziğe eğilimli olabilirdi ve işte "gazpacho"!.. Belki de İspanyol "cool"luğunun altında yatan sihirli tarifin ta kendisiydi!
Biz ise daha ziyade ekmek severdik. Kuru-pilav, hamsi buğulama, kapuska, kelle paça... Ne bulsak yanına katık ederdik. Dileyen dumanı üstünde karides güvece buyursun, dileyen bol acılı tarhanayla doysun! Bir Kürt ile bir Arap, bir Gürcü ile bir Pomak... Ekmek paydasında buluşurduk. Öyle bir tutkuydu ki bu, mantının yanında bile onu arar, içine tahin helvasından midye tavaya, ne bulsak doldururduk! Hatta son yılların "patso" modası... Normalde sosis içermesi gereken bir sandviçi patates kızartması ve ketçaba boğuyor, öğrencilere genç yaşta bol selülit vadeden hesaplı bir "fast food" yaratıyorduk!
Maksat "maliyet düşsün" tabii... Gerçek bir "Ekmeksiz doymam!" toplumuyduk.


TAM BUĞDAY İÇİN EKMELEDDİN!
 
Günlük dilde de "ekmeğini eline almak" gerçek zenginlik, "ekmeğini taştan çıkarmak" en büyük saygınlıktı. Ve birinin "ekmeğiyle oynamak"... Ayıpların en ayıbıydı. "Seviyorum seni, ekmeği tuza banıp yer gibi"... Yerde görünce öpüp başa konan, adeta "kutsallık" atfedilen somun... Nâzım Hikmet'in dizelerinde aşk mertebesine ulaşmıştı!
Tersi de geçerliydi tabii... "Gerekirse soğanla yerim!" derken burun kıvrılan da aynı "kuru ekmek"ti. Zaten Bülent Ortaçgil de şarkısında "Şık Latife"yi uyarmıştı. "Ekmek yerse şişmanlardı". Aradan geçen 40 yılda gluten iyice "tu kaka" olmuş, francalanın tahtını siyez unu sarsmıştı! "Tam buğday için Ekmeleddin"... Pekala CHP'nin 2023 sloganı olabilirdi! Ama bir TV programına katılıp "Ekmek aptal toplumların temel gıda maddesidir" diyen Ekmek Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Cihan Kolivar, geçen haftanın asıl flaş ismiydi!


NE KADAR KÖFTE, O KADAR ZEKÂ MI?!

Peki sahiden bireylerin zekâ düzeyiyle hamur tüketimi arasında bir bağ var mıydı? Geçen hafta WPR'nin açıkladığı "Dünya 2022 IQ listesi"nin en üst basamaklarında Uzak Doğu ülkelerini görüyorduk. 105,8 ortalamaya sahip Singapur'da örneğin... Favori yemek bir tür domuz haşlaması olan "bak kut teh"ti... Ama bunun yanı sıra bol bol noodle ve pilav da yenmekteydi! Tıpkı listenin 5. sırasında bulunan komşu Çin'deki gibi!..
Et tüketiminde lider Arjantin ise 86 IQ ortalamasıyla Türkiye'nin bir altında, 78. sıradaydı! Peki ABD'ye ne demeli? The New York Times "iklim felaketi" haberi için Teksas'ta bir çiftliği fotoğraflamıştı. Binlerce ineğin dışkısından çıkan metan gazı... Çıplak gözle bile görülebiliyordu! Hamburger aşkına... Bir insan gezegene bunu nasıl yapardı? IQ sınavında dünya 29.'su ABD, vicdan ve idrak kapasitesiyle sınıfta kalmıştı.


ALMANYA'NIN TERCİHİ: DÖNERLİ MAKARNA!..

Nitekim 2022 Katar Dünya Kupası'na hazırlanan Almanya Milli Takımı'nın baş aşçısı da çok yönlü beslenmenin öneminden söz ediyordu. Stern'le bir söyleşi yapan Anton Schmaus'a göre her oyuncunun kişisel kondisyonuna göre menüler oluşturmak önemliydi. Yulaf ve meyve, balık ve salata... Futbolcu sofrasında olmazsa olmazdı. Gerçi vegan - vejetaryen eğilim takım içinde yükselişteydi ama vitamin takviyesi olmadan sadece bitkisel gıdalarla üst düzey performansa ulaşmak imkânsızdı. Ve idmanlar ne kadar yoğun geçerse karbonhidratı da o kadar artırmak şarttı. Nitekim tüm futbolcuların en sevdiği yemek... Ne Bavyera sosisi ne de patates salatası... Bir Türk-İtalyan füzyonu, dönerli makarnaydı! Protein ve karbonhidrat... Schmaus'un yıldızlı şef tabağında bir aradaydı!

PEKİ YA KRALA YUMURTA ATMANIN CEZASI?

Çok su içmek cilde iyi gelir mi? Çikolata "afrodizyak" etkili mi? Havuç göze, nane ve roka sindirime faydalı mı? Peki ya hindistan cevizi yağı... Söylendiği gibi "zehir" mi, yoksa her derde deva mı?
Die Welt'te bir makale kaleme alan Foodwatch'ın eski direktörü Martin Rücker, "süper gıda" diye bir şey olmadığını, her besinin yararı kadar zararı da olabileceğini vurguluyor.
İşte New York'ta şef Miguel Trinidad... İçine bir miktar "esrar" kattığı yemeklerle 99th Floor adlı restoranı "yarı gizli" gurme buluşmalarıyla ünlü yapıyor. Kimileri ekstrem tatlar peşinde, kıtlıkla boğuşan Afrika ülkeleri "IQ listesi"nde son sıraları paylaşıyor.
Aynı hafta bu adaletsizlikleri protesto eden 23 yaşındaki Patrick Thelwell, Britanya Kralı 3. Charles'ı yumurta yağmuruna tutuyor! Yetmiyor, "Birleşik Krallık derhal yok olmalı ve onun varlıkları tazminat olarak fakir ülkelere dağıtılmalı!" diye The Mirror'a demeç veriyor! Sonuç?.. "Kamu alanlarında yumurta taşımamı" şartı ile kısa sürede serbest bırakılıyor! Cihan Kolivar mı? O da şimdi hapishanede gün sayıyor.
Şu durumda Patrick Thelwell yemeklerin adına değil tadına baksa daha iyi değil mi? Zira üstü iyi kızarmış, "crème brûlée" bir monarşi, bazen demokrasinin "patso"sundan daha lezzetli olabiliyor.
  


Önceki ve Sonraki Yazılar
Memetcan Demiray Arşivi