MASUMİYETTEN  ACILARIN KADININA : BERGEN !

Bergen ana akım bir sinema örneği olarak uzun süresine ve abartılı melodram dozuna karşın, eli yüzü düzgün bir yapım olarak dikkati çekiyor. Ülkemiz sineması ve dizi film sektörü, dönem filmleri yapımında genellikle sınıfta kalır; zaman zaman böylesi filmler müsamere etkisi yaratır. “Bergen”, sanatçı Belgin Sarılmışer’in 1960’lardaki çocukluğundan başlayarak, 1970’lerdeki ergenlik ve gençlik dönemlerine ve 1980’lerde “arabeskin kraliçesi” ve “acıların kadını” lakaplarıyla anıldığı yıllara uzanan ve onun genç yaşında ölümüne neden olan olayları sinemaya uyarlayarak yansıtan biyografik bir film.

Kadına yönelik şiddet dünyada ve özellikle ülkemizde büyük bir insanlık ayıbı olarak devam ediyor. Her yıl 8 Mart’ta “Dünya Kadınlar Günü” vesilesiyle, kadına yönelik şiddet hakkında yazarların kalemlerinden kan damlar, sinema ve dizi filmler konuyu perde ve ekranlara taşır, paneller ve açık oturumlar yapılır, ama çok az yol alınır!..

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

8 Mart Dünya Kadınlar günü arifesinde melodramatik ögeleriyle öne çıkan ve finalinde kadına yönelik şiddetin altını çizen bir film olan “Bergen”, geçtiğimiz Cuma günü vizyona girdi. Orta alt sınıf bir ailenin yedi çocuğunun en küçüğü olan Belgin Sarılmışer ya da namı diğer Bergen (Farah Zeynep Abdullah), Mersin’de dünyaya geldi. Üzerine dost tutan kocası Selahattin’in (Arif Pişkin) ataerkil ahlaka sığınan davranışlarına dayanamayan annesi Sebahat (Tilbe Saran), Belgin daha çocukken onu yanına alarak Ankara’ya taşınır. Zor koşullarda Ankara’da dikiş dikerek geçimlerini temin eden annesi, diğer yandan müziğe olan yeteneği ile konservatuvar sınavlarını birincilikle kazanan kızı Belgin’in eğitimini tamamlaması için yaşam mücadelesini sürdürdü.

Belgin’in zor yaşam koşulları ergenlik döneminde içinde kopan fırtınalara cevap veremez. Bir arkadaşının doğum günü için gittiği Ankara gece yaşamının önemli mekanı Klüp Feyman’da  arkadaşlarının ısrarıyla şarkı söylerken hem yakışıklı futbolcu Abdullah’ın, hem de klüp sahibinin dikkatini çeker. Parasızlıktan bir dönem PTT’de memur olarak çalışır ve çok istese de yine parasızlık nedeniyle “Bergen marka” Çelloyu alamaz. Klüp müdürünün arkadaşı Cevdet (Ali Seçkiner Alıcı) Adana’da ünlü bir pavyon işletmektedir ve Belgin’i Adana’da sahneye çıkmaya ikna eder. Belgin, hayallerini süsleyen Çelloyu alamasa da, “Bergen”i sahne ismi olarak alır. Bu süreçte Bergen, yaşamı boyunca hissettiği baba eksikliğinin etkisiyle de, her gece pavyona gelerek kendisini izleyen damardan Adanalı, kibar, racon bilen Halis Serbest’in bıkmadan yaptığı tekliflere dayanamaz ve onunla evlenir. Bu karar onun “kaderi”, kabusu ve sonu olur.

BİR MELODRAM OLARAK BERGEN

Bergen ana akım bir sinema örneği olarak uzun süresine ve abartılı melodram dozuna karşın, eli yüzü düzgün bir yapım olarak dikkati çekiyor. Ülkemiz sineması ve dizi film sektörü, dönem filmleri yapımında genellikle sınıfta kalır; zaman zaman böylesi filmler müsamere etkisi yaratır. “Bergen”, sanatçı Belgin Sarılmışer’in 1960’lardaki çocukluğundan başlayarak, 1970’lerdeki ergenlik ve gençlik dönemlerine ve 1980’lerde “arabeskin kraliçesi” ve “acıların kadını” lakaplarıyla anıldığı yıllara kadar uzanan ve onun genç yaşında ölümüne neden olan olayları  sinemaya uyarlayarak yansıtan biyografik bir film. 

Adana’lı kocası Halis Serbest’in Bergen’e olan takıntısı genç kadının felaketi olur. Halis Serbest’in sözleri ise hem manidar hem de kadına yönelik şiddetin bitirilmesinin zor olduğunu düşündürüyor: Kimse bu dünyaya hayatını karartmak için gelmez, kötü bir geleceğe de imza atmak istemez. Ben bu cinayeti ataerkil toplum, Bergen ve annesi ile birlikte işledim. Bu cinayetten sonra üçümüz birlikte öldük. Cezamı adalet nezdinde çektim ama şu unutulmamalı cezaların hükmü de, beraatı da vicdanda başlar, vicdanda biter...

ACILARIN KADINI

Acıların Kadını “Bergen”, yetenekli olsa da yaşam koşullarının zorluğu nedeniyle çaresiz kalan, eğitimli bir sanatçı olamayıp, halkın gönlünde arabesk kraliçesi olan bir kadın sanatçının, objektiflerin ve spotların önündeki  kırılgan  ve dramatik yaşamını izlemeye bizi davet ediyor.

Dünya Kadınlar Günü arifesinde ülkemizde halka mal olmamış onlarca Bergen benzer dramları yaşarken, “Acıların Kadını Bergen”in yaşamını anlatan filmin melodram temelli olay örgüsünde, toplumumuzun kolektif bilinç altındaki kadına yönelik şiddetin ipuçlarını bekleseniz de, bu beklenti nafile bir beklenti olmaktan öteye gidemiyor.

Yönetmenler Caner Alpay ve Mehmet Binay, bu beklentiye filmin finalinde kadına yönelik şiddeti içeren istatistiki bilgilerle yanıt vermeyi tercih etmişler. Filmin güçlü yapım koşulları ve bu bağlamda film için yapılan basın gösteriminde PİAR için basılmış özel Bergen plakları dikkati çekiyordu. Ülkemiz sinemasının “Mutluluk” (2007), “Yahşi Batı” (2009) gibi filmlerine de imza atan görüntü yönetmeni Mirsad Herovic’in, Bergen’in acılı dünyasını sinematografi sanatının olanaklarıyla başarılı ifade eden görüntüleri filmin öne çıkan artılarından... Diğer yandan bir şarkıcının yaşamına odaklanan filmin öne çıkan unsurlardan birisi ise şüphesiz müzik....

Oyunculuk performansları ise ortalama... Özellikle Halis Serbest karakterinde karizmatik oyuncu Erdal Beşikçioğlu’nun başarılı performansı ve Bergen’in gelgitli yaşamındaki psikolojik savrulmalarını yansıtmakta Farah Zeynep Abdullah’ın oyunculuk performansı öne çıkıyor. Farklı karakterlerin altından başarıyla kalkan ve Cevdet karakterinde bu başarısını yineleyen Ali Seçkiner Alıcı’nın performansını ve Adana’daki pavyonda Bergen’in yakın arkadaşı dansöz Nadire’yi canlandıran Nergis Öztürk’ün performansını da vurgulamadan geçmeyelim.

ALTIN PLAK

Kısa yaşamı boyunca “Şikayetim Var”, “Kardeşiz Kader”, “İnsan Severse”, “Acıların Kadını”, “Onu da Yak Tanrım”, “Sevgimin Bedeli”, “İstemiyorum”, “Yıllar Affetmez” isimli plaklara imza atan; “Acıların Kadını” albümüyle altın plak ve altın kaset ödülü alan, pavyonlarda sahne alırken Bülent Ersoy’un alt kadrosunda gazinolara yükselen Bergen’in acıklı yaşamı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bağlamında vizyona giren  bir film. İyi seyirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bülent Vardar Arşivi