Kıtalararası tasarım üçgeni: Basel - Miami - Paris

2005 yılından bu yana tasarım dünyasında niş bir etkinlik olarak yer alan Design Miami/Basel, ilk kez Ekim ayında, küresel yaratıcılık alanında önemli bir kent olan Paris’te açılacak. Güzel Paris’e gitmek için bir iyi neden daha !

Geçtiğimiz hafta Paris ile ilgili iki haber düştü önüme. Bunlardan ilki kenti saran farelerle ilgiliydi. Büyük Avrupa kentleri, bir de kanallarla ve nehirlerle çevriliyse farelerle komşu olmak kaçınılmaz. Bu nedenle her büyük kentin bir “fare” gündemi vardır. Kentlerdeki nüfus yoğunlaştıkça, yerel yönetim hizmetleri bu kalabalığın potansiyeline yetişemez hale geldikçe, doğal yaşam kendine kent içerisinde bir tür yer açar durur; gasp edilmiş alanını geri almak istermiş gibi. 

Spiritual Pit Stop, 2022 by Misha Kahn at Friedman Benda. Fotoğraf - Friedman Benda and Misha Kahn

Diğer haber ise Paris’te yürütülen yeni bir kampanya ile ilgiliydi. Bu gözde kent öyle bir turist akınına uğruyor ki, kent yöneticileri turist fazlasını yönetmek için bir dizi kararı açıkladı. Bunların arasında belirli bölgeleri ziyaret etmek için önden yapılması gereken rezervasyonlar veya ödenecek ücretler de bulunuyor. Venedik kentini de günlük olarak gezmek isteyenler, eğer bir otelde konaklamıyorlarsa bu yılın başından itibaren 3 ile 10 Euro arası bir ücret ödüyorlar.

Açıklanan verilere göre dünyanın bu en gözde kenti bu yıl Nisan ayına dek 11.6 milyon turist ağırlamış. Eşsiz Gotik mimari örnekleri, güzel parkları, Seine nehrinin kente kattığı romantizm, gastronominin, moda devlerinin başkenti olması, eski çağlardan bu yana sanatın ve kültürün beşiği olması bu kenti tarihten bu yana efsaneleştirmiş. Bugün kalabalığın getirdiği çeşitli sorunlarına çare bulmaya çalışsa da Paris’e gidip de kötü anılarla ayrılan yoktur gibi gelir bana.

Spiritual Pit Stop, 2022 by Misha Kahn at Friedman Benda. Fotoğraf - Friedman Benda and Misha Kahn

Dünyanın önemli sanat eserlerine ev sahipliği yapan bu şehir, moda endüstrisinde öncü olduğu kadar tasarım alanında da ismini duyuran bir nokta. Orta çağdan bu yana Avrupa’nın ticaret bakımından en aktif yerlerinden biri olan Paris’te yılda iki kez düzenlenen çok önemli bir tasarım ticari fuarı düzenleniyor. Bunun yanında kentin tasarım haftası da oldukça ilgi çekici bir etkinlik olarak tasarım sektörünü bir araya getiriyor.

Bu yılın Ekim ayından itibaren Paris’teki tasarım duygusu daha da yoğunlaşacak gibi görünüyor, zira 2005 yılından bu yana tasarım dünyasında niş bir etkinlik olarak yer alan Design Miami/Basel, ilk kez Ekim ayında, küresel yaratıcılık alanında önemli bir kent olan Paris’te açılacak.

Mini Me, 2023 by Carmen D’Apollonio at Friedman Benda. Courtesy of Carmen D’Apollonio and Friedman Benda. Fotoğraf- Julian Calero4

Design Miami/Basel isminden de anlaşılacağı gibi yılda iki kez farklı kıtalarda açılan önemli bir tasarım etkinliği. Art Basel/Miami’ye komşu olan bu etkinlik diğer tüm tasarım etkinliklerinden farklı bir biçimde gelişerek hayatımızı zenginleştirmeye yıllardır devam ediyor. 

Art Basel üç galeri sahibinin 1970 yılında bir araya gelerek kurdukları bir ticari sanat fuarı. Rhine Nehri kıyısındaki bu küçücük kentte neredeyse 40 tane müze bulunur; bunlardan en önemlisi Foundation Beyeler İsviçre’nin en çok gezilen müzesi unvanını taşır. 

Ülkenin kültürel başkenti olarak anılan Basel kentinde düzenlenen bu fuar, yıllar sonra Miami sahillerinde açılmaya başlanır. Aynı dönemde Miami’de yer alan terk edilmiş bir bölgeyi tasarımın, yeme-içmenin ve kültürel etkinliklerin merkezi haline getirmeye uğraşan girişimci, emlak yatırımcısı ve sanat koleksiyoneri Craig Robins, burayı daha sonraları Miami Design District olarak anacağımız tasarım merkezi haline getirir ve 2005 yılında her yıl açılan sanat fuarına eklenen Design Miami/ etkinliğini gerçekleştirir. Böylece her yıl Haziran ayında İsviçre Basel’de ve Aralık ayında Amerika Miami’de açılan Design Miami/Basel doğmuş olur.

Mini Me, 2023 by Carmen D’Apollonio at Friedman Benda. Courtesy of Carmen D’Apollonio and Friedman Benda. Fotoğraf- Julian Calero4

Bu etkinlik sanat kanadı gibi salt ticari bir etkinlik değil çünkü bu etkinlikte tasarım endüstrisinin ticari fuarlarının tersine, en sanatsal ürünleri sergileniyor ve satılıyor.

Dünyanın öncü tasarım koleksiyonları, tasarım koleksiyonerleri bu son derece özel, kimi zaman limitli sayıda üretilmiş, çoğunlukla çok önemli tasarım galerinin sunduğu nesneleri izlemeye ve onlara sahip olmaya geliyor. 

Her etkinlikte olduğu gibi Design Miami/Basel de pek çok konferans ile destekleniyor. Açılan pop-up kitap evleri, özel söyleşileri, partileri, deneyimleri ile tasarım alanında farklı bir kültür yaratmayı her zaman başarıyor.

Table lamp, ca. 1935 by Paavo Tynell at Galerie Eric Philippe. Fotoğraf- Galerie Eric Philippe

Daha önce birkaç kez hem Basel hem Miami edisyonlarını izlediğim bu etkinlik hakkında 2019 yılında bir dizi yazı ve röportaj kaleme almıştım. “Tasarım koleksiyonerliği de nedir ki?” derseniz, bu konu hakkında da önceki yazılarımdan birine göz atabilirsiniz. Bu kez yeniden bahsetmemin sebebi, yazının girişinde bahsettiğim gözde kent Paris’in artık üçüncü bir nokta olarak bu etkinliğe ev sahipliği yapacak olması. 

Design Miami/Basel- Paris, 18- 22 Ekim tarihleri arasında Paris’i ziyaret edecekler için keyifli bir ziyaret noktası olacak.

Halen pek çok tasarım galerisinin bulunduğu Saint-Germain-des-Prés bölgesinde yer alan L’hôtel de Maison’da gerçekleşecek bu etkinlik, diğerleri gibi sanat etkinliğinin komşusu olarak açılıyor. Kültürel kökleri oldukça zengin olan bu adres, yıllarca Pozzo di Borgo ailesinin evi olmuş, daha sonra moda ikonlarından Karl Lagerfeld de ev olarak burayı seçmişti.

L’hôtel de Maisons, Paris. Fotoğraf- Fabrice Gousset

Design Miami/’nin kurucusu Craig Robins, yeni adresleri olan Paris’in etkinliğin ruhu ve değerleri ile örtüştüğünü belirtiyor. CEO Jen Roberts ise, Parisli galerilerin zaten etkinliklerindeki önemli yerine vurgu yapıyor. Gerçekten de Paris, dünyanın önemli kültürel başkentlerinden biri olarak tasarım alanında da önemli müzayedelerin, küratörlerin, tasarımcıların, galerilerin bulunduğu bir yer. 

Galerie Eric Phillippe, Galerie Scene Ouverte gibi galerilerin yanında Jean Besnard, Jacques Adnet, Jacques Lenoble, Joseph-Andre Motte, Antoine Phillıppon, Jacqueline Lecoq, Noé Duchaufour-Lawrance gibi Fransız tasarımcılar bunlardan bazıları.

Etkinliğin açılacağı muhteşem yapının iç mekan tasarımını Parisli Ketabi Bourdet Design düzenleyecek. Siyahın estetik olarak ön plana çıkacağı, geometrik ve metal öğelerin bulunacağı bu tasarımda post modern mobilyaların klasik mimari ile yaratacağı uyumun vurgulanacağı belirtiliyor. 1980’lerin burjuva ve radikal tasarım anlayışını temsilen Fransa’nın çıkardığı en önemli tasarımcılardan biri olan Philippe Starck’ın yanısıra Paolo Pallucco & Mireille Rivier, Ronald Cecil Sportes, muhteşem Jean -Michel  Wilmotte, Rei Kawakubo, Christian Duc ve Garouste & Bonetti gibi isimlerin minimal parçaları da bu mekan düzenlemesinde yerini bulacak.

Fareler ve turist yığınları gözümü korkutmuyor, Paris’in zarafeti böylesine güzel bir tasarım içeriği ile buluşunca, bu güzel kent şimdiden Ekim ayı için hayallerimi dolduruyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Özlem Yalım Arşivi