Bülent Vardar
KİBAR HIRSIZ LÜPEN’İN MACERALARI NETFLIX EKRANINDA DOLU DİZGİN !
Arsen Lüpen’den esinlenmenin diziyi sürükleme açısından yeterli olmayacağını düşünen projenin yaratıcıları, Fransa’da 21.yüzyıla karşın devam eden ırkçılığı bir sos gibi diziye iliştirip, özellikle taşrada dozu yükselen ırkçılık hakkında ipucu barındırmayan bir şematizmi öne çıkarmış ve bu kaba ırkçılık yansıtmalarıyla yüzeysel bir değinmenin ötesine gidemeyen bir sonuca da kapıyı aralamışlar.
Yazar Maurice Leblanc’ın Arsen Lüpen (Arsène Lupin) karekterinden esinlenen ve ilk 5 bölümü ile mini bir dizi görünümündeki “Lüpen” (Lupin-2021), Netflix ekranlarında devam bölümleriyle bu aralar yeniden popüler... Maurice Leblanc’ın, Fransız anarşist ve akıllı bir hırsız olan Marius Jacob'dan esinlenerek yarattığı Arsen Lüpen karakterinin maceralarını içeren romanı, ilk kez 1905’te “Je Sais Taut” dergisinde tefrika edilmiş ve yönetmen Jean-Paul Salome tarafından 2014’de sinemaya da uyarlanmıştı. Maurice Leblanc’dan etkilenen ünlü romancımız Peyami Safa’nın, Arsen Lüpen karekterinden esinlenerek “Cingöz Recai” (1924) karekterini yarattığının da, bu eğlenceli Lüpen seyirliğinin Netflix’deki ilk gösterimi sonrasında hakkında yazdığımız yazıda altını çizmiştik.
EN ÜNLÜ KONVANSİYONEL HIRSIZ: ARSEN LÜPEN
Geçmişten bugüne klasik anlamda en ünlü hırsız olma birinciliğini kimseye kaptırmayan Arsen Lüpen’in, dikkat çeken en önemli özelliği ise kibarlığıdır. Güleryüzlü, nüktedan ve kadınları etkileyen bir karakter olan Arsen Lüpen, Netflix seyirliği “Lupin” dizisine Arsen Lüpen hayranı siyahi ve Senegalli göçmen bir ailenin oğlu olarak sızıp, bu dizi aracılığıyla yeniden gün ışığına çıkıyor.
Omar Sy “Lüpen”
Assane Diop’un babası Babakar Diop (Fargass Assandı) Senegal’den Fransa’ya göçmüş ve zengin Hubert Pelegrini’nin (Herve Pierre) şöförü olarak çalışmaktadır. Aslında Pelegrini, sigorta şirketini dolandırmak için yapmayı düşündüğü planda, Baba Diop’un bulunmaz Hint Kumaşı olduğunu ilk görüşte anlamıştır. Babakar, oğlu Assane Diop (Omar Sy) için her türlü fedakarlığı göze alır, patronunun komplosuna kurban gidip hapse düşmekten kurtulamaz ve Pelegrini’ye ait olan Fransa Kralı 16. Louis’nin karısı Kraliçe Marie Antoinette’in elmas kolyesini çalmakla suçlanır...
Babasının çocukken hediye ettiği Arsen Lüpen kitabıyla büyüyen Assane’ın tek amacı ise hapishanede intihar eden babasının intikamını almaktır. Dizinin ilk kısmı Assane’ın çocukluk arkadaşı ve evlenip boşandığı karısı Claire (Ludivine Sagnier) ve oğlu Raoul (Etan Simon) ile, Arsen Lüpen günü için Normandiya’ya gittiklerinde, Raoul’un kaçırılmasıyla final yapmıştı.
Lüpen dizisinin ilk 5 bölümü merak uyandıran ve yukarıda altını çizdiğimiz finalle sona erdikten sonra, yeni bölümler için seyircide beklenti yaratmıştı. Dizinin yeni bölümleri ise, ilk bölümlerin yarattığı ilgiyi yakalamaktan uzak görünse de; ilk iki bölümde Assane’ın oğlu Raoul’un kaçırılmasındaki esrarın çözüm süreci seyirciyi yeniden ekran başına bağlıyor...
ARSEN LÜPEN ESİNİ YETERLİ Mİ?
Salt Arsen Lüpen’den esinlenmenin diziyi sürükleme açısından yeterli olmayacağını düşünen projenin yaratıcıları, Fransa’da 21.yüzyıla karşın devam eden ırkçılığı bir sos gibi diziye iliştirip, özellikle taşrada dozu yükselen ırkçılık hakkında ipucu barındırmayan bir şematizmi öne çıkarmış, bu kaba ırkçılık yansıtmalarıyla yüzeysel bir değinmenin ötesine gidemeyen bir sonuca da kapıyı aralamışlar.
Şüphesiz konvansiyonel görsel ve işitsel öykü anlatımı, seyirciyi avucuna alma, inandırıcılık gibi dertlerden muzdarip oluyor. Bu bağlamda gerek dramaturjik, gerekse de sinematografik açıdan öykünün bağlantılarının oluşturulması, karakterlerin yaratılması, mekan kullanımı ve kurgu aracılığıyla öykü bütünlüğünün sağlanması önemli problemler olarak bu tarz anlatılarda öne çıkıyor.
Yeni bölümlerde Raoul’un kaçırılmasındaki esrar ortadan kalktıkça dizi de büyüsünü yitirmeye başlıyor ve her türlü kılığa girmekte başarılı kibar hırsız Assane Diop’un geçmişine yapılan flashbackler artıyor ve ilk kısımdan alışık olduğumuz zeka oyunları tekrara dönüşüyor.
ANA AKIM POLİSİYEDEN TOPLUMSAL MESAJ ÜRETME ZORLUĞU
Burjuva toplumlarının alametifarikası soyut bir özgürlük anlayışına ve sözde fırsat eşitliğine dayanır. Sürekli “sen de başarabilirsin yeter ki çok çalış” mesajı kapitalizmin varlığı açısından her gün sürdürülmesi gereken bir mitostur. Temelde özgürlük ve eşitlik kavramları burjuva toplumlarının bir yanılsamasıdır. Lüpen dizisinde olduğu gibi polisiye bir öykünün kanatları altına saklansa da...
Bu bağlamda güçlünün zayıfı ezdiği ve yaşamın temelini belirlediğine ilişkin mesajlar içeren Lüpen, sınıf tahakkümü ve ırkçılık bağlamında göndermeler içermekle beraber; her toplumda bozuk yumurtalar vardır, ama namuslu insanlar her şeye karşın düzenin teminatıdır kıvamında inandırıcılıktan uzak bir mesajla final yapıp, kötülerin cezalarını bulduğu ve iyilerin kazandığı bir finalle seyircinin damağında yumurtası bozulmuş bir krem karamel etkisi bırakıyor...
Ağızlardaki bu kekremsi tadın oluşmasında dizinin devam bölümlerinde daha çok göze batmaya başlayan derinliksiz burjuvazi tasvirleri ve özellikle komprodor burjuvazinin temsilcisi ve giderek karikatür bir karaktere dönüşmeye başlayan Hubert Pellegrini’nin de payı büyük. Diğer taraftan çocukluğundan beri babasına başkaldırma gücünü kendisinde bulmasa da, otoriteye direnme içgüdüsü olan Juliette Pellegrini’nin (Clotilde Hesme), Assane Diop’a olan ilgisi ve aşkının bağlantıları da zayıf ve Assane’ın intikam almak için onu ikna ederek annesi Anne Pellegrini’nin (Nicole Garcia), babası Hubert Pellegrini’yi ihbar etmesini sağlaması ise, Juliette’in ilişkisi açısından temelsiz kalıyor.
İYİ POLİS KÖTÜ POLİSE KARŞI
İzleyiciyi ekran başına çeken, dinamik anlatımı ve zaman içinde ileri geri sıçramalarla doğrusal olmayan bir kurguya sahip olan dizi, kibar hırsız Arsen Lüpen karekterinden esinlenerek yaratılan Assanne Diop’un yaşamı ve “mesleki becerilerine” yoğunlaşarak öyküsünü anlatırken; diğer yandan sistemi kontrol eden yozlaşmış burjuvazinin polis üzerinde kurduğu baskıyı ve sınıflı toplumda vicdanın ve toplumun güvencesi kabul edilen polisin de kirlendiği yönünde yansıtmalar içeriyor.
BAŞARILI MEKAN SEÇİMLERİ
Lüpen, her şeye karşın esinlendiği roman kahramanı Arsen Lüpen’e göndermelerle dolu, seyircisine keyifli zaman geçirme vaadinde bulunan bir dizi... Louvre Müzesi’nden, Normandiya’ya ve Paris’in Seine Nehri üzerindeki görkemli köprüleri ve Musee d’Orsay’a kadar uzanan geniş mekan yelpazesiyle öne çıkan Lüpen; Fransız sinemasının vazgeçilmezlerinden olan polislerle, yozlaşmış ve becereksiz polis karşıtlıkları oluşturarak dalgasını da geçiyor. Özellikle başrol oyuncusu sempatik Omar Sy’ın oyunculuk performansının öne çıktığı bu en taze Arsen Lüpen uyarlaması, pandemiyle karışık yaz sıcaklarında serin etki sağlayan bir seyirlik olarak öne çıkıyor.