DİNBAZ NESİL VE KRİPTO HAYATLAR

Kapitalist Dinbaz sistem bugün öyle bir hal aldı ki ‘ya dolandıran olacaksın ya da dolandırılan’ durumuna gelmiş vaziyetteyiz. Yıllarca “Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın” propagandası ile iktidara gelenlere yakın bazı gençlerin tik tok ve Instagram propagandaları “Kürşat Ayvatoğlu’nun Audi’ye, Hakan Tek’in Maserati’ye bindiği yaştasın”adönüşmüş durumda.

“Ben hayatım boyunca beni dolandırmaya kalkışmamış tek bir kişiyi dolandırmadım” Sülün Osman (Osman Ziya Sülün)

Kripto para platformu Thodex’in kurucusu Faruk Fatih Özer’in 341 bin kişiyi dolandırarak 2 milyar dolarla yurt dışına kaçtığı ortaya çıktı. Olayın patlaması sonrasında Özer’in bakanlarla ve birçok iktidar mensubuyla olan fotoğrafları tartışmaları daha da alevlendirdi. Bu fotoğrafların ortaya çıkması birçok insana pahalı arabalara binen iktidara yakın çocukların görüntülerini hatırlattı. Bakanlar açıklama yaparak Özer’i tanımadıklarını söyledi. En sonunda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Thodex’in kurucusu Fatih Özer’in bankadaki 31 milyon lirasına el konulduğunu açıkladı.

Thodex’in reklamlarına baktığımızda; genelde önde kırmızı giymiş şöhretli bir kadın, arkada da Porche gibi çok pahalı spor arabalar var. Yani ‘Kısa yoldan çok zengin olursanız böyle kadınlarla beraber olursunuz ve böyle arabalara binebilirsiniz!’ demeye çalışan reklamların; kadını da tıpkı spor araba gibi sunması, post modern reklam dünyasında kadını metalaştıran ve haz aracı olarak sunarak mal satmaya çalışan acımasız reklam çarkının sıradan bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.

SÜSLÜMAN/DİNBAZ DÖNEMİN GETİRDİKLERİ

Kolay yoldan zengin olmak ve bir anda pahalı arabaya binerek televizyon ve reklamlarda görünen kadınlara ‘sahip olma’ gayesinin iyice artması, bugünün süslüman/dinbaz döneminin bir sonucudur. Kutuplaştırılan toplumda ‘benden yana olursan her şeyi yapma hakkına sahip olursun. Benden olmazsan yasal haklarını bile kullanamazsın’ alt propagandası tam da 26 yaşındaki Thodex’in kurucusu Fatih Özer’i, Audi’de pudra şekeri partisi yapan 25 yaşındaki Kürşat Ayvatoğlu’nu ve benzerleri yaratarak dönemin örnek gençleri olarak servis ediyor.

Bu gençlerin yakalansalar dahi ceza almamaları, hukuk karşısında hesap vermemesi ve işlerine bir şekilde bakmaya devam edebilmeleri,  liyakat sahibi ve emeği ile hayatını kurmak isteyen gençlerin ülkeden umudunun yitmesine yol açan faktörlerin başında geliyor. Olay öyle bir hal aldı ki ‘ya dolandıran olacaksın ya da dolandırılan’ durumuna gelmiş vaziyetteyiz. Yıllarca “Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın” propagandası ile iktidara gelenlere yakın bazı gençlerin tik tok ve Instagram propagandaları “Kürşat Ayvatoğlu’nun Audi’ye, Hakan Tek’in Maserati’ye bindiği yaştasın”a dönüşmüş durumda.

DOLANDIRICILAR HEP AYNI YÖNTEMİ KULLANIYOR

Galata Köprüsünü ve kulesini, boğazdaki vapurları satarak yolunu bulan Sülün Osman, yıllar önce verdiği bir röportajda dolandırılan kişilerin potansiyel dolandırıcı olduklarını ifade ediyordu. Bugün dijital çağın Sülün Osman’larına para kaptıranların dolandırıcı olduğunu asla söylemiyoruz. Ancak kolay yoldan kazanılan paranın mutlaka başka kaynaklardan aktarıldığını ve ‘başkalarından’ gelen para ile oluştuğunu bilmeyenin olduğunu zannetmiyorum.

Sülün Osman, Banker Kastelli Abidin Cevher Özden Jet Fadıl (Fadıl Akgündüz), Selçuk Parsadan, Çiftlik Bank sahibi Mehmet Aydın, Thodex’in kurucusu Fatih Özer ve benzerlerinin hikayeleri birbirine benziyor. Dindar/Milliyetçi bir hikaye kurgulanıyor, şöhretli kişiler reklamlarda oynatılıyor, bir hikaye uyduruluyor ve inanan kitleyle partiler açılışlar yapılıyor. Bunu gören başka kısa yoldan zengin olmak isteyenler de satıyor evi arabayı bunlara veriyor. İlk etapta birkaç kişiye para kazandırıyorlar ve mutlaka bunu medyada internette duyuruyor, 1 koyup 10 alanların reklamı pahalı arabalarla veriyorlar. Ardından birkaç siyasi ile açılışlar yapılıyor ondan sonra binlerce kişi ne var ne yok bunlara yatırıyor, en sonunda da klasik son yaşanıyor… Dolandıran kişi yurt dışında ortaya çıkıyor, dolandırılan ahali soluğu adliyelerde alıyor, dolandıran başrolümüz “Kimse mağdur olmayacak. Allah’tan korkarım ben. Ülkesine ihanet içinde olanlar bana komplo kurdu” diyerek Maserati’si ya da lüks teknesiyle gözden kayboluyor… Dün, bugün yaşananlara bakın hepsi birbirine benzer. Yarın yaşanacaklar da bundan farklı olmayacak tabi.

Bitcoin’i bulan kişi olduğu iddia edilen Satoshi Nakamoto’nun şu anda muhtemelen Maserati ve Audi koleksiyonu vardır ama çıkış felsefelerinden çok başka noktaya gelinen coin dünyasını görünce depresyona girdiğine emin olabiliriz.

“Bir arkadaşım Bitcoin’le zengin oldu” lafı çok dolandırılır ama “Bir arkadaşım evi arabayı sattı Bitcoin aldı şimdi donsuz kaldı” cümlesi ise hiçbir yerde kullanılmaz!

KAPİTALİST SİSTEMDE HERKES KAYBEDİYOR

Türkiye’de yaşanan beyin göçünün temelinde yatan çaresizliklerden birisi de insanların hayatlarını idame ettirebilecekleri alanların çok fazla daralmış olması. Film ve reklam sektörünün kitlelere “lüks ve pahalı hayatlarınız yoksa mutsuz olursunuz. Bunun için ne yapın ne edin zengin olun. Her yol mubah” propagandası aslında tam da demokratik zeminde sınıfsal hak taleplerinin önüne geçmek için yapılıyor.

Tıpkı milli piyango gibi “Ya sana çıkarsa” denilerek Kapitalist sistemde herkesin zengin olma ve hayaline ulaşma şansına sahip olduğu illüzyonu gibi; bu kripto paralarla en kısa yoldan zengin olabilme reklamları birbirinin aynısıdır. Bütün kitleye olta ile tutulan bir havuç var. Sonra ideolojik ve medya aygıtlarıyla herkesin eşit olduğu ve bu havucu almaya hakları olduğu propagandası yapılıyor. Arada birkaç kişiye bu havuçtan veriliyor. Sonra televizyonlarda “Bakın o havucu aldı sen de alabilirsin” deniliyor. Sistemin devamlılığı, sömürünün sürekliliği ve kitlelerin sınıfsal örgütlenmelerinin önüne geçmek için havuç tekrar, tekrar ve tekrar oltanın ucunda şahane gösteriler eşliğinde sergilenmeye devam ediyor.

TAVŞAN DELİĞİ BEKLERKEN HAVUÇ VERDİLER ELİMİZE

Bitcoin’i bulan kişi olduğu iddia edilen Satoshi Nakamoto’nun şu anda muhtemelen Maserati ve Audi koleksiyonu vardır ama çıkış felsefelerinden çok başka noktaya gelinen coin dünyasını görünce depresyona girdiğine emin olabiliriz. Nakamoto “Bu iş bir anlayış, alternatif bir dünya tasarımı idi. Bitcoin gerçekleri ortaya çıkartacak tavşan deliğini gösterecekti ama içinde yaşadığımız sistem tavşan yerine kitlelere havucu gösterdi! Geldiğimiz noktada coin de sisteme adapte edildi ve sermayenin silahı oldu. Sıradan insanların 1 koyup 100 alma umuduyla bastıkları son 1 liralarını da 100’lerin sahipleri aldı. Olan donlara oldu!” diyordur herhâlde.

İşte kripto para ve insanlar tam da bu havuç partilerinin ürünü. S/ÖZ’ün özü; boşver 128 milyar dolar coinin ne olduğunu, senin coin ne oldu ondan haber ver?!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyit Tosun Arşivi