Memetcan Demiray
Batan geminin kramponları
Türkiye’nin nereden nereye geldiğini anlamak için gazetelerin spor sayfalarına bakmak yeterli aslında. Bir zamanlar yalandan da olsa Robben’leri, İbrahimoviç’leri “transfer eden” medyamızda şimdi Caner Erkin’ler, Gökhan Gönül’ler “bomba etkisi” yaratıyor. Ve elinde silahla hastane basan 33 yaşındaki Arda Turan, “ağabeylik yapsın” diye Galatasaray’a dönebiliyor!
Çoğumuz Türkiye’de neler olup bittiğini anlamak için siyaset ve ekonomi takip ediyor, içimizi karartıyoruz. Hiç gerek yok aslında!.. Ülkenin kısa sürede nereden nereye geldiğini görmek için hem kestirme, hem de eğlenceli bir yol var zira: Futbol medyası!..
Her transfer dönemi birbirinden renkli “haber”lerle dolup taşardı spor sayfaları… Robben çoktan Fenerbahçe ile anlaşmıştı da bir türlü eşini ikna edemiyordu! Galatasaray’ın İbrahimoviç transferinde ufak pürüzler kalmıştı ama imza çok yakındı!
Birazcık inanıp “haber”i açarsak bizi 32 sayfalık bir “foto galeri” ve “yıldız futbolcu”nun gençlik fotoğrafları karşılayacaktı! Bir bilgiye ulaşamasak da helal olsun, internet gazetemiz hayal satıp onlarca “tık” kazanmıştı!
‘KÜLTÜR SİMGESİ’ ARDA MI?
Böyle diye diye 2020’lere geldik bile… Şimdi spor medyasında 35 yaşındaki Gökhan Gönül ile 31 yaşındaki Caner Erkin’in Fenerbahçe’ye dönüşleri “bomba” diye niteleniyor! Van Hooijdonk’ların, Mario Gomez’lerin, Milan Baros’ların yerinde yeller eserken “üç büyükler” artık Anadolu’da oynayan orta sıklet “yabancı”ların peşine düşüyor. Ve elinde silahla hastane basan Arda Turan, “ağabeylik yapsın” diye Galatasaray’a dönebiliyor!
Elbette bu transfer, 115 yıllık camiayı tam ortadan ikiye bölüyor. Kimileri, Galatasaray’ın “öz evladı” ve kaptanı Arda’nın “ikinci bir şans”ı hak ettiğini savunurken kimileri de uzun süredir futbol oynamayan, gazeteciye saldıran ve Cumhurbaşkanlığı referandumunda “Rıdvan Abi”sinden aldığı pasla “Güçlü bir Türkiye için evet!” diyen Arda’yı kulübüne yakıştıramıyor. Marşında “kültür simgesi” ve “sporun beşiği” ifadeleri geçen Galatasaray’ı Arda ile ilginç bir imtihan bekliyor.
BAŞARI İÇİN
ÜÇ YOL
Futbolda başarı için üç yol olduğu herkesin malumu. Bunlardan ilki, altyapıdan oyuncu çıkarmak ki 90’ların Metin-Ali-Feyyaz’lı, Rıza Çalımbay’lı Beşiktaş’ı ya da Derwall’den Feldkamp’a uzanan Galatasaray modeli, bunun en iyi örnekleri olarak tarihte duruyor.
İkinci bir yöntem, doğru kiralık oyuncuları bir araya getirmekten geçiyor. Şansınız da yaver gider, kimya tutarsa hem başarı çıtasını koruyup hem de bütçede artı vermek mümkün olabiliyor. 2000’li yıllarda Mircea Lucescu’nun bu yöntemle Galatasaray’ı Şampiyonlar Ligi’nde nerelere taşıdığı gayet iyi biliniyor.
Üçüncü seçenek, Fenerbahçe ve Real Madrid’in geleneğindeki gibi, “parayı bastırıp yıldız transfer etmeye” dayanıyor. Ama bu metot, UEFA’nın mali kriterleri nedeniyle zaten zorken pandemi şartlarında büsbütün imkânsız hale gelmiş görünüyor.
NETFLIX ÇAĞINDA MESUT YILMAZ İZLEMEK!
Şu durumda, berbat geçen son sezon “Artık geçmişe değil geleceğe yatırım yapacağız” diyen Fatih Terim’in 33 yaşındaki Arda Turan’ı çok istemesi daha da ilginç bir hal alıyor! Zira futbolda başarı için “el öpüp barışma” diye bir yöntem var mı? Henüz bilinmiyor!
İşte bu magazin tadındaki gelişmeleri okuyunca Türkiye’nin kasvetli gündemi daha acısız anlaşılabiliyor. Hiçbir üretimin kalmadığı bir ülkede kulüplerin de gençlere yatırım yapmasını beklemek anlamsızlaşıyor. Koskoca “üç büyükler”, 20 milyonluk İstanbul’dan Ozan Kabak ve Merih Demiral dışında genç oyuncu çıkaramıyor!
Hiçbir “yeni söz”ün söylenmediği siyasette Muharrem İnce’nin Mesut Yılmaz’la (!) görüşeceği iddiası “umut” gibi sunulurken bit pazarına nur yağıyor, Arda Turan Galatasaray’a kavuşuyor! Ve son “şampiyon” Başakşehir, Danimarka ikincisinden üç yol yiyerek Avrupa’ya veda ederken kalite hızla düşüyor, taraftarlara da “decoder”leri iptal kampanyaları dışında pek seçenek kalmıyor.
Ne yapsınlar sahi? Harıl harıl yenilik üreten Netflix’in bile seyircideki açlığı gideremediği bir çağda, kabak tadı vermiş filmleri tekrar tekrar izlemeyi kim ister ki?