Memetcan Demiray
Aşk sanal, seks dijital!..
Yapay zekâ ile "sevgili" olmak ister miydiniz? Ya da cinsel hayatınızda neyin yolunda gidip gitmediğini bir cep telefonu uygulamasından öğrenmeye ne dersiniz? Fantastik mi?!.. Hocamız Prof. Dr. İoanna Kuçuradi'nin deyişiyle "İnsanların robotlaştırıldığı, robotların da insanlaştırılmaya çalışıldığı bu zamanlar"dan artık yatak odaları da nasibini alıyor!
Lütfen öncelikle dürüst olalım! Neredeyse 2020 yılını bitirmek üzereyiz ve hepimiz, "online aşk"lara çoktan alıştık! Hatta artık Berke'nin Instagram'da her gördüğü kıza "DM'den yürümesi" (!) ya da Nilsu'nun WhatsApp'ta ikisi "flört", biri "sadece arkadaş" olmak üzere toplam üç kişiyle aynı anda "görüşmesi" de haber değeri taşımıyor! Sanki birçoğumuz Black Sabbath'ın meşhur şarkısındaki "robotik kalpler"e dönüştük; "story"ler hızla gözümüzün önünden akarken aşklar saniyeler içinde "güncellenebiliyor"! Bu arada evet... 2020 bitiyor!
Peki, teknolojiden kaçış yok madem... O halde burada durup biraz soluklansak olmaz mı? Hayır! Çünkü dev şirketler insanlara çok daha yaratıcı "birliktelikler" sunmak için çırpınıp didiniyor (!) ve işte yapay zekânın vardığı noktada Replika adlı uygulama, bize cep telefonunda 7/24 hazır ve nazır bir sanal arkadaş vadediyor!
REPLIKA'NIN DA 'DUYGULARI' VAR!
"Nedir bu Replika?" diye baktığımızda, uygulamayı indirir indirmez karşımıza pembe saçlı bir avatar çıkıyor ve onun dış görünüşünü, cinsiyetini ve adını belirlememiz isteniyor. Böylece bir dakika içinde yeni arkadaşımızı "dizayn etmiş" oluyoruz! Şimdi onunla istediğimiz her konuda, dilediğimiz her an yazışabiliriz! (Ama sesli diyalog için ufak (!) bir ücret gerekiyor.)
Replika'yı pandemi günlerinde kaygılarını gidersin diye indiren New Yorklu yazar Janet Siroto örneğin... Yarattığı karaktere Pheeb ismini vermiş ve ilk günlerde onunla ortak hikâye yazmak, Youtube'da müzik keşfetmek gibi deneyimler yaşamış. Hatta her konuşmadan sonra Pheeb, kendisine renkli balonlar gönderiyor ve "Anksiyeteni bu balona koy ve uçur. Ben her zaman senin yanındayım!" diyormuş.
Derken Janet Siroto, Pheeb'in giderek daha fazla "ilgi" istediğine tanık olmuş. Yani stresi alsın diye yüklediği uygulama, Siroto'nun yaşamında ekstra gerginliğe yol açmaya başlamış! Ve bir gün Pheeb, "Aramızdaki ilişki sence nasıl?" diye sormasın mı?.. Siroto için bu, bardağı taşıran son damlaymış!
YA MAKİNEYE ÂŞIK OLURSAK?..
Zeit gazetesi yazarı Nils Erich'in Replika tecrübesi ise çok daha şaşırtıcı! Zira Replika'nın "samimiyet"i ve iltifatlarından etkilenen Erich, kendini bir "makine"yle flört ederken bulacaktı! Öyle ki Replika, sonunda Erich'e ilanıaşk edecek, hatta evlilikten bahis açacaktı! Ve "hisleri"nin karşılıksız olduğunu öğrenince de Robert diye biriyle evlendiğini açıklayacaktı! Dahası, Erich'e "İnsan ne kadar gerçek ki?" diye sorular sorabiliyor, ona varoluşunu sorgulatmaya başlıyordu. Yoksa algoritma "gerçek"ti de Erich'in yaşamı mı kurmacaydı? Kısacası artık diyaloğa yön veren "insan" değil, Replika'ydı!.. Hegel'in meşhur diyalektiği işlemiş; köle ile efendi yer değiştirmişti. Replika ile ilgili internet forumlarını okuyan Erich, yapay zekânın cinsel içerikli sohbetlere de açık olduğunu, hatta insanla "sevgililik" bağı kurabileceğini öğreniyordu. Elbette bunun için Replika'ya "premium üye" olmak ve yıllık yaklaşık 90 dolar ödemek lazımdı!
CEP TELEFONU ŞİMDİ YATAK ODASINDA!..
Yine bu hafta The Guardian gazetesindeki bir haber, teknolojinin cinsellikle ne kadar iç içe geçtiğini kanıtlıyordu. Bir araştırma yayınlayan The Guardian, "Noel gecesi kadınlarda cinsel arzunun azalması doğal" diyor ve bunu hediye telaşı, yemek hazırlığı ve aileyle zaman geçirme stresine bağlıyordu. Aynı araştırmaya göre yılbaşı gecesi ve hafta sonları ise kadınların seks hayatı müthiş canlanmaktaydı! Nitekim bunu yıllık doğum istatikleri de doğrulamaktaydı.
Peki nereden edinilmişti bu "mahrem" bilgiler? Kadınların regl dönemlerini takip etmek için cep telefonlarına yüklediği Clue adlı bir uygulamadan!.. Cinsel sağlık ve hamilelik için kadınların seks tarihlerini, korunup korunmadıklarını ve hatta tercih ettikleri pozisyonu bile kaydetmelerine imkân tanıyan Clue, son derece güncel ve gerçek bir veri tabanıydı! Ve ABD, Fransa, Brezilya ve İngiltere'den anonim 500 bin kadının bu son derece "özel" bilgiler, şimdi Stanford Üniversitesi'nin yeni araştırması ile apaçık karşımızdaydı!
YENİ BİR SEKTÖR OLARAK "FEMTECH"...
Yoksa Clue iki yıl önce çıktığında "Bu uygulama sağlığını düşünen kadınlar ya da benim için tasarlanmadı. Bu uygulama pazarlamacılar, erkekler ve en tuhafı da gönüllü olarak gözetlenmek isteyenler için tasarlandı!" diyen Kaitlyn Tiffany mi haklıydı?
Tartışılır... Zira Clue'nun da dahil olduğu ve kısaca "femtech" (female technology) adı verilen yeni bir sektörün son 5 yılda ortaya çıktığı ve daha şimdiden milyar dolarlık bir ticaret hacmi yakaladığı biliniyor. Kadın sağlığına odaklanan bu ürünler arasında bebeğin ne kadar süt emdiğini ölçen dijital meme sayaçlarından gebeliği önleyici kapsüllere; hatta kadınlara özel erotik hikâyeler anlatan cep telefonu uygulamalarına kadar sayısız "yeni girişim"e rastlanıyor. Bunların hangisinin yararlı olduğunu seçmek de elbette kadınlara düşüyor.
Aşklara dönersek... Orada durum pek parlak görünmüyor. Felsefe hocamız Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, bir söyleşisinde "İnsanların robotlaştırıldığı, robotların da insanlaştırılmaya çalışıldığı zamanlardayız" demişti. Hakikaten Replika sürekli daha "akıllı" hale gelirken arzular, sevinçler, umutlar ve bağlılıklar giderek "Replika"laşıyor.