Candan Yıldız
Hukukçu Atilla Kart: Bülent Arınç ve Cemil Çiçek korkularını, kaygılarını bir kenara bırakıp konuşmalı
Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin TİP'ten milletvekili seçilen Can Atalay kararıyla ilgili Anayasa Mahkemesi'nin 'ihlal' kararına uymamasını ve aynı dairenin AYM üyeleriyle ilgili suç duyurusunu değerlendiren, eski TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi, hukukçu Atilla Kart, "Cumhur İttifakı'nın içindeki güç odaklarının çekişmesi olarak değerlendirebilir ama onları aşan boyutları var. Devlet ve hukuk kavramı olan Cemil Çiçek ve Bülent Arınç kişisel konumlarının kaygılarının üstüne çıkarak bu konudaki düşüncelerini paylaşsınlar, bu bir görev sorumluluktur" dedi.
Eski CHP Konya Milletvekili ve TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Atilla Kart, Yargıtay ile AYM arasında yaşanan krizin bir sonuç olduğunu belirterek "AKP'nin yarattığı krizin artık AKP tarafından yönetilemez hale geldiğini" söyledi.
Hukukçu Atilla Kart'ı devlet içinde bir krize neden olan son Yargıtay kararını değerlendirmesi için aradım.
"Erdoğan kendi bünyesindeki mütecaviz yapıyı kontrol edemiyor"
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yargıtay'ın kararına sahip çıktığını hatırlattığımda Atilla Kart "Sahip çıktı ama kendi bünyesindeki mütecaviz yapıyı artık kontrol edemiyor, yönetemiyor, yönetemeyecek de. Çünkü anayasal kurumların dışında legal- illegal güç odakları doğdu devlet içinde. Kişisel ve siyasi müdahalelere açık bir şekilde bilek güreşi yapıyorlar" diye konuştu.
Kim kiminle savaşıyor, kim bu güç odakları soruma da Atilla Kart şöyle yanıt verdi:
"Cumhur İttifakı'nın içindeki güç odaklarının çekişmesi olarak değerlendirebilir ama onları aşan boyutları var. Devlet içindeki hukuk hiyerarşisine o anayasal kurumların uyumlu çalışmasını zedelediğiniz zaman orada kontrol edemediğiniz güç odaklarının doğması kaçınılmazdır. Bu bu çerçevede ben Yargıtay - AYM arasındaki olayı da şöyle değerlendiriyorum, Sırrı Süreyya bey, Kobani iddianamesinin siyasi iktidar için ön iddianame niteliğinde olduğunu ifade etmişti. Kobani sürecinde yaşanan çözüm süreci siyasi iktidarın yönetimindeydi. HDP kadroları ve AKP kadrolarının birlikte yürüttükleri bir siyasi çalışmaydı."
'Gezi yargılamalarındaki hukuksuzluklar AKP'ye karşı iddianameye dönüşebilir'
AYM'nin Can Atalay kararı hak ihlallerini ortaya koyuyor. Gezi eylemlerinin suç teşkil etmediği, demokratik eylem olduğu kabul ediliyor. Bu Can Atalay'ın arkadaşları ve Osman Kavala yönünden de beraate gidecek bir başlangıç demektir.
Siyasi iktidar ise Gezi'yi bir kalkışma, bir darbe girişimi olarak nitelendiriyor. Oysa ki Gezi özgürlüklere, iktidarın baskıcı uygulamalarına karşı demokratik bir tepkiydi. İktidar bunu da yönetemedi. Gezi süreciyle ilgili yaşanan hukuksuzluklar da iktidar için bir ön iddianameye dönüşebilir. Yani AYM'nin kararı iktidarın anayasal ihlal boyutlarına ulaşan müdahalelerin iddianamelere, kayıtlara geçmesi anlamına gelir. İktidar bunun farkında, hukuk dışı müdahalelerle bu süreci bulguları delilleri karartmak istiyor.
"Bülent Arınç ve Cemil Çiçek konuşmalı"
Atilla Kart, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanı Danışmanı Ayhan Ogan, MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Başkanı Feti Yıldız ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin ortak ifadeyle Anayasa Mahkemesi'ni "Yargısal aktivizm" le itham etmesiyle ilgili de şu değerlendirme de bulundu:
"Bu kaçınılmaz bir saflaşma. Öyle bir devlet krizi yaratıldı ki artık bu kontrol edilemez hale geldi.. Yargısal aktivizm içerisinde olan Yargıtay'dır."
AKP'nin önemli isimlerinden Hayati Yazıcı, Hüseyin Çelik, Faruk Çelik ve Nimet (Çubukçu) Baş'ın Yargıtay kararına ilişkin eleştirilerinin Beştepe-AKP ayrışmasını gösterip göstermediğini sorduğum Atilla Kart şu ifadeleri kullandı:
"Konuşan isimler üzerinde durulması gereken isimler. Ancak Cemil Çiçek ve Bülent Arınç ne yapıyor. Bu isimler devlet ve hukuk kavramı olan kişilerdir. Kişisel konumlarının kaygılarının üstüne çıkarak lütfen bu konudaki düşüncelerini paylaşsınlar. Bu bir görev sorumluluktur."