Candan Yıldız
HEP’den HEDEP’ye kalanlar gidenler; hangi mesajlar öne çıktı, geleceğe dair ne söylendi?
Seçim dönemini göğüsleyen Yeşiller ve Sol Gelecek Parti (Yeşil Sol Parti) bayrağı, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’ne (HEDEP) devretti. Yeni isim HEDEP, Kürt siyasal hareketinin parti geçmişinde en parlak dönem olarak kabul edilen HADEP’i çağrıştırdığı için seçildi. Parti tabanı da bu isme yakındı.
4. Olağan Kongre, bu kez Atatürk Spor Salonu’nda yapıldı. Bir önceki kongrenin yapıldığı Ankara Arena Salonu verilmediği için daha küçük bir salon nedeniyle önceki kongrelere göre daha az kalabalıktı. Katılımcılar daha sınırlı tutulmuş.
Takip ettiğim kongreler arasında, heyecanı düşük kongrelerden biriydi. Oysa seçim sonuçlarının bir özeleştirisi olarak halk toplantıları, bölgesel konferanslar yapıldı. “Yenilenme” ve “değişim” arayışının çıktısı olarak salondaki coşkunun daha yüksek olacağı beklentisi vardı.
HEDEP’in yeni yol haritasına dair işaretler taşıyan kongrede, Parti Meclisi önemli bir gösterge… 100 kişiden 80’e düşürülen PM’de bir önceki dönemden (HDP-Yeşil Sol dahil) 31 kişi yeniden görev aldı. 49 yeni isim var. Yüzde 60’lık bir değişim söz konusu. PM’de Alevi, Ermeni ve Çerkes temsiliyetine yine yer verildi.
Önceki dönemde MYK’da yer alan 29 isimden 11’i PM’de yer aldı. PM listesinde bu dönem yer olmayan MYK üyeleri şöyle:
Cihan Aydın, Dersim Dağ, Naci Sönmez, Ömer Öcalan, Doğan Erbaş, Pero Dundar, Rıdvan Turan, Samet Mengüç, Gülistan Koçyiğit, Felaknaz Uca, Sultan Özcan, Şaziye Köse, Hişyar Özsoy, Turgut Öker, Murat Çepni, Turgut Çatar.
Geçmiş kongrelerin benzeri olarak cezaevlerinden gelen mesajlar yine coşkuyla karşılandı. Selahattin Demirtaş’ın mesajı salonda yine yoğun alkış aldı. Kongre sürecinde Demirtaş’la da görüşmüş, onun da görüşleri alınmış. “Gelinen aşamada aktif siyaseti bırakıyorum” diyen Demirtaş’ın bir süre daha sessiz kalacağını, sürecini takip edeceğini öğrendim. Ancak Başak Demirtaş’ın kongreye katılmaması da dikkat çeken noktalardan biriydi. Kendisi, Demirtaş’ın tutukluluğunun ardından yapılan kongrelere katılmış bir isimdi.
Bu kongrede “ezilenler” vurgusu daha öne çıktı. Yeni eş başkanlar Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları’nın konuşmasında bu vurgu vardı.
Tuncer Bakırhan, DEHAP genel başkanlığı yapmış, gençlik hareketinden gelen bir isim. Sol damarı güçlü bir isim olarak biliniyor. Aynı zamanda Kürt seçmenin de yakından bildiği bir isim.
Abdullah Öcalan’ın avukatları arasında olan, İstanbul Milletvekili olan Cengiz Çiçek’in de adı geçmişti eş başkanlık için ama tabanda bilinirliğinin az olması nedeniyle aday olmadığı ifade ediliyor.
HDP’nin bileşenlerinden Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) kontenjanından Hatay Araplarından Tülay Hatimaoğulları’nın da sosyalist bir gelenekten gelmesi HEDEP’nin “ezilenler” siyasetine dönüşün bir işareti olarak yorumlanıyor. Zira HDP’nin Ankara siyasetine sıkıştığı, tabandan koptuğu eleştirileri hep yapıla geldi.
Tuncer Bakırhan’ın “Mahalle mahalle, sokak sokak çalışma ve örgütlenme zamanıdır” demesi de bununla ilgiliydi.
Bu arada Tülay Hatimoğulları, HDP kapatma davası iddianamesinde siyasi yasak istenen 451 isim arasında.
Bu kongrede, Abdullah Öcalan vurgusu da daha önce çıktı. İki yeni eş başkanın da “tecrit’, ‘barışın yolunun İmralı’dan geçtiği” vurgusu daha güçlüydü.
Eski HDP Eş Başkanı Mithat Sancar ve Selahattin Demirtaş’ın muhataplık konusunda TBMM’ye işaret etmesinden farklı olarak Abdullah Öcalan isminin altı daha fazla çizildi.
Tuncer Bakırhan Öcalan’ın fiziki özgürlüğünden söz etti, “Artık tecride dur diyoruz, Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalıdır!” dedi.
İktidarın yeni anayasa arayışlarına da yanıt vardı kongrede…
Yeni eş başkanı Tuncer Bakırhan “Demokratik bir anayasa ancak demokratik uzlaşıyı esas alan ve evrensel hukuku kabul eden bir anlayışla yapılır. Evet, biz de yeni bir anayasa istiyoruz. Bu ülkenin Kürtleri, Alevileri, işçileri, kadınları, gençleri yeni anayasa talep ediyor. Ancak bizler ülkenin ezilenleri olarak gerçekten eşitlikçi, gerçekten demokratik ve gerçekten sivil bir anayasa istiyoruz. Ülkede başta Kürt sorunu olmak üzere bütün sorunları gideren bir anayasa yapmaya hazırız. Özgürlük için yeniden, toplumun tüm kesimlerinin dahil olacağı ve kendini ifade edeceği demokratik anayasa hareketini buradan başlatıyoruz.”
Bir önceki kongrede iktidarı paylaşmak, yönetime aday olmak söyleminin yerini üçüncü yol siyaseti, ittifak ve bileşen siyasetinin demokratik ittifak olarak genişletilmesi aldı. Yazar, sanatçı, gazetecilere, feministlere, yurtseverlere, sosyalistlere de çağrı vardı. “Bir devran böyle gitmez diyen herkes eli taşı altına koyması gerekiyor, en geniş ittifakı kuralım” denildi.
Davet edilip de gelen partiler ise şöyleydi: TİP, Gelecek Partisi, Deva Partisi, CHP, EMEP…
HEP’ten HEDEP’e giden yolda Meclis’teki diğer partilerin temsil ettiği muhalif çizgiden bu kez daha bağımsız bir hat çizileceği anlaşılıyor.
Salondaki coşku eksikliğini dikkate aldığımızda, Kürt seçmenin yeni yönetimi yolda görmek istediği anlaşılıyor.