Pandeminin kadınların çalışma yaşamı ve ev yaşamı üzerindeki etkileri büyük oldu. Cinsiyet temelli ayrımcılıkların, kadınların yaşamı üzerinde etkisi arttı. Ev içi şiddet riski, ev içindeki gündelik işler ve bakım hizmeti arttı, toplumsal cinsiyet temelli iş bölümü kadın emeğinin görünmezliğini ve sömürünü daha da artırdı, kadının işgücüne katılımı ve istihdamı olumsuz etkilendi.
Son verilere bakalım.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2020 yılı Eylül, Ekim ve Kasım aylarını kapsayan dar tanımlı ve yine düşüşte olan işsizlik (yüzde 12,7) oranına karşın DİSK Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) gerçek tabloyu da salgının etkilerini de ortaya koymaya çalıştığı, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) geliştirdiği yöntemle yaptığı hesaplamaya göre geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 27. Türkiye’de 9,7 milyon işsiz var. Bunların yüzde 35,8’i kadın. Buna Covid-19 nedeniyle revize edilmiş geniş tanımlı işsizlik ve iş kaybını da eklersek işsiz sayısı 10 milyon 681 bine yükseliyor. Bu sayı içindeki kadın oranı daha da yükselerek yüzde 41’i buluyor.
DİSK-AR’ın ocak ayı İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu da, erkeklere göre zaten çok daha düşük kalan kadınların işgücüne katılım ve istihdam oranlarının Covid-19’dan daha fazla etkilendiğini vurguluyor. Rapora göre, pandemi sürecinde kadınlar ücretli istihdamdan çekilmek zorunda kaldı.
Kadın işgücü
yüzde 8 azaldı
Ekim 2019’da kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 34,6 iken Ekim 2020’de bu oran yüzde 31,3’e düştü. Ekim 2019’da yüzde 28,7 olan kadınların istihdam oranı 2,3 puan gerileyerek Ekim 2020’de yüzde 26,4’e geriledi. Böylece, son bir yılda toplam işgücü yüzde 3,9, erkek işgücü yüzde 1,9 ve kadın işgücü yüzde 8 azaldı. İstihdam ise son bir yılda yüzde 2,6 azalırken, erkeklerde bu gerileme yüzde 1,7, kadınlarda ise yüzde 6,3 oranında oldu.
Rapora göre, iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar son bir yılda 1 milyon 330 bin artarken, ümitsizlere de 843 bin kişi daha eklendi. Kadın ümitsizlerin oranındaki artış ise yüzde 168,4 ile vahim.