Kubilay Kaptan
“Ne Kadar Uçarsan O Kadar Öderim” Yöntemi ile Yangın Söndürme Mücadelesi
1998 yılının temmuz ayında KKTC’nin Yeşilırmak köyündeki ormanlık alana sıçrayan yangın 35 bin dönümlük araziyi kül eder. Türkiye, yangınla mücadele için iki yangın söndürme helikopteri, bir dozer ve bir grayder ile yangın söndürme konusunda uzman 30 kişiyi KKTC’ye gönderir.
Yukarıda yazdığım haberden 22 yıl sonra 2020 yılının mayıs ayında (18 Mayıs) ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü’ne yangın sıçrar. Türkiye, zamanında ve doğru kapasiteyle müdahale edemez. Rum Kesimi’nden gelen söndürme uçağı yangına müdahale eder.
1986’dan bu yana 35 yıl orman yangınlarında büyük başarılara imza atan Avrupa’nın en büyük özel yangın söndürme filosuna sahip Türk Hava Kurumu’nun neden devre dışı bırakıldığını, 22 yılda ne oldu da bu duruma gelindiğini soruyorsanız cevabı dün haberlerde yer aldı:
“Orman Bakanlığı geçtiğimiz yıl Nisan ayında “21b-Pazarlık” usulüyle kapalı kapılar ardında yaptığı ihaleyi bir mimarlık şirketine vermişti. Bu şirkete 5 aylık kiralama için 2019’da tam 113 milyon lira ödendi. 2020 yılı helikopter ihtiyacı için ise, 13 Şubat 2020’de “25 Adet (13 Adet ve 12 Adet olmak üzere iki kısım halinde) Genel Maksat Helikopteri Kiralanması İşi” ihale edildi. Bu defa açık şekilde yapılan ihale yine aynı firmaya bu defa 142 milyon 580 bin TL’ye verildi.”
İhalenin 21B usulüyle yapılmasının gerekçesi; “Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması” olarak ifade edilmişti. Kamu İhale Yasası’nın pazarlık usulünü düzenleyen 21. Maddesinin B fıkrasına göre, Bakanlık ihaleye sadece istediği şirketleri çağırabilirdi.
2019’da 21B’ye göre yapılan sözleşme bilgilerindeki şu açıklama dikkat çekmişti: “İş Kaleminin Adı ve Kısa Açıklaması’na göre; 2019 yılı için 9 Adet Genel Maksat Helikopter kiralanması işi (1günlük her helikopter için 1 saat 40 dakika toplam 1998 saat 20 dakika garanti uçuş saati)”
Böylece, dünya genelinde -yangın söndürme mücadelesi için- özel bir şirkete, yangın çıkmasa da uçuş garantili müdahale yetkisi veren ülke olarak yine tarihe geçtik. Bu mücadele o kadar başarılı bulunmuş olacak ki bu sene de aynı firmaya aynı şartlarla “Yangına Müdahale” işi verildi.
İşin daha da ilginci bu yılın ocak ayında Savunma Sanayii Başkanlığı’nın hem suda hem de karada hareket edebilen (amfibik) yeni yangın söndürme uçakları için harekete geçtiği duyurulmuştu. İhaleye Rusya, Kanada, Çin ve Japonya’nın katılmasını beklediklerini söylemişlerdi. Kanada, Çin ve Japonya ortada gözükmese de Rusya ihaleye katılmak istemiş ama her nedense son anda katılmaktan vazgeçmişti. Böylece ihale büyük başarılara imza atan aynı firmaya kalmıştı.
Bunlar yetmezmiş gibi 36 yıldır orman yangınlarına karşı Orman Bakanlığı ile ortak çalışan, bünyesinde 9 adet CL-215 model amfibik yangın söndürme uçağı bulunan Türk Hava Kurumu karalanarak işlevsiz hale getirildi. THK’nın 5,5 ton su kapasitesine sahip uçakları helikopterlerden farklı olarak ateşin hava ile direkt temasını kesen köpük de taşıyordu. Yangın söndürmek amacıyla üretilmiş uçaklar oldukları için denize, göle ve ırmağa inip su takviyesi yapabiliyorlardı. Bir piste ihtiyaç duymaksızın, çevresinde 1,5 km’lik bir alan bulunan her türlü su alanına inip tekrar havalanabiliyorlardı. Dünya üzerinde 124 adet bulunan Kanada üretimi bu uçaklar da 10 yıldır Türkiye’de yangın söndürmek için kullanılıyordu.
Biz bu tartışmalar içindeyken, Orman Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre, sadece 2019 yılında bugüne kadar 1.377 adet orman yangını meydana geldi ve 3.191 hektar alan zarar gördü.