HDP’yi ekranlara çıkarmayıp HDP’yi konuşmak…

Biz, birbirimizin adına konuşmayı seven bir milletiz. Çocuğumuzun geleceği adına konuşuruz, eşimizin adına karar veririz… Bu açıdan baktığınızda “kadın”ların olmadığı programlarda “kadın”ın, HDP’lilerin olmadığı programlarda HDP’nin konuşulması çok mantıksız değil.


Geçenlerde Habertürk’te yayınlanan bir tartışma programında Avukat Salim Şen, HDP’nin tartışılmasına rağmen HDP’li bir siyasetçiye yer verilmemesini eleştirdi. Bunun üzerine program moderatörü Didem Arslan’ın sarfettiği “Burası bir kamu televizyonu değil. Özel bir sektörüz. Bu bir tercihtir.” sözleri tepkilere neden oldu. Buna, Habertürk sunucularının “HDP, terörle arasına mesafe koymadığı için ekranlara çıkarmıyoruz.” açıklamaları da eklenince medya dünyası bir hayli hareketlendi.
Medyanın siyasetten bağımsız ve özgür olmadığını düşündüğümüzde bu açıklamaları çok da yadırgamıyorum. Ayrıca Didem Hanım haklı, ülkede milyonlarca insanın vergileriyle yayın hayatını sürdüren TRT’nin, milyonlarca insanın oy verdiği bir siyasi partiyi yok saydığı bir dönemde özel sektör neden var saysın?


Aslında programlarında HDP konuşulmasa sorun da yaşamayacaklar. HDP’yi tartışma programlarında yok saymak, konuya ver verip ilgilisine söz vermemekten daha adil ve anlaşılır olacaktır.
Gerçi yok sayılanın HDP yöneticileri değil de milyonlarca insan olduğunu idrak etmenin neden bu kadar zor olduğunu anlayabilmiş değilim.
“HDP’nin PKK ile arasına mesafe koymama” gerekçesine gelince, bu elbette karşı çıkacağımız ve eleştireceğimiz bir husustur. Lakin PKK’nın bir terör örgütü olmadığı tezine ne kadar karşıysam, HDP’ye oy veren insanların terörist olarak görülmesine de o kadar karşıyım.

Batman’a yaptığım bir ziyarette bölge insanıyla sohbet etmiştim. O dönemde illerine kayyum atanmıştı. Kayyumdan da memnunlardı. HDP’ye oy veren insanlara “Kayyumdan memnunsanız, neden HDP’ye oy veriyorsunuz?” sorusunu sormuştum. Verdikleri cevaplardan çıkardığım sonuç “aidiyet” hissi olmuştu.


HDP’li bir siyasetçinin PKK’nın terör örgütü olmadığını ifade etmesi, PKK’nın bir terör örgütü olduğu gerçeğini değiştirmez. HDP’li siyasetçilere yasak koymak, onları konuşturmamak, bu topraklarda yaşayan Kürt vatandaşları kendimizden uzaklaştırmaya ve PKK’yı sevindirmeye yaracaktır sadece.

HDP’li belediye başkanlarının teröre desteği varsa bunun çözümü belediye meclisleri olmalıdır. HDP’li siyasetçiler teröre üstü açık veya kapalı destek veriyorsa ekranlarda vatandaşın huzurunda konuşulmalıdır ve tartışılmalıdır. HDP’yi ekranlara çıkarmayıp HDP’yi konuşmak kaçak dövüşmekten başka bir işe yaramaz.
Ayrıca “HDP diye bir siyasi parti yoktur, terörist PKK vardır” ifadelerini kullananlar, sözleriyle HDP’ye bütçeden ödenek veren devleti ne ile itham ettiğinin farkındalar mı acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Baykal Arşivi