Cumhurbaşkanı ocak ayında Kale adı verilen gerçekten de kale gibi olan MİT’in Ankara’daki karargahının açılışını yapmıştı.. Dün de İstanbul’daki görkemli hizmet binasının açılışını yaptı.. Erdoğan yine MİT’in başarılı operasyonlarını sıraladı.. Övgüler yağdırdı, her türlü desteği verdiklerini söyledi.. Özetle dedi ki.. • DEAŞ başta olmak üzere, terör örgütleriyle götürdüğümüz etkin mücadele pek çok devletin bizimle işbirliğine yöneltmiştir. • Teşkilatımız yürüttüğü istihbarat diplomasisi ile 100'ü aşkın FETÖ'cünün ülkemize iadesini sağlamıştır. • FETÖ yapılanmasının deşifresi yanında, yurtdışındaki faaliyetlerinin engellenmesi için ciddi başarılar elde etmiştir. • PKK'nın tarihinin en büyük darbeleri almasında teşkilatımızın çok büyük emekleri vardır. PKK lider kadrosu hareket edemez hale gelmiştir. • Suriye'de teröristlerin sınırımızdan temizlenmesi, güvenli bölgeler oluşturulması, ordumuza destek sağlanması gibi pek çok görev eksiksiz ifa edilmiştir. • Darbeci Hafter'in ilerleyişinin durdurulmasında teşkilatımızın sağladığı bilgiler oyun değiştirici güce sahiptir. • Her alanda olduğu gibi istihbaratta da zoru başardık. Sözleriyle MİT’in yaptığı işleri sıraladıktan sonra MİT’ , İHA, SİHA ,istihbarat gemisi, istihbarat uçağı gibi pek çok teknolojik özelliğe kavuşturduklarını, istihbaratın büyük ve güçlü Türkiye yolunda kilit silah olduğunu belirtti.. Dikkatimi çekti.. Cumhurbaşkanı iki konuşmasında da ( Ocak ayında ve dün) MİT’in 15 Temmuz darbe girişimini önleme, bertaraf etmedeki katkısından tek kelimeyle söz etmedi.. Mesela Bylock ‘un çözülmesindeki başarısının altını çizdi.. Libya’da Hafter’in geri adım atmasındaki rolünü anlattı, PKK’yla mücadeledeki fonksiyonuna değindi.. Ama 15 Temmuz gecesinden söz etmedi.. İnsan sormadan edemiyor; o gece MİT tatilde miydi? Değildi ama Genelkurmay'da tezgahlanan harp akademisi öğrencilerinin bile haberdar olduğu iddia edilen darbe girişimini duymadı, resmen atladı.. Haberi olmadı.. 15 Temmuz akşamı MİT Müsteşarı, dönemin Genelkurmay Başkanı'nın odasında 20.30'a kadar oturdu, durum sakin diye ayrıldı, 15 dakika sonra darbeciler düğmeye bastı.. MİT Müsteşarı Cumhurbaşkanı'na da, Başbakan'a da darbe oluyor diye telefon açmadı.. Darbe girişimi başladıktan sonra da aramadı.. Cumhurbaşkanı eniştesinden öğrendi.. Başbakan darbe yatıştırıldıktan, hainler ele geçirildikten sonra MİT Müsteşarı'na sitem etti.. Cumhurbaşkanı çok alınmış olmalı ki, MİT ile 15 Temmuz’u bir araya getirmiyor.. MİT’ten bahsederken 15 Temmuz’u yok sayıyor.. Gerçekten 15 Temmuz’da MİT piyasada yoktu.. Çok söylenen bir saptama ile yazıya noktayı koyalım.. 1971'de muhtıra, 1980'de askeri darbe ile devrilen merhum Cumhurbaşkanı Demirel'in bir tespiti vardı.. Derdi ki; "Bizim MİT (o dönem askerlerin elindeydi) Patagonya'daki darbeyi bilir, haber verir Ankara'dakini haber vermez" 15 Temmuz'da bunu bir kez daha yaşadık. MİT geleneğini bozmadı.. Dilerim artık bu tür ayaklanma/kalkışma/hükümeti silah zoruyla devirme girişimleri olmaz da MİT’e de iş düşmez..
