İktidar, 2011 yılında imzaladığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sinyalini verdi. Asıl adı "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi" olan İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan 10 ülkeden biriyiz.
Ne enteresandır ki; kadınlar ölmesin, şiddete uğramasın diye imzalanan bu sözleşme gün geldi kadına şiddetin sebebi olarak görüldü.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilelim çekilmesine ama kadına şiddet ve cinayetlerde hiçbir azalma olmayacağını düşünüyorum. O zaman ne diyecekler, suçu kimde bulacaklar hakikaten merak ediyorum.
“Sözleşme bizim örf, adetlerimize ve inancımıza uymuyor. Bu sebeple kadına şiddet ve boşanmalar arttı.” diye itiraz edenlere bu yazı.
Bu arada aklıma gelmişken; yaşlı amcaların, iktidara kadınlarla ilgili bir sitemi var. Bunu da iletmiş olayım.
Kadınlara vefat eden eş veya anne-babalarından kalan emekli maaşlarının kesilmesini istiyorlarmış. Çünkü maaşı olan kadın evlenmek istemiyormuş ve amcalar bekâr kalıyormuş. Akit’ten bu hususta da bir girişim bekliyorum. Nasılsa ülkedeki işsizliğin, yoksulluğun ve çürümüşlüğün müsebbibi her daim kadınlar…
Hiç anlamayacaksınız değil mi; dün kadına din adına örf, gelenek adına atfettiğiniz sorumlulukları bugünün kadını kabul etmiyor.
Terbiye etmediğiniz, sırf erkek diye her şeye sahip olduğuna inandırdığınız oğlunuzu hiçbir kadın çekmek zorunda değil.
Kadına sabreden, şükreden, idare eden misyonu yükleyip bunun üstüne de şiddet karşısında “evinin mahremiyeti gizli kalır” mantığınızı ne Z kuşağı ne de herhangi bir kuşak kabul eder bu saatten sonra.
Sorun İstanbul Sözleşmesi’nde değil; sorun sevmeyi, hayatı paylaşmayı ve ayrılmayı bilemeyen erkeklerimizde ve maalesef onları yetiştiren annelerde.
Düşünebiliyor musunuz? Boşanmış ve eşini öldürmemiş erkekler, kadınların evlenmek isteyeceği kişiler oldu artık. Yeni kıstasımız bu; boşandıktan sonra eski eşine nasıl davranıyor?
İktidarın, kadına şiddeti önlemede yapacağı şey sözleşmeden çekilmek değil, daha önce de yazılarımda ele aldığım üzere süresiz nafaka sistemini düzenlemektir.
Çünkü erkek ve kadını mağdur eden, ayrılık sonrası şiddeti körükleyen temel sorunlardan biri hatta belki de en önemlisi nafaka sistemimizdir.
Lütfen, kadına şiddet gibi bir konuda oy kaybı düşüncesiyle hareket etmeyin. “Cennet annelerin ayakları altındadır.” deyip kadına dair hakları ayaklar altına alınmasına müsaade etmeyin.
Bizim millet olarak acilen kurtulmamız gereken sözleşme değil, arızalı geleneksel yapımızdır.