Kubilay Kaptan
Bir Tablonun Anlattıkları “Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi”
Che Guevara’nın öldüğü ortamı ve koşulları bilmiyoruz. Ama ölümünden sonra cesedine neler yapıldığını biliyoruz: Cesedi önce sakladılar. Sonra sergilediler. Sonra, bilinmeyen bir yerde adsız bir mezara gömdüler. Sonra kazıp yeniden çıkardılar. Sonra yaktılar. Ama yakmadan önce, daha sonra teşhis edilebilsin diye, parmaklarını kestiler. Belli ki bu cellatlar öldürdükleri kişinin cesedinden bile korkuyorlardı.
Guevara’ya dünyanın içinde bulunduğu durum katlanılmaz geliyordu. Sömürünün ve tutsaklığın derecesi eşit derecede büyüktü. Çekilen acılar da bir o kadar kadar yoğun ve yaygındı. Yıkım da aynı boyutlardaydı. Önceleri emperyalizm ucuz hammadde, emek sömürüsü ve denetlenebilir bir dünya pazarı istiyordu. Bugünse hiçbir değeri olmayan bir insanlık istiyor. Guevara kendi ölümünü, bu emparyalizime karşı verilen devrimci savaşın içinde önceden gördü: “Ölüm karşımıza nerede çıkarsa çıksın, hoş geldi; yeter ki bu, bizim savaş çağrımız, onu duyacak kulaklara ulaşsın, başka bir el uzanıp silahlarımızı kullansın, başka insanlar, cenaze şarkımıza, makineli tüfeklerin kesik ritmiyle, yeni savaş ve zafer bağırışlarıyla katılmaya hazır olsun.”
Guevera’nın öldürüldüğünü kanıtlamak üzere 10 Ekim 1967 Salı günü dünyaya bir fotoğraf sunuldu. Cesedin fotoğrafı, Vallegrande kasabasında bir ahırda çekilmişti. Ölü, bir sedyeye, sedye de beton bir çeşme yalağının üstüne yerleştirilmişti. Guevera’nın bu fotoğrafıyla Rembrandt’ın “Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi” adlı tablosu arasında bulunan benzerliği fark etmemek mümkün değildir.
Tabloda etrafı meslektaşlarıyla çevrili öğretim görevlisi Dr. Nicolaes Tulp anatomi dersinde görünmektedir. Resmin temel figürü olan Dr. Tulp dersini anlatırken Amsterdam Cerrahlar Loncası’nın yedi üyesi onu büyük bir dikkat ve ilgiyle izlemektedirler.
Dr. Tulp üst mevkisinin göstergesi olan geniş siperli bir şapka takmıştır. Sadece bir cerrah değil aynı zamanda şehir meclisinin ileri gelen bir üyesidir. Amsterdam’da modern anatomi çalışmalarının başlatıcısı olarak bilinmektedir. Bazıları biletli de olabilen halka açık gösteri olarak düzenlenen anatomi dersleri vermektedir. Gösteriler çevresinde oturulabilecek oval biçimli Anatomi Tiyatrosu adı verilen amfiteatrlarda yapılmaktadır. Rembrandt’ın dönemi öncesinde yasak olan kadavra incelemeleri onun döneminde suçluların kadavralarıyla sınırlandırılmıştır. Resme konu olan ders Ocak 1632’de üç gün sürmüştür. Resimdeki kadavranın sahibi 1632 kışında bir palto hırsızlığı suçundan idam edilen Adriaen Adriaansz’dır.
Resmin sağ alt kısmında kadavranın ayak ucunda üyelerden en az birinin baktığı yerde açık duran bir anatomi kitabı vardır. Bu kitap on altıncı yüzyılda yaşamış anatomist Andreas Vesalius’un devrim yaratan De Humani Corporis Fabrica (1543) adlı anatomi kitabıdır. Figürlerin soluk yüzleri ve ceset derisi koyu arka planla bir tezat oluşturmaktadır. Atmosferi etkili oluşturmak ve dikkatin dağılmaması için arka plan nötr ve silik tasarlanmıştı.
İki fotoğrafta da, cesedin üstten kendisine bakan kişilerle ilişkisi ve cesetteki duru dinginlik birbirlerine çok benzemektedir. Her iki resimde, resmi olarak incelenmekte olan bir cesedi sergiler. Ama daha da önemlisi, her iki resim de ölüyle ders vermeyi amaçlar: Biri tıbbın ilerlemesi diğeri siyasal bir uyarı olarak.