Kubilay Kaptan
Bir Tablonun Anlattıkları: “Ateş”
Giuseppe Arcimboldo (1527, Milano - 11 Temmuz 1593, Milano), İtalyan ressam, mimar, sahne tasarımcısı, mühendis ve sanat danışmanıdır. Resimlerinde meyve, sebze, hayvan, kitap gibi birçok nesneyi, insan portrelerini andıracak şekilde düzenlemiştir. Çift imgeli bu resimler, 20. yüzyılda başta Salvador Dali olmak üzere birçok gerçeküstücü ressam tarafından örnek alınmıştır.
16.yy’da Habsburg Hanedanları için tablolar ortaya koyan Milano’lu ressam Guiseppe Arcimboldo’nun genellikle bahçecilik ve tarım ürünlerinin olağanüstü kompozisyonundan oluşan büstleri hem bir döneme ayna tutmakta hem de gastronomi için önemli bilgiler sağlamaktadır. Arcimboldo en önemli eserleri arasında bulunan “Dört Mevsim” ile “Dört Unsur” serilerini en başından itibaren eşleştirmeyi planlamıştır. Arcimboldo’nun ve diğer ressamların sıklıkla ele aldığı mevsimsel döngü ve doğadaki dört temel element arasındaki sıkı ilişki, kendisini sadece resim sanatında değil birçok alanda göstermiştir. Temelinde döngüselliğin olduğu bu ilişki tıp ve beslenme alanında da kabul görmüş ve çağlar boyunca farklı coğrafyalarda yaşayan toplulukların teşhis ve tedavi uygulamalarında ve beslenme alışkanlıklarında etkili olmuştur.
Arcimboldo, 1563 yılından itibaren “Dört Mevsim” ve “Dört Unsur” isimli iki dizi resim serisi ile her türden objeyi birleştirerek portre türünde ilk eserlerini vermeye başlar. Çeşitli sebze, meyve, çiçek, hayvan ve bahçe gereçlerinin olağanüstü bir örgütlenmesi ile oluşturulan, her birinde bir başın bulunduğu serinin biri dört mevsim (Yaz, İlkbahar, Sonbahar ve Kış) için diğeri de dört unsur (Ateş, Hava, Su, Toprak) içindir. Bu serilere ait tabloların arkasındaki yazılı açıklamalar, tasarımlarına başladığı ilk andan itibaren, sanatçının iki seriyi eşleştirmeyi planladığını gösterir. İlerleyen kısımlarda bu eşleştirmenin arkasındaki imgesel anlam, eşleştirmenin gastronomi alanındaki yansımaları ortaya konmaya çalışılacaktır.
“Dört Mevsim” serisi Yaz, İlkbahar, Sonbahar ve Kış tablolarından oluşur. “Yaz” genç bir kız tarafından temsil edilir, “Bahar” genç bir erkektir, “Sonbahar” ise olgun bir erkektir ve “Kış” da hepsinden daha yaşlı bir adamdır. Değişen mevsimler hayatın ritmini işaret eder, yaşamın aşamalarını (doğum, büyüme, olgunlaşma ve çöküş) vurgular, böylelikle döngüler insan hayatının farklı dönemleriyle (çocukluk, ergenlik, olgunluk ve yaşlılık) ilişkilendirilir. Mevsimlerin sürekli değişimi ve ölüm ile hayat arasındaki döngüsellik işleyiş bakımından birbiriyle özdeştir.
Dört Unsur serisi ise Hava, Ateş, Toprak ve Su isimli tablolardan oluşur. Hava, ornitolojik imgeler ansiklopedisi gibi tasvir edilmiştir. Kuş sürüsünden oluşan bir baş, göğüs bölgesinde hanedanı simgeleyen büyük tavus kuşu ve imparatorluk simgesi olan kartal dikkati çeker. Küçük alıcı kuşlar ve papağanlar tacını oluşturur, burnu bir hindidendir, gözleri aralık duran ördek gagasından. Ateş karakteri alev çıkaran ve ışık veren nesnelerden oluşturulmuştur; yanan meşaleler, toplar ve ateş yakmakta kullanılan mum, çakmaktaşı, roket, gaz lambası, odun yığınları gibi malzemeler. Toprak karakterinde bir ormandaki bir dizi hayvan bulunur: geyik, leopar, deve, aslan at, fil, maymun vb. Su resminde profilden görülen karakterin yüzü çeşitli balık türlerinin birleşmesinden oluşur: Sazan, alabalık, istiridye, kurbağalar, karides, yengeç vb. Bu ansiklopedik su hayvanları derlemesi, Habsburg ailesinin Akdeniz’deki donanma gücünü ve imparatorluğun evrensel hükümranlığını işaret eder.
Bu analoji çerçevesinde evrenin temel yapı taşlarını oluşturan bu dört element ile insan ve kainatın çeşitli unsurları arasında benzerlikler ve bağlantılar kurulmuştur. Dört Mevsim ve Dört Unsur’u birbirine bağlayan bu analoji, tıp biliminde, psikolojide, ayın evrelerinde, renklerde, vücut sıvılarında, burçlarda, müzikte ve diğer pek çok alanda kullanılmıştır.