BEŞİKTAŞ’IN ZOR SENESİ
Hızlı ve ısrarlı, daima ileriye. Beşiktaş 6. dakikada sonucunu alabilirdi bu düşünüşün. Oğuzhan daha iyi vursa ve başarılı kaleci Sehic iyi yer tutamasa… Pjanic’in yerini Josef ile değiştiren Önder Karaveli, bundan sonuç almaya başladığını gösterdi.
Hızlı çıkışlardaki ısrar doğru, dengesizlik kötüydü. 9’da Konya’da öne geçme fırsatı buldu, defansın arkasına yuvarlanan topta. Ersin konsantreydi.
Çok kısa süre sonra iki takımın birbirinin benzeri oyunu ortaya koymaya başlamasına maçın orta hakemi ‘darılmış’ olacak ki, “Bu oyunu bozarsam ben bozarım” demeye başladı.
Kahraman hakem, her iki takım ama en çok da siyah beyazlılar aleyhine tuhaf dü- dükler çalmaya başladı. Oyunu yersiz kesip, sarı hatta kırmızı kartlık faulleri es geçmeye başladı. Soğuk Konya onu üşütmeye başlamıştı belli.
Beşiktaş takımının kaptanı Vida, ki kolunda kırmızı pazu bandıyla, maç öncesi el sıkışmışlardı. Unutmuş olmalı. Mete Kalkavan maç sırasında kendisiyle görüşmeye gelmesine içerlemiş olmalı, küt diye ona en tuhaf sarı kartı çıkardı.
Dün Ankaragücü-Keçiören maçında görevli sağlık görevlisine sarı kart çıktığını gördükten sonra televizyondan sana-bana kart çıkmaması Türk hakemlerinin büyük ilerleme kaydettiğini gösteriyordu. Bizim beğenmemiz de laf yani.
Görüşmeye gelen kaptana sarı kartı çıkaran sayın bay Mete Kalkavan hazretleri örneğin 15 kameranın görev yaptığı ve rakibin futbol hayatını bitirmeye dönük Pjanic’e yapılan faulü anılarında yazmaya karar vermişti.
Beşiktaş topa daha fazla sahip olsa da ilk yarı etkili olan Konyaspor’du. Rosier’i aradı Beşiktaş en başta, ikincisi orta sahada geçişlere çabuk teslim oldu. Üçüncüsü ve en önemlisi Larin, Batshuayi gibi ayaklarının hücumdaki ciddiyet eksiklikleriydi. Josef’in de zaman zaman bu ikiliye eşlik etmesi, Oğuzhan ve Pjanic’in birbirlerine nedense hep ters ayakta yakalanmaları ilk yarının özetiydi.
İlhan Palut Türk futbolunun geleceğindeki teknik adamlarından olduğunu ve Konyaspor’un da klasmandaki yerinin hiç de tesadüf olmadığını gösterdi. Göztepe takımı İlhan Palut’u daha çok ama çok arar.
İkinci yarı Beşiktaş daha istekli, Konyaspor ise bilinçli çıktı sahaya. Soyunma odasındaki odun sobasının kenarında maça biraz daha ısınması beklenen Mete Kalkavan bunu yapmamış, muhtemelen akrabalarına yeni yıl mesajları göndermişti.
Nitekim maça dönemedi.
Hatalı karar ve kartlarına devam etti. Örneğin sakatlanarak oyunu terk eden Pjanic’e faul yapmayan tek rakip oyuncunun Konya kalecisi Sehic olduğu da istatistik tarihine geçmeli Mete Bey. Sayın Kalkavan o sırada neredeydiniz bilemiyorum ama böyle iken böyle oldu.
Maçın 70’lerden sonra atanın olacağı belliydi. Pozisyon ve skor bereketsizliği aşılamıyordu. Öyle de oldu. Ağzını açmadan sarı kart gören Vida, ikinci sarıyı görmemek için rakibine “Buyur kardeş” deyince Beşiktaş 90’da yediği harika golle ligin ilk yarısını mağlubiyetle tamamladı. Beşiktaş’ın bu sezonun ilk yarısında tek deplasman galibiyeti olması da tarihine yazılacak altın bir sayfa.
Bu müsabakada Konyaspor’un sertliğini bir yere not düşelim ama oyun disiplinini ve son dakikaya kadar mücadeleden vazgeçmemesini de kutlayalım. Mete Bey sen de katılır mısın, yoksa çorbada çok tuzun olduğu için uzak mı durmalısın bilemedim.
Sonuç olarak Beşiktaş’ın zor senesi. Daha başta çok sayın ‘intikam yönetiminin’ hatalı, yersiz ve geç kararlarıyla böyle olacağı belliydi. Ama Beşiktaşlıların umudu tükenmez. Bu yönetim de tüketemez.
Önder Karaveli Beşiktaş için bir şans. Menajer oyunlarına gelip yitirilmiş bir sezonda fanteziler yapmasın sakın. Bırakın takımı, az kenarda durun, gelecek seneyi planlayın.
Bayılıyorsunuz şampiyonluk yolunda öne çıkmaya, hadi kabul ettik de. Bari başarısız bu sezonda sadece ofisinizde çalışın ve Şenol Güneş ile üst üste iki, Sergen Yalçın ile iki kupalı şampiyonlukların ardından bir takım bu kadar nasıl geriye gider düşünün.
Geçmiş olsun Beşiktaş, teşekkürler Beşiktaş.