Ayşe Baykal
Başını açan veya açmayı düşünen kadınlara ve ailelerine seslenmek istiyorum…
Müslüman bir kadın olarak, özellikle İslam’ın yoğunlukta yaşandığı ülkelerde, kadınların değişimi ve talepleri dikkatimi çekiyor.
Kadınlar kendilerine “bahşedilen” özgürlüğü değil, “hakları olan” özgürlüğü talep ediyor. Bu özgürlük talebi erkekler tarafından “Allah’a karşı gelme” olarak algılansa da kadınların Allah ile bir sorunları yok. Sorun Allah adına kadınlar üzerinde hâkimiyet kurmak isteyen erkekler…
Türkiye’de yaşayan bir kadın olarak ülkemde de bunu yakından gözlemleyebiliyorum. Sosyolojik açıdan tarihe not düşülecek günler yaşıyoruz.
Türkiye 90’lı yıllarda başörtü yasağını yaşamış bir ülke… O yıllarda bu yasağa maruz kalan kızlarının okumasını veya iş hayatında kariyer yapmasını isteyen bazı aileler, kızlarına başını açarak eğitim veya iş hayatına devam etmesi için baskı yapıyordu.
AK Parti iktidarı ile başörtü yasağı kalktı. Eğitim ve iş hayatında herhangi bir engel kalmadı; fakat bu sefer kızlar “başlarını açmak için” ailelerine baskı yapmaya başladı.
İlk zamanlar bahşedilen özgürlük ile başlarını kapatanlardaki artış dikkatimizi çekiyordu, şimdilerde ise başlarını açanların sayısı bir hayli fazla… Ve öyle sanıldığı gibi yaşı küçük olan genç kızlarla da sınırlı değil.
Başını açan kadınların ait olduğu aile profilleri kendi içinde “modern” ve “geleneksel” olarak ayrılmaya başlandı. Örnek veriyorum; nesillerdir çarşaf giyen bir ailenin kızı başını açmışsa aile “geleneksel” olmuş oluyor.
Yazımın başında da belirttiğim gibi erkeklerin “Allah’a karşı gelme” olarak algıladıkları durum, görmezden gelinecek bir durum değil… Bunu konuşmak, tartışmak, nedenlerini anlamaya çalışmak, sorgulamak bizi dinsiz yapmaz.
Karalar bağlayıp “Din elden gidiyor” telaşına da lüzum yok. Artık kadının kıyafeti üzerinden laikliğin, dinin veya başka bir şeylerin zarar göreceği endişesinden de vazgeçmemiz gerekiyor. Zira bu endişe kadın üzerinde müthiş bir baskı oluşturuyor. Doğal afetlerin müsebbibi olarak kadınların kılık kıyafetlerini gerekçe gösterenlerin varlığı da malumumuz.
Bu konuyla ilgili kendi çapımda araştırmalar ve söyleşiler yapmak istedim. Başını açan farklı yaş, etnik köken, eğitim durumu ve meslek gruplarına mensup kadınlarla ve aileleriyle konuştum.
Zira aileler de önemli. Başörtüsünü açan kadınlar kadar ailelerinin yaşadıklarının da sosyolojik boyutu var. Bu hususla ilgili ilginç hikâyeler gördükçe daha geniş çaplı araştırma yapmaya ve bunu kapsamlı bir yazı dizisi olarak yayımlamaya karar verdim.
Buradan başını açan veya açmayı düşünen kadınlara ve ailelerine seslenmek istiyorum; Lütfen, bu kararı alma aşamalarınızı, karardan önce ve sonra yaşadıklarınızı ve hissettiklerinizi bizimle paylaşın. Bunu, sizleri veya ailenizi yargılamak veya afişe etmek için istemiyorum. Olayın sosyolojik boyutunun yanı sıra, hem bugün birbirimizi daha iyi anlayabilmek hem de yarınlarımıza not düşmek için istiyorum.
Mail adresim: [email protected]. Arzu edenlerin kimlikleri saklı tutulacaktır. Araştırmamda ve birbirimizi anlama konusundaki düşüncemde beni yalnız bırakmayacağınıza tüm kalbimle inanıyor, hikayelerinizi heyecanla bekliyorum.