Kubilay Kaptan
Bakınız Memduh Bey…
Memduh Bey: Benim dünya görüşüm paraya dayalı bir iş adamının dünya görüşüdür. İktisat adlı ilmin yapıcıları biziz., Sen sanıyor musun ki devletleri bir takım devlet adamları yönetir? Devlet bir sembol. O sembolü simgeleyen adamlar birer göstermeliktir. Aslında söz sahibi benim! Ben! Ben! Ben istediğim için o umumi müdür ordadır. Ben böyle istediğimden bilmem kim mebus, bilmem kim bakan olmuştur. Ben istedim mi birden alt üst olur ekonomi dünyası. Mort olur bütün iş hayatı. Doğrusu şudur: Değişme imkanı olmayan şeyi değiştirmek deliliktir. Zengin zengindir, fakir fakirdir. Ne demekmiş zenginin malıyla mülküyle uğraşmak. Onu paylaşmaya kalkmak. Nedir sokaklarda görünen şu sloganlar ha? Düzen değişmelidir, şu olmalıdır, bu olmalıdır.
Çakır: Lütfen Memduh Bey; konu başka.
Memduh Bey: Hiç de değil. İşi gücü olmayan birtakım çocukların sözleriyle mi değişecekmiş düzen? Ne olmuş düzene?
Çakır: Bakınız Memduh Bey; dünya görüşlerimiz o kadar ayrı ki!
Memduh Bey: Para! Para! Para! Parayı bulmakta yeterli değil onu işletmek, paraya para doğurtmaktır marifet. İnsan yakaladığı fırsatı değerlendirmezse, ona ulaşmak için en yakınını bile çiğnemezse, hiçbir zaman üne servete kavuşamaz. Bir adamda para yoksa allame-i cihan olsa havadır hava! Napolyon öyle demiş: Para! Para! Para! Biz çarıklı erkanı harpler, biz patronlar olmasak, hiçbiriniz bir işe yaramazsınız. De bakalım; devlet kapısında bir iş buldun. Kaç para verirler adama? Bu parayla ne halt edersin? Diyelim ki ben sana kancayı taktım. Hangi kapıda barınabilirsin? Hangi işi başarabilirsin? Ben kaba ama doğru konuşurum. Böyle bir durumda tahsilin, yakışıklılığın, gençliğin kaç para eder? Kaç para?
Çakır: Bana bak efendi; senin paran benim için bir boka yaramaz! Çünkü bileğimi bükemez, yüreğimi susturamaz.
Memduh Bey: Ne dedin? Ne dedin? Sen bana kafa tutamazsın. Ben denizleri yutmuş bir filim. Sense cılız bir dere. Sen bana lokma bile olamazsın.
Çakır: Ben ezenleri ezerim. Ben soyanları soyarım. Silahım ve bileğim yoksulların emrindedir. “Yıkılmayan Adam” derler adıma.
Memduh Bey: Konuşmamız burada biter yıkılmayan adam. Savaşacağım kişiyi tanıyorum artık. Güçlülerle savaşmak kıvanç verir bana.
Çakır: Savaşacağız öyle mi?
Memduh Bey: Gerekirse…
Çakır: Gerekecek! Sonunda birimiz ölecek.
Memduh Bey: Sen öleceksin yani. Ben kalacağım, daima, ebediyen. Çünkü sermayeyim, sömürenim, yönetenim, parayım.
Çakır: Ben de halkım! Halktan yanayım! Yalnız zulmü değil zalimi de yok etmeli!
● ● ●
“Yıkılmayan Adam” adlı Türk filminde yer alan bir sahnenin repliklerini okudunuz.
Bu sahnede Memduh Bey’in söyledikleri, Memduh Bey’in hayata bakış açısı, Türk iş, siyaset, akademik hayatında yer alan kişilerin çoğunluğunun hayata bakış açısıdır. Bunun pek çok farklı sebebi vardır ama bu bakış açısını düzeltmeden ne tarihi eserleri, ne doğayı, ne kadınları, ne çocukları ne de adaleti koruyabiliriz.
Bu arada “Çakır”a gelince…
Evet “Çakırlar” da var ama Çakırlar etkisiz, birbirlerine düşürülmüş, bıkmış ve örgütsüz. “Memduh Beyler” ise hem sayı olarak daha fazla hem güç olarak.