58. ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ’NDEN İZLENİMLER-2

  1. Altın Portakal Film Festivali’nde ulusal uzun metraj film yarışmasının gösterimleri perşembe gecesi sona erdi. Dünkü yazımızda gösterim sırasına göre ilk dört film hakkındaki görüşlerimizi paylaşmıştık.

OKUL TIRAŞI

Festivalin ilgi çeken filmlerinden birisi, Ferit Karahan’ın “Okul Tıraşı” oldu. Karahan’ın ilk uzun metrajlı filmi “Cennetten Kovulmak”, 2013 yılında 50. Altın Portakal Film Festivali’nde, En İyi Film ödülünü almıştı.
Yönetmenin ikinci uzun metrajlı filmi “Okul Tıraşı”, 58. AAPFF’nin yarışmalı bölümüne seçilen filmlerden… Karahan’ın filmi, içinde bulunduğumuz yıl gerçekleştirilen 71. Berlin Film Festivali’nin “Panaroma” bölümüne seçilmiş ve yönetmen FIPRESCI ödülüyle dönmüştü.
Karahan, son filminde ülkemizin doğusunda ağırlıkla yoksul Kürt ailelerinin çocuklarının yatılı okudukları bir okuldaki öğrencilerle, hocalar arasındaki ilişkilere yoğunlaşarak, memleketimden insan manzaralarına objektifini çeviriyor.
Karahan’ın filmi, ülkemizin sorunlu alanlardan birisine göndermeler içeriyor. Bu bağlamda öğretmelerin önyargıları sergilenirken, yönetmen, Yusuf karakterinin annesiyle olan diyaloğu aracılığıyla bir denge sağlama çabasıyla, insani zeminde her iki açıdan öne çıkan zaaflara vurguda bulunuyor.
Ağırlıkla tek mekanda geçen film hikayesini başarıyla anlatırken; zaman zaman anlaşılmayan diyaloglar sorun oluşturuyor.
Filmin dikkat çeken başka bir tarafı ise Karahan’ın çocukları yönetmekte gösterdiği başarı… Oyunculuk açısından Yusuf karakterini başarıyla canlandıran Samet Yıldız ve öğretmen Selim rolünde Ekin Koç öne çıkıyor. Ekin Koç’un performansıyla, En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde şansının olabileceğini vurgulayalım. Diğer yandan filmin “En İyi Film” ödülü için de şansının olduğunu ekleyelim.

ANADOLU LEOPARI

Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda temasıyla ilgi çeken ve özellikle benim kuşağım açısından daha ilgi çekici satır araları içeren bir film ise “Anadolu Leoparı”…
Yönetmen Emre Kayiş’in ilk uzun metrajlı filmi olan “Anadolu Leoparı”, dünya prömiyerini, yakın zamanda sona eren 46. Toronto Film Festivali’nde gerçekleştirdi. Zamanın ruhunun öne çıktığı bu film, çocukluğumun Ankarası’ndan anılar içeren Hayvanat Bahçesi’ni ana mekan olarak kullanıyor. Özelleştirme kapsamına alınan Ankara Hayvanat Bahçesi Müdürü Fikret’in (Uğur Polat) dışında, başta Belediye Başkanı (Osman Alkaş) olmak üzere herkes özelleştirme sürecini iştahla karşılamıştır. Yönetmen Kayiş, nesli tükenmekte olan Anadolu Leoparı’nı bir metafor olarak kullanıyor ve hayvanat bahçesi müdürü Fikret ile aynı kaderi paylaştıklarına gönderme yapıyor. Eşinden ayrılmış ve yalnız yaşayan Fikret, içe kapanık ve hayvanlarla diyaloğu, insanlardan daha iyi olan birisidir. Tüketici yaşamında, sekreteri Gamze (İpek Türktan) ile yeni bir başlangıç bulma şansı oluşsa da liseden arkadaşı ve zamanın ruhunun karikatür gibi örneği olan Nevzat (Ege Aydan), Fikret’in son umut kırıntısını da tüketir…
Kayiş daha önce vurguladığımız ilginç temalı filminin sinematografik anlatımında aynı seviyede bir olgunluğu ve başarıyı tutturamıyor. Teknik sorunlar olarak tanımlanabilecek aydınlatma sorunları, görüntü yönetmenliğindeki kimi özensizlikler ve zaman zaman seslerin anlaşılmasındaki problemler, filmin olası vaatlerini zayıflatıyor. “Anadolu Leoparı”, ilk film olması açısından belki mazur görülebilecek eksikler içerse de, dramaturjik açıdan da zaafları olan bir çalışma.
Sekreteri olduğu müdürü Fikret’e tutkun olan ve onun kendisine gösterdiği kibar yakınlığa ve ilgiye hemen yanıt veren Gamze’nin, yıvışık bir karakter olan Nevzat’a kolaylıkla teslim olması, bu bağlamda kolaycılık kokan bir çözüm olarak göze batıyor.

BEMBEYAZ

Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’ndaki bir başka ilk uzun metrajlı film ise yönetmenliğini Necip Çağhan Özdemir’in yaptığı “Bembeyaz”… Çağhan, genç kuşağın deneyimli ve star oyuncusu Mert Fırat’ı başrolde oynatarak maça bir sıfır galip başlamayı garanti altına alma yanılsamasına düşse de filmin Mert Fırat’ın canlandırdığı alışıldık karakterlerden farklı, oportünist Vural karakteri dışında fazla vaatte bulunmadığını belirtmek lazım.
Babasıyla ABD İstanbul Konsolosluğu’nun karşısındaki fotoğrafçı dükkanında çalışan Vural, vize almak için fotoğraf çektirmeye gelen Sonay (Ece Çeşmioğlu) ile evli olmasına karşın ilişkiye girer. Vural’dan hamile kalan genç kadın onu tehdit edince, bütün yaşamının mahvolacağını düşünen Vural, panik ve korkuyla genç kadını başından vurur… Mert Fırat’ın canlandırdığı Vural karakteri ile “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü için şansının bulunduğunu da ekleyelim.

BİRLİKTE ÖLECEĞİZ

Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın en sıradışı, yaratıcı, serbest fırça darbeleri içeren ve bir yandan da izlerken en sabır gerektiren filmi; yönetmenliğini Hakkı Kurtuluş ve Melik Saraçoğlu’nun ortak yönettiği “Birlikte Öleceğiz” oldu.
Temelde birbirini çok seven genç bir kadın öğretmenle, Kanada’daki uzmanlık eğitimi sonrasında ülkesine dönen ve uyum sorunları yaşayan bir tıp doktorunun iflah olmaz tutkulu aşklarını anlatırken; ülkemizin kuşaklar boyunca değişmeyen makus talihine de satır aralarında bolca yer veren bir film “Birlikte Öleceğiz”… Kurtuluş ve Saraçoğlu, biraz daha makasın faziletine inansalar ve didaktik diyaloglarla amaçlarını deşifre etmek yerine, sinemanın asal unsuru olan görüntülerle öykülerini anlatmayı daha fazla dert etselerdi, “Birlikte Öleceğiz”in, neredeyse 58. AAPFF’de pek çok kategoride ödülleri toplayarak festivale damga vurması işten bile değildi… Diğer yandan jürinin “cesur” ve yenilikçilik arayışında bir filme destek vermesi durumunda, “En İyi Kadın Oyuncu”, “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ve “En İyi Kurgu” kategorilerinde ödül alma olasılığı olduğunu da vurgulayalım.

Ayrıca filmin baş kadın oyuncusu ve adı gibi güzelliği ve yeteneği ile Ece karakterine hayat veren Su Kutlu’nun, En İyi Kadın Oyuncu” kategorisinin güçlü adaylarından birisi olduğunu belirtirken; En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu kategorisinde ise TJ (Tijen) karakterini canlandıran Tülay Günal’ın şansının olduğunu ekleyelim.
Diğer yandan filmin final jenerik bilgilerinde çekimlerin 2018-2019 yılları arasında uzun bir sürede gerçekleştirildiği ve çekimler sırasında film ekibine yönelik pek çok bürokratik engelin çıkarıldığını da eklemeden geçmeyelim.
Bugün yerimiz kalmadığı için pazar günü Pencere Pazar’da, yönetmen Tayfun Pirselimoğlu’nun son filmi “Kerr” hakkında yazacağımı ve “En İyi Yönetmen” dalında Tayfun Pirselimoğlu’nun favorilerden biri olduğunu da belirtelim.

ULUSAL UZUN METRAJ DALINDA 10 FİLM YARIŞIYOR

Bu sene Uzun Metraj Film Yarışmasında 10 film Altın Portakal için yarışıyor. Ödül kazananlar ise 9 Ekim’de gerçekleştirilecek ödül töreninde belli olacak. Bu sene Ulusal Uzun Metraj Film Yarışmasına seçilen filmleri ve yönetmenlerini gösterim sırasıyla anımsatalım:
Selman Nacar “İki Şafak Arasında”;
Nazlı Elif Durlu “Zuhal”;
Cemil Ağacıkoğlu “Kafes”;
Semih Kaplanoğlu “Bağlılık Hasan”;
Ferit Karahan “Okul Tıraşı”;
Emre Kayiş “Anadolu Leoparı”;
Necip Çağan Özdemir “Bembeyaz”;
Hakkı Kurtuluş ve Melik Saraçoğlu “Birlikte Öleceğiz;
Ali Tansu Turhan “Diyalog”;
Tayfun Pirselimoğlu’nun “Kerr”.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bülent Vardar Arşivi