Özgür Özel’den ‘normalleşme’ açıklaması: Soma davası yeniden görülmezse Türkiye’de normalleşme olmaz

Özgür Özel’den ‘normalleşme’ açıklaması: Soma davası yeniden görülmezse Türkiye’de normalleşme olmaz
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Soma maden faciasının 10’uncu yıl dönümü dolayısıyla Soma’ya gitti. Özel Soma davası yeniden görülmezse Türkiye’de normalleşme olmaz dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Soma maden faciasının 10’uncu yıl dönümü dolayısıyla geldiği Soma’da, ilk olarak belediyeyi ziyaret etti. Özel, burada “Soma davası yeniden görülmelidir. Soma davası yeniden görülmüyorsa, adalete yapılan bu anayasa dışı mücadele görülmüyorsa Türkiye’de normalleşme olmaz. Soma’daki kanı yerde bırakırsam benim de gözüm arkada gidecek. Soma’ya adalet gelmeden Özgür Özel hayata gözlerini yumarsa, yumamaz gözü açık gider” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 13 Mayıs 2014’te, Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasının 10’uncu yıl dönümü dolayısıyla bugün Soma’ya gitti. Özel’in Soma’daki ilk durağı Soma Belediyesi oldu. Özel’e burada; Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcıları Burhanettin Bulut, Erhan Adem, Gamze Taşcıer, Gül Çiftçi, Gülşah Deniz Atalar, Pınar Uzun Okakın, Sevgi Kılıç ve Volkan Demir, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Manisa ilçe belediye başkanları ve milletvekilleri eşlik etti. Özel’i, makamında ağırlayan Soma Belediye Başkanı Sercan Okur, şunları söyledi:

Özgür Özel: “Burada protokolün bir numarası genel başkan değil, Ecevit’tir”

Özel ise şöyle konuştu:

“Soma Belediyesi'ne ziyaretimizde bana neredeyse tüm genel başkan yardımcılarım eşlik ediyor. Çok sayıda milletvekilimiz, Parti Meclisi üyemiz burada. Bugün 13 Mayıs 2024. Soma faciasının tam 10’uncu yılı. Bugünden önce bu belediyeye gelmek istemedim. Bugün burayı ziyaret etmek istedim. Çünkü bugün burada olan herkesin ilçe başkanımız Levent Ergünsoy’un, Sercan Okur’un, önceki dönem ilçe başkanlarımızın, önceki dönem yöneticilerimizin, kadın kollarının herkesin bugün bu belediyeye gelip de bizim ziyaret edebilmemizde emeği var. Hüseyin abi, lakabı Ecevit. 1971’den beri bu bayrak elinde, CHP’nin önünde yürüyor. Facianın olduğu gün, ondan bir yıl sonra biz gün oldu, burada 500 kişi yürüdük. Gün oldu 9 kişi yürüdük. Önümüzde Ecevit hep vardı. Kendisine bundan 3-4 sene önce dedim ki ‘Bu Soma Belediyesi’ni bir gün alacağız. Yine sen önde yürüyeceksin, ben geleceğim arkandan bu kapıdan gireceğim’. Bugün onu yaptık. Ben siyasette bu tip sembol olayların, sembol kişilerin asla unutulmaması, günü geldiğinde o beklenen olay gerçekleştiğinde eskiden kurulan hayallerin, yapılan taahhütlerin hiçbir zaman boşa çıkarılmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü fikri takip böyle bir şeydir. Bunun için burada bu protokolün bir numarası Genel Başkan değil, Ecevit, bu partinin emekçisi. Ecevit elinde bayrakla kabristanda günlerce ağladı. Ben gözümle gördüm. 10 sene önce bugün kabristanda elinde bayrağı vardı, Ecevit ağlıyordu. Biz ağlıyorduk. Bir gün gülecekse Ecevit’in yüzü gülmeden hiçbir CHP’linin yüzü gülmeyecek.

“Soma’daki en gariban insanın yüzü gülmeden hiçbirimizin yüzü gülmeyecek”

Soma’daki en gariban insanın yüzü gülmeden hiçbirimizin yüzü gülmeyecek. O yüzden tasarruf tedbiri önemlidir. O yüzden o artırdığı parayı ne yapacak Sercan Okur? Artırdığı parayı Soma’da ihtiyacı olan kim varsa onun sosyal projelerine harcayacak, sosyal yardımlarına harcayacak, sosyal belediyecilik yapmak için harcayacak. Bu kadar önemli ve kıymetli bir şeydir.

“Sercan okur örgütlü mücadelenin temsilcisidir”

Biz Soma’da büyük bir acıyı hep birlikte göğüsledik. Bugün yine birlikte olacağımız, Soma aileleri ile birlikte 10 yıldır yas da tuttuk hukuk da aradık adalet de aradık. Sercan Başkan Soma için adalet arayan Türkiye’nin dört bir yanından gelen hukukçuların yanında Manisa Barosu’na bağlı olarak, Somalı bir avukat olarak, en önemli katkıları yapmış, birer birer herkesle ilgilenmiş birisidir. Sercan Okur öyle herhangi birisi değildir. ‘Soma’yı nasıl kazandı CHP’ diye düşünenlere, Sercan Okur örgütlü mücadelenin temsilcisidir, örgütümüzün adayıdır, Somalı ailelerin adayıdır.

“Dava yeniden görülmeden soma’ya adalet gelmez”

Adalet arayışına gelince… Soma’da ben 87 blok dava takip ettim, Aksihar’da. O 87 blok davanın sonunda 5 buçuk gün hapis yattılar adam başı, katlettikleri kişi başı. Çıktılar ve kurtulduk sanıyorlar. Kamu görevlileri ile ilgili yargılama yeni başladı. Hassasiyetle takip ettiğimiz husus şudur: Bir, Akhisar’da görülen dava yeniden görülecek. O dava yeniden görülmeden Soma’ya adalet gelmez. Ama AKP’nin seçimini finanse etsin diye onlara tahsis yapanları, alanı ihalesiz genişletenleri, denetim yaptırmayanları, gelecek olan denetçiyi önceden haber verenleri tespit etmeden buradaki birkaç tane zavallı devlet memurunu cezalandırmakla Soma’ya adalet filan gelmez. Kamu görevlisiyse Türkiye Kömür İşletmeleri’nin Ankara’da başı, ilgili bakanlığın müsteşarından dönemin bakanı Taner Yıldız’a kadar bütün ilişki ağları ortaya çıkmadan ve bu madenle kurulan asimetrik ilişkiler ortaya dökülmeden siyasetin finansmanı ile ilgili, birilerinin mitinglerine Somalı madencilerin buradan taşınıp da o gün Soma’daki maden kazasındaki işçilerin gittiği siyasi mitinglere kadar hepsi irdelenmeden, bütün ilişki ağları ortaya çıkmadan Soma’ya adalet gelmez. O adaleti sonuna kadar takip edeceğiz.

“Yargıtay tarihinde pek nadir olan bir şekilde itiraz etti”

Akhisar’da görülen davada genç ve namuslu, hepimizin güvenini kazanmış Aytaç hakimimiz, tam karara giderken terfi eder gibi İzmir’e yollanıp yerine eski maden kazanlarında hayatını kaybedenleri suçlu bulmuş birini getirdiler. O burada olası kast ile hüküm kurması gerekirken bilinçli taksirle herkesi saldı, yolladı. Yattığı yetti herkesin. Yargıtay’a gitti. İlgili dairede görüşüldü. İlgili daire, beşe sıfır kararla olası kastı burada kullanmayacaksan nerede kullanacaksın diyen bir bozma kararı aldı. Yolladı o kararı buraya. 5-6 ay. Sercan Başkan dedi ki ‘Yargıtay kararı yollamıyor.’ ‘Bunun normali ne kadar’ diyorum. ‘Birkaç gün, bilemedin birkaç hafta’ diyorlar. 5 buçuk ayda, bu beş hakimin üçünü alıp yerine üç tane iktidara müzahir hakim atadılar. Mesela bunlardan bir tanesi gar katliamı olduğu gün geçici Adalet Bakanı olup kıkır kıkır gülen kişi. Her aldıkları kararlarla muhalifleri cezalandıran, iktidar yanlısı tutum takınanlar o mahkemeye gitti. Bu üçü geldi, savcı buraya yollayacağı karara itiraz etti. Yargıtay tarihinde pek nadir olan bir şekilde itiraz etti. Geldi buraya, bu sefer bu üçü, beş sıfır olan kararı, üçe iki kendi kararlarını düzelttiler. Sonra buraya yolladılar. Işık hızıyla aynı karar alındı. Soma defteri kapandı.

“Soma’ya adalet gelmeden Özgür Özel hayata gözlerini yumamaz”

Bunu unutmadık. Unutmuyoruz. Unutturmayacağız. Bir yandan elbette sorunları dile getiriyoruz. Bir yandan müzakere ediyoruz. Bir yandan mücadele ediyoruz. Bunu unutmayacağız. Soma davası yeniden görülmelidir. Soma davası yeniden görülmüyorsa, adalete yapılan bu anayasa dışı mücadele görülmüyorsa Türkiye’de normalleşme olmaz. Soma’daki kanı yerde bırakırsam benim de gözüm arkada gidecek. Soma’ya adalet gelmeden Özgür Özel hayata gözlerini yumarsa, yumamaz gözü açık gider. Bu kadar açık söylüyorum.

“Türkiye’deki madencilere sahip çıkacak bir halkın iktidarını kurduğumuz gün, Ecevit yine en önde yürüyecek”

Bugün burada bir zafer sarhoşluğu içinde değil, haklı bir mücadelenin önemli bir kademesini başarmış insanları tebrik etmek için, yasımıza sahip çıkarak hangi partiye geçmişte oy verdiğine bakmadan bütün Somalılara sahip çıkarak bugün buradayız. Burada olmaya devam edeceğiz. Ecevit bugünü gördü, başka günleri de görecek, madencilere sahip çıkacak. Bülent Ecevit gibi, 1970’lerde Ecevit’in madencilere sahip çıktığı gibi Soma’ya, Soma’daki madencilere, Zonguldak’a, Zonguldak’taki madencilere, bütün Türkiye’deki madencilere sahip çıkacak bir halkın iktidarını kurduğumuz gün, Ecevit yine en önde yürüyecek. Biz onun arkasında yürüyeceğiz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda madenciden yana bir bakan devir teslime girerken Ecevit o bakanın önünde yürüyecek. Bunu gölge kabinedeki bakanlarım, il başkanım unutmasın. Biz ne zaman iktidarı teslim alacağız. Ne zaman Anıtkabir’e gideceğiz. Ecevit önümüzde yürüyecek. Ecevit’e olan borcumuz, Soma’ya olan vicdan borcumuzdur. Ona bakınca ben, 301 madencinin hatırasını, analarını, çocuklarını görüyorum. Bundan sonra da Soma’nın acısını unutmayacağız. Hesabını soracağız. Bundan sonra artık Soma’da yüzler gülecek. Zaten bu işleri en iyi yapabilen, benim kadar bu meseleyi içinde hisseden birisine Soma’yı emanet ettik. Örgütümüzle beraber ellerinden geleni yapacaklar. Soma’ya verdiğimiz sözleri teker teker tutacaklar.” (ANKA)

Öne Çıkanlar