Özel, Soma’dan “sarı sendikaya" tepki gösterdi: Görevini yapsaydı işçiler hayatlarını kaybetmeyecekti

Özel, Soma’dan “sarı sendikaya" tepki gösterdi: Görevini yapsaydı işçiler hayatlarını kaybetmeyecekti
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Soma’dan madencilere seslenerek örgütlenme çağrısında bulundu. Özel, “Bu sarı sendikacılığa Soma’dan isyan ediyorum” diyerek “Sendika görevini yapsaydı işçiler hayatlarını kaybetmeyecekti” şeklinde konuştu.

Soma maden katliamının 10’uncu yılında, Soma’da anma programı yapıldı. Programa katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Soma’da sömürü, belki birinci kademe mahkemede cezalandırılamadı. Sermaye, sendika, siyaset üçgeninin yuttuğu 301 kişinin adalet arayışı, ailelerinin adalet arayışı o salonda karşılık bulamadı” dedi.

Özel, madencilere de seslenerek, örgütlenme çağrısında bulundu. “Sarı sendikalara tepki gösteren Özel, “Açık açık konuşuyorum, her türlü örgütlenmenin arkasındayım.

Türk-İş’in, Maden İş’in örgütlenmesinin Zonguldak havasında örnekleri var. Ancak Soma’daki çizgisinde oldukça benim gözümde sendika değildir. Bağrım yanık benim. Yüreği yanık bu insanların sendika görevini yapsaydı işçiler hayatlarını kaybetmeyecekti” dedi.

Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde;

Burada bulunan bu ailelerin, Soma’nın ve Türkiye’deki vicdan sahibi herkesin ailesi, evlatları, anneleri, babaları, kardeşleridir. Bu aileler, 301 maden şehidimizin bize emanet ettikleridir. Göknur var burada. Gökhan’ın kızı. Gökhan vefat ettiğinde, Göknur 28 günlüktü. Bugün 11 yaşında. Buradaki çocukların her birisi o günlerde, ya kundaktaydı ya beşikteydi. O gün buradaki çocuklar kadar olanlar şimdi hukuk fakültesinde okuyor babasının hakkını alabilmek için. İlk günden itibaren birkaçı buraya çıktı. Kâmil Kartal, Evren İşler, Melda Onur. Mektupları okundu Can Altay’ın, Selçuk Kozağaçlı’nın… burada adını sayamayacağım birçok kişi. Çağdaş Hukukçular, Manisa Barosu’nun, Soma’nın aydın avukatları ki onlardan bir tanesi bu davayı benimle takip eden Sercan okur şimdi Soma Belediye Başkanı oldu. Soma’da sömürü, belki birinci kademe mahkemede cezalandırılamadı. Sermaye, sendika, siyaset üçgeninin yuttuğu 301 kişinin adalet arayışı, ailelerinin adalet arayışı o salonda karşılık bulamadı.

"Her türlü örgütlenmenin arkasındayım"

İşçiler, emekçiler mesaj net. Size sermaye diyor ki örgütlenin. Birlikte olun. Ölecekseniz de birlikte ölün ki, gözümüz sizi görsün. İşte buradan sesleniyorum ölmek için değil ölmemek için örgütlenin. Ölmemek için sendikalı olun. Yaşamı savunanlar örgütlensinler. Çünkü karşımızdaki organize kötülük ayrı ayrı olduğumuzda bize kötülük bizi öldürüyor. Öldürmekle kalmıyor yok sayılıyor. Ama sakın gelen müfettişi iş veren haber alıp da ona söyleyince, gelen müfettişi önce Ayvalık’ta balık yemeğe götürüp içerideki riskli aletleri dışarıya taşıtıp sonra içeriyi gezidirip biz de bir kusur göremedik diyen sarı sendikadan olmayın.

Açık açık konuşuyorum, her türlü örgütlenmenin arkasındayım.

Türk-İş’in, Maden İş’in örgütlenmesinin Zonguldak havasında örnekleri var. Ancak Soma’daki çizgisinde oldukça benim gözümde sendika değildir. Bağrım yanık benim. Yüreği yanık bu insanların sendika görevini yapsaydı işçiler hayatlarını kaybetmeyecekti. Bu sarı sendikacılığa Soma’dan isyan ediyorum.

Ne Türk-İş’le ne Maden-İş’le değil Soma’daki, çarpık yapıyla, aidatları keserken sendika olup hak aramaya gelince meydanlarda olmayanlara, bir tek duruşmayı izlemeyenlerle emekçilerin yürüyecek bir adım yolu yoktur. Buradan sesleniyorum, bu insanlar haklarını alsınlar diye büyük mücadele verildi.

Bu insanlar hakkını alsın diye 2 bin 800 işten çıkarılan insan hakkını alsın diye büyük mücadeleler verildi. Her seferinde, gizli protokollerle ödemlere engel olan o sarı sendika, Soma’daki 301 işçinin değil, bizim kaybımız 301 değil, 303 deyip bu dava uğruna defalarca Ankara’ya yürüyerek giden, defalarca önü kesilen, Süleyman Soylu yüzünden 3 gün taş üstünde yatıp buraya bir bayram sabahı dönerken Kırkağaç kavşağında hayatını kaybeden Ali Faik İnter kardeşimin de Bağımsız Maden İş’in Kurucu Genel Başkanı Tahir Çetin kardeşim de bizim şehitlerimizdir. O yüzden bütün madenci kardeşlerime sesleniyorum sırtınızdaki kenelerden kurtulun. Emeğinizi sömürülenlerden kurtulun. Hakkınızı arayacak bir yerde örgütlenin.

"Atılan tekmeyi unutmadık"

Bu arada neyi unutmadınız, atılan tekmeyi. Tekmeyi yiyenin adını hatırlayan var mı? Atan Yusuf Yelken. Tekmeyi yiyen kim, Erdal Kocabıyık o tekmeden sonra işinden oldu. Dönemin Bergama Belediye Başkanı’ndan rica ettik onu seraya koydu. Kömürle değil çiçekle uğraşıyordu. Belediyeyi kaybettik, AK Parti geldi Erdal’ı çöpe koydular. Erdal 5 yıl boyunca mobbing ve en ağır şartlarda zulüm koydu. Dedim alalım başka yere koyalım. “Dedi ki başkanım direneceğim”. Ben de dedim ki dayan Erdal, Bergama’yı alacağım, seni kurtaracağım.

Öne Çıkanlar