İmamoğlu, "Vira Bismillah" diyen balıkçıları ziyaret etti: "Balık, fakirin dönüp yüzüne bile bakamadığı bir ürün haline geldi"
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Vira Bismillah” diyerek yeni avlanma sezonuna başlayan İstanbullu balıkçıları yalnız bırakmadı. Sabaha karşı 03.00’te Gürpınar Su Ürünleri Hali’nde esnafla bir araya gelen İmamoğlu, sezonun ilk mezadına katıldı. Ülkedeki ekonomik krizden, balıkçı esnafının da olumsuz etkilendiğini vurgulayan İmamoğlu, denizlerde yaşanan kirliliğe dikkat çekti. İmamoğlu, "Denizlerimiz, kabul edelim ki eski yıllardaki bereketiyle bizi karşılamıyor. Bunda da kusurlu, denizdeki balıklar değil. Suçu balıklara atacak halimiz yok. Türkiye'de yaşayan neredeyse üç kişiden bir tanesi Marmara Denizi'nin civarında yaşıyor. Bu kadar küçük bir bölgeye, bu kadar insanın yığılması… Ve o insanlar burada atığıyla yaşıyor, denizi kirlettiği ölçüyle yaşıyor, sanayisiyle yaşıyor, tarımıyla yaşıyor. Bütün bunlar, denizin bereketini etkileyen hususlar” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 1 Eylül itibariyle başlayan avlanma sezonunu İstanbullu balıkçılarla karşıladı. Sabaha karşı saat 03.00’te Gürpınar Su Ürünleri Hali’nde balıkçılarla buluşan İmamoğlu’na, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık da eşlik etti. Yeni sezona “Vira bismillah” diyerek başlayan balıkçılar, yılın ilk açık artırmasını da İmamoğlu ile yaptı. İmamoğlu, bir kasa hamsi için bin 200 TL’den başlayan mezadı, bin 800 TL’ye çıkararak aldı. İmamoğlu, mezadın ardından hal içinde faaliyet gösteren bir lokantada balıkçı esnafına bir konuşma yaptı.
Bütün balıkçılara hayırlı bir sezon dileyen İmamoğlu şunları söyledi:
“Ne kadar meşakkatli iş yaptıklarını yakinen biliyorum”
Her şeyden önce, bu sektörün içinde olan insanlarımızın ne kadar meşakkatli bir iş icra ettiklerini, gecesiyle, gündüzüyle, bazen aylar süren mücadeleyle insanların sofrasına, denizin bereketini taşımalarını, ne kadar zor bir yolculuk ortaya koyduklarını yakinen biliyorum. Çocukluğumdan beri bu işin içinde olan insanlarla büyüdüm diyebilirim. Her işin kendine göre elbette zorlukları var. Bu işin de bu anlamda kendine göre zorlukları oldukça fazla. Meşakkatli bir iş.
“Balık, fakirin dönüp yüzüne bile bakamadığı bir ürün haline gelmiştir”
Balık, geçmiş dönemlerde 'fakirin gıdası' olarak bilinirdi. Balık, gıda olarak artık ne yazık ki ülkemizde fakirin dönüp yüzüne bile bakamadığı bir ürün haline gelmiştir. Balıkçılık sektörünün, ülkemizde olan birçok sektör gibi, maliyetlerinin sadece insan emeği olmadığını da biliyoruz. Ki insanımızın da emeğiyle evine götürdüğü ekmeğinin aynı şekilde yaşamını zorlaştıran ekonomiyle de bağlantılı. Ona da maliyeti var. Yani eğer bir şehirde kiralar çok yüksekse, ona da maliyeti var. Ya da yaşamı zorlaştıran diğer unsurlar ne ise onların da hayatını elbette zorluyor. İyi biliyoruz ki akaryakıttan birçok malzeme tedarikine varıncaya kadar, balıkçılık sektöründeki maliyeti etkileyen unsurlar da bugünün yüksek enflasyonu ve özellikle kur politikalarının yarattığı ağır yüklerden etkilenmekte. Yakıtla ilgili ÖTV desteğinin son zamanlarda artık anlamsız hale geldiğini, çok da bir şey ifade etmediğini biz de biliyoruz. Ülkedeki ekonomik krizden, her kesim olduğu gibi, balıkçı esnafı da olumsuz etkilendi.
“Denizlerimiz, eski yıllardaki bereketiyle bizi karşılamıyor”
Bir başka sorun da denizlerde yaşanan kirlilik. Denizlerimiz, kabul edelim ki eski yıllardaki bereketiyle bizi karşılamıyor. Bunda da kusurlu, denizdeki balıklar değil. Yani suçu balıklara atacak halimiz yok. Ne yazık ki denizler, insanların kullanımından, yerleşimine birçok husustan aşırı etkilenmekte. Karadeniz, Marmara, balıkçılık konusunda çok özel bir hazinedir. Özellikle bu coğrafyanın balığı, tarihler boyu insanların yaşamlarına, yazısına, çizisine, hayatına, kültürüne zemin oluşturmuştur. Binlerce yıl tarihin derinliğinden bugüne biliyoruz ki bu coğrafyada balığın bereketi, hep dilden dile konuşulmuş, bugüne kadar gelmiştir. Ama bugün, özellikle Marmara'yı etkileyen ana unsurlardan bir tanesi, Marmara Bölgesi'nin civarında aşırı nüfus yerleşimi. Türkiye'de yaşayan neredeyse üç kişiden bir tanesi Marmara Denizi'nin civarında yaşıyor. Bu kadar küçük bir bölgeye, bu kadar insanın yığılması… Ve o insanlar burada atığıyla yaşıyor, denizi kirlettiği ölçüyle yaşıyor, sanayisiyle yaşıyor, tarımıyla yaşıyor. Bütün bunlar, denizin bereketini etkileyen hususlar.
“Balıkçılarımıza bol bereketli bir mevsim diliyorum”
Bu anlamda yoğun tedbirlerin alınması gerekiyor. Denizlerin kirletilmemesi konusunda -hayatımda hep öyle tanıdım- belki de en hassas insanlar, balıkçılardır. Balıkçılar, denizden ekmeğinin geldiğini bilirler ve denizi evinden fazla temiz tutmayı ihmal etmezler. Onun için balıkçının da yaşam kaynağı olan, bizlerin de besin kaynağı olan denizlerimizi, mutlaka hep birlikte korumalı ve temiz tutmalıyız. İBB olarak, çiftçilerden balıkçılara kadar farklı sektörlere, çeşitli kalemlerde destek veriyoruz. Balıkçılarımıza bol bereketli bir mevsim diliyorum. Hepsinin inşallah evlerine bol kazançla ekmek götürmelerini diliyorum.”
Balıkçılar adına konuşan sektör temsilcileri de verilen destekler ve ziyaretinden dolayı İmamoğlu’na teşekkür etti.