AK Partili Külünk: Sokakla inatlaşan aday belirleme süreci yönetilirse siyaset tehlikeli durumda kalır
Yaklaşan yerel seçim için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için AK Parti'den aday adaylığı başvurusu yapan Metin Külünk, Duvar Özel'in sorularını yanıtladı.
AK Parti eski milletvekili Metin Külünk, Mart 2024'teki yerel seçimler için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı oldu. Külünk, Gazete Duvar'ın soruları cevapladı.
"Aday adayı gibi değil, aday gibi çalıştığını" belirten Külünk, kısa süre içinde İstanbul'a vaat ettiği 100 projesini duyuracağını ifade etti. Aday gösterilirse muhtemel rakibi olacak mevcut başkan Ekrem İmamoğlu'nun 5 yılını ele aldı.
"AK Parti'nin omurgası sermaye değildir, işçi sınıfıdır"
Aday belirleme sürecinde "Sokakla inatlaşmamalı" vurgusu yapan Külünk, "AK Parti'nin omurgası sermaye değildir, işçi sınıfıdır" diye konuştu. Külünk, "O sermaye çevrelerinin 15 Temmuz'da nasıl kaçmak için hareket ettiğini ve AK Parti döneminde zenginleşenlerin Türkiye'deki neoliberal kapitalist çevrelerle nasıl benzeştiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.
''Siyasetle sokak arasında ki bağ kopuyor''
''Siyasetle sokak arasında ki bağ kopuyor'' diyerek öz eleştiride bulunan Külünk, bu durumun bütün partiler içinde olduğunu belirtti.
''Sosyolojik olarak toplumun önemli bir kesimi siyasetle bağını zayıflatıyor. Siyaset toplumsal zeminde güven endeksi sürekli aşağı doğru gidiyor. CHP'nin yerel yönetimlerde iktidar olduğu her yerde tabanında çok ciddi anlamda yerel iktidarlarına ve teşkilatlarına karşı ciddi tartışmalar var. Ben bunu risk olarak görüyorum. Siyaset eğer çözüm noktası olmaktan çıkarsa bu toplum kendi meselelerini çözmek için başka adresler arar. Asimetrik problemlerin büyüme süreci başlar. Bu yüzden siyasetin topyekün kendini özeleştiriye tabi tutup reorganize olması lazım. Sokakla bütünleşerek güven merkezi olacak bir modeli güncellemesi gerekiyor.''
Aday belirleme sürecine yönelik açıklamalarda bulunan Külünk, şöyle konuştu:
''Sadece belediye başkanları değil meclis üyeleri de dahil şehrinin en sevileni, liyakat ve ehliyet sahibi, parti kademelerindeki güce dayalı, güçlü olanın kendi arkadaşı, temayül yoklamalarında teşkilata dayattıkları gibi kendi istedikleri, egemenlik alanlarının dışına çıkmayacak, sokakla hiçbir bağı olmayan adayları sokakla inatlaşan, sokağın taleplerini karşılamayan; emeklilerin, esnafın, dar gelirlinin durumunu gözetlemeyen aday belirleme süreci yönetilirse siyaset tehlikeli durumda.''