Soğuk havalar romatizmal şikayetleri artırıyor

Soğuk havalar romatizmal şikayetleri artırıyor
Kas ve eklemlerde ağrı, şişlik, sertlik ve hareket kısıtlılığına yol açarak yaşam konforunu önemli ölçüde düşüren romatizmal hastalıklar soğuk havaların da etkisiyle daha fazla ve sancılı yaşanıyor. Acıbadem Üniversitesi...
Kas ve eklemlerde ağrı, şişlik, sertlik ve hareket kısıtlılığına yol açarak yaşam konforunu önemli ölçüde düşüren romatizmal hastalıklar soğuk havaların da etkisiyle daha fazla ve sancılı yaşanıyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Romatoloji Uzmanı Dr. Mert Öztaş “Soğuk hava koşulları genellikle kan damarlarını daraltıp, eklem ve çevresindeki dokuların kanlanmasını azaltarak ağrı ve rahatsızlık hissini artırabilir. Bu nedenle bazı romatizmal hastalıkların seyrini kötü yönde etkileyebilir. Özellikle romatoid artrit gibi iltihaplı romatizmal hastalıklara sahip kişilerde soğuk hava koşulları eklem iltihaplanmasını şiddetlendirebilir” diyor. Romatoloji Uzmanı Dr. Mert Öztaş romatizmal hastalıklar hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı, soğuk havalarda kas ve eklem ağrılarına karşı alınabilecek önlemleri açıkladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

Halk arasında sıklıkla ‘romatizmalarım arttı’ şeklinde yakınışlarla ifade edilen ve yaşlılık hastalığı olarak bilinen romatizma en çok ağrı ile kendini gösteriyor. Özellikle soğuk havalarda iyice tetiklenen bu ağrılar kimi geceler uyku uyutmazken, gün içerisinde de kas ve eklemlerde şişlik ve sertliğin de etkisiyle yaşam konforunu iyice düşürüyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Romatoloji Uzmanı Dr. Mert Öztaşromatizmanın, bilinenin aksine bir değil çok sayıda farklı hastalığı içeren bir grubun genel ismi olduğunu belirterek “Romatizma terimi, genellikle bir dizi eklem, kas, tendon ve bağ dokusunu etkileyen romatolojik hastalıkları kapsıyor. Osteoartrit, romatoid artrit, lupus, fibromiyalji gibi birçok farklı hastalık romatizma olarak adlandırılabiliyor” diyor. Romatizmanın sadece yaşlılıkta değil genç yaşlarda da görüldüğünü, romatizmal hastalıklara neden olan pek çok faktör olduğunu söyleyen Dr. Mert Öztaş şöyle konuşuyor: “Romatoid artrit, lupus gibi otoimmün hastalıklar bağışıklık sisteminin vücudun kendi dokularına karşı bir tepki geliştirmesi olarak nitelendiriliyor. Bu hastalıkların birçoğu genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Ailesel öykü, bireyin bu tür hastalıklara yatkınlığını etkileyebiliyor.”

Yanlış yaşam alışkanlıkları da zemin hazırlıyor!

İltihaplı ve iltihapsız şekilde kendini gösteren romatizma sadece şikayetin olduğu bölgeyle sınırlı kalabilirken vücudun tümünü de olumsuz şekilde etkileyebiliyor. Romatizmaya genetik   faktörler gibi, geçirilen kaza sonrası zedelenmelerin, mikrobik hastalıkların ve bazı ilaçların da neden olabildiğini belirten Dr. Mert Öztaş, yanlış yaşam alışkanlıklarının da bu hastalıklara davetiye çıkarabildiğini vurguluyor. Yapılan bilimsel çalışmalarda; özellikle son yıllarda hızla yaygınlaşan hareketsiz (sedanter) yaşam tarzı, aşırı stres, alkol ve sigara gibi bir çok etkenin romatizmal hastalıklarla ilişkisi olduğunun gösterildiğini belirten Romatoloji Uzmanı Dr. Öztaş sözlerine şöyle devam ediyor: “Romatizmal hastalıklarla yaşayan kişilerin sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemeleri önemlidir. Düzenli doktor kontrolleri, sağlıklı beslenme, stresten kaçınma ve uyku düzenine dikkat etmeleri bu hastalıkların yönetimine yardımcı olabilir.”

Soğuk havalarda bu uyarılara dikkat!

Soğuk havanın, romatizmal hastalıkları tetikleyerek mevcut belirtileri kötüleştirdiğine dikkat çeken Dr. Mert Öztaş, soğuk havalarda sürekli ağrı, şişlik, sertlik ve hareket kısıtlılığı sorunları yaşayanların kalın kıyafetler giyerek mutlaka düzenli egzersiz yapmaları gerektiğini söylüyor. Kas gücünü ve eklem esnekliğini korumak için haftada dört-beş kez en az yarım saat yürümek ve yüzmek en önemli önlemlerin başında yer alıyor. Bunlara rağmen kas ve eklem şikayetlerinin devam etmesi durumunda, herhangi bir tanı almamış olanların mutlaka Romatoloji uzmanına başvurarak gerekli tetkikleri yaptırmalarını öneren Dr. Mert Öztaş “Erken tanı ile tedaviye bir an önce başlanması sayesinde hastalığın ilerlemesini durdurmak veya yavaşlatmak mümkün olabiliyor” diyor.

Öne Çıkanlar