MS hastası genç, erken tanı sayesinde kayıplarından kurtuldu
İzmir'de yaşayan aşçı Mehmet Furkan Lastikçi, 4 yıl önce MS hastalığı ile tanıştı. İlk atağı ayak ağrısı ve uyuşmayla başlayan Lastikçi, güç kayıplarının ardından kolunda da uyuşma hissetti.
Mide bulantısı ve sağ gözünde çift görme sorunu ortaya çıkan Lastikçi'ye, beyin emarının (MR) ardından MS teşhisi konuldu.
MS ile ilgili farkındalığın artmasını isteyen Lastikçi, "Bu hastanede MS polikliniği olduğu için buraya geldik. MR sonucuna göre tedaviye başlandı. Kortizonun ardından koruyucu ilaçlara başladım. Yürüdüğüm yolda bir anda duruyordum. Ayaklarımın ikisinde de uyuşma yüzünden yolun ortasında kalıyordum. Araba kullanamayacak seviyeye geldim. 10 gün süren kortizon tedavisinin ardından şikayetlerim bitti. Koruyucu tedavi ile hayatımı etkileyecek bir durum kalmadı" ifadelerini kullandı.
"Serdar Ortaç hastalığı" denildiğinde herkes biliyor
MS ile ilgili internette yanlış bilgiler olduğunu söyleyen Lastikçi, erken tanının önemine dikkati çekip şunları belirtti:"MS hastası bir arkadaşım vardı. Bu hastalığı duyuyordum. Zaten ünlü kişilerden "Serdar Ortaç hastalığı" denildiğinde herkes biliyor. Bu iyi bir şey çünkü farkındalık arttı. Medya kısmında biz ne kadar güçlü olursak bilinirlik de artıyor. İnternette yanlış bilgiler var. Bu hastalık herkeste farklılık gösteriyor. Çünkü herkesin beyni farklı. Etki eden kısım ya da şiddeti de farklı oluyor. Farkındalık olursa geç tanının önüne geçeriz. Erken tanı almak atağın şiddetiyle de alakalı. Şiddet çok olursa doktora gidiliyor. Ben 2,5 aylık dönemin ardından polikliniğe hemen geldim. Böylece erken tanı oldu. Süreyi aşsaydım beyinde hasar oluşurdu. Güç ve görme kayıplarım artardı. Hastalık beynime zarar vermediği için bir sıkıntım yok."
Tanı aşamasında hızlı davranmak gerekiyor
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği Prof. Dr. Yeşim Beckmann ise MS'in daha çok 20 ile 40 yaş arasında kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 2 kat daha fazla görülen bir hastalık olduğunu dile getirip, "Toplumda giderek sıklığı ve farkındalığı arttı. Optik sinir yani göz sinirini tutup tek gözde ani görme kaybına neden oluyor. Kollarda, bacaklarda kas güçsüzlüğü ya da duyu bozukluğu oluşabiliyor. Hastalarda dengesizlik, çift görme oluşabiliyor. Tanı aşamasında hızlı davranmak gerekiyor. Hastadan aldığımız öykü ve muayenesi çok önemli. Daha önce geçirdiği atakları öğrenmek gerekiyor. MR ile beyin ve omurilik görüntülenmeli. Bunlar yeterli kalmazsa beyin omurilik sıvısı alarak antikor saptıyoruz. Hastalarımızın yüzde 85'inde ataklı form görüyoruz. Başından itibaren atağın hiç görülmediği çok az görülen ilerleyici formlar var" açıklamalarında bulundu.
MS'in kontrol edilebilen ve çok yakın zamanda tümüyle tedavi edilebilen bir hastalık olabileceğini anlatan Prof. Dr. Yeşim Beckmann, periyodik kontrollere dikkat edilmesi gerektiğini hatırlattı. MS'te görülme sıklığıyla birlikte farkındalığın da arttığını ifade eden Prof. Dr. Beckmann, şöyle devam etti:
"Mottomuz "MS'ten korkma geç kalmaktan kork'. Tanı koyduktan sonra hastanın hastalık şiddetine özgü bir tedavi protokolü uyguluyoruz. Bu da koruyucu bir tedavi oluyor. Atağı bastırıyoruz. Hastalığın sıklığı arttı ama bunun ötesinde farkındalığı arttı. Çok sayıda bilimsel çalışma var. MS'in medyadaki görünürlüğü arttı ve artık hastalarımız özelleşmiş merkezlere giderek hızlı şekilde tanı alıyorlar. Hastaların arasındaki ağda da bir artış söz konusu. Furkan ilk geldiğinde çift görme, dengesizlik, bulantı, kusma, konuşma bozukluğu gibi şiddetli tablosu vardı. Yaptığımız nörolojik muayene ile MS'den şüphelendik. Bu hastalık daha çok genç erişkinlerde oluyor. Yaş aralığı da uyumluydu. MR'da MS plaklarını gördük. Beyinde ve omurilikte çeşitli alanlarda vardı. Akut atak tedavisinin ardından koruyucu tedavi verdik. Bulguları yüzde 100'e yakın şekilde düzeldi. Asıl başarı koruyucu tedavidir. MS'i artık kontrol edebiliyoruz. Yeter ki hastamız bize erken gelsin ve hastaya uygun tedaviye başlayalım. Tedavi seçenekleri hastaya özgün olarak uygulanıyor."