METRONOM

Yönetmen Alexandru Belc, ülkesi Romanya’nın bir dönemindeki acılı ve kanlı geçmişine seyirciyi tanıklık yapmaya davet ediyor minimal filmi Metronom aracılığıyla. Film ağırlıklı genç oyuncuların performanslarıyla taşınıyor. 1972 yılında Romanya’da yaşanan baskıcı ortamın, insanları ezen ve kimliksizleştiren şiddet ortamının seyirciye geçmesinde Belc, başarı sağlıyor.

Metronom bir müzik terimi. Herhangi bir müzik parçasının hangi tempo ya da hızda çalınacağını belirtiyor. Müzik en eski ve en evrensel olan sanat türlerinden birisi. Geçmişte ve özellikle bugün, gelişen teknolojinin etkisiyle gençler müziğe daha fazla sığınıyor ve neredeyse müzik onların yaşamlarının mütemmim cüzü durumunda.

BÜKREŞ’TEN ENSTANTANELER

2010’lu yıllarda bir kaç gün kaldığım Bükreş’ten enstantaneler, “Metronom” filmini izlerken gözümün önünden geçti. Filme malolan bazı mekanları görmüştüm ve bu bağlamda filmle kurduğum ilişki gerçek bir empatiye dönüştü. Uzun süren iktidarına karşı, 1989’da oluşan direnç ve akabindeki askeri darbeyle devrilen Nikolay Cavuşesku ve karısı Elena Petrescu, iki saatlik bir yargılama sonrasında kurşuna dizilerek infaz edilmişlerdi. En son onlardan aklımda kalan bir anı, televizyonda izlediğim ve Bükreş’in merkezinde bir beton mezbeleliği olan Başkanlık Sarayının balkonundan halkı selamlamalarıydı. Şehirde gezerken yolum Başkanlık Sarayı’na da düşmüş ve gözüm o balkona takılı kalmıştı; sanki tarihe tanıklık eder gibi..

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Romanya, Sovyet etkisi altına girmiş ve 1947 yılında komünistler iktidarı ele geçirmişti. Fakir bir ailenin çocuğu olan Çavuşesku, istikrarlı ilerlemesini 1965 yılında Romanya Komünist Partisi 1. Sekreterliği ile taçlandırdı. “Metronom”, sosyalizm fikriyle örtüşmeyen Çavusesku’nun zorba iktidarı döneminde, 1972 yılı sonbaharında bir avuç gencin kendi aralarındaki dayanışma ve küçük umutlarının unufak edilmesinin öyküsünü anlatıyor. 17 yaşında duyarlı ve kırılgan bir genç kız olan Ana (Mara Bugarin), erkek arkadaşı Sorin’in birkaç gün içinde ülkeden temelli olarak kaçacağını öğrenir. Bu süreç Ana için çok zordur ve Sorin’i daha fazla görmek istemektedir.

ÖZGÜR AVRUPA RADYOSU !

Arkadaşları Roxana’nın (Mara Vicol) evindeki bir partide, Özgür Avrupa Radyosu’nun yasaklı yayınını dinlemek için toplanırlar ve rejimin onaylamadığı pek çok ünlü batılı pop müzik gurubunun müziklerini çalıp dans ederler. 14 Ekim 1972 gecesinin polis baskını ile sonuçlanacağından, dinledikleri müzik ve Özgür Avrupa Radyosu’na dinleyici isteği için yazdıkları mektup nedeniyle suçlanacaklarından, ayrıca yaşamlarının temelinden değişeceğinden habersizdirler. Ana için daha yıkıcı olan, ülkeden sorunsuz çıkması karşılığında sevgilisi Sorin’in (Serban Lazarovici), arkadaşlarını Çavuşesku’nun gizli polis kurumu "Securitate"e ihbar etmesi olmuştur.

Yönetmen Alexandru Belc, ülkesi Romanya’nın bir dönemindeki acılı ve kanlı geçmişine seyirciyi tanıklık yapmaya davet ediyor minimal filmi Metronom aracılığıyla. Filmi ağırlıklı olarak genç oyuncuların performanslarıyla taşıyor. 1972 yılında Romanya’da yaşanan baskıcı ortamın, insanları ezen ve kimliksizleştiren şiddet ortamının seyirciye geçmesinde Belc, bir başarı sağlıyor ve başarısını 75. Cannes Film Festivali’nin (2022) en önemli bölümlerinden birisi olan “Belirli Bir Bakış”ta “En İyi Yönetmen” ödülünü alarak taçlandırıyor.

Belc, filminin yalın öyküsüyle ülkelerinin dünyadan soyutlanmış baskıcı ortamı içine sıkışıp kalan ve filmin ismi Metronom’un, gerçek işlevini bir metafora çevirip taşıyıcı sembol olan müziğin, gençlerin özgürlük çığlığının temposuna dönüştürüyor. Görüntü yönetmeni Tudor Vladimir Panduru, dönemin Bükreş’indeki özgürlük yoksunu basık ortamı, yönetmen Belc’in amacına hizmet edecek atmosfere dönüştürmekte başarılı bir sonuç oluşturmuş.

VASAT OYUNCULUK PERFORMANSLARI

“Metronom”un oyunculuk performansları ise ortalama. Genç oyuncular arasında ülkesinin karamsar ortamının melankolik kişiliğini de belirlediği Ana karakterinde Mara Bugarin’in, bir adım önde olduğunu vurgularken; diğer ortalama performaslar içinde ise Ana’nın babası rolünde Mihai Calin’in öne çıktığının altını çizelim.

KAYNAKLAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bülent Vardar Arşivi