Bülent Vardar
ÇAĞDAŞ SAMURAY GÜZELLEMESİ: SNAKE EYES
G.I. Joe evrenine 1982 yılında giren sessiz, maskeli komando Snake Eyes, uzun süredir sadık hayranları için bile muammaydı. Hasbro’nun popüler oyuncak serisinden ve çizgi romanlardan uyarlanarak yaratılan G.I. Joe film serisinin beklenen projesi olan Snake Eyes, 12 farklı dövüş stili ve kesici silahlara olan yeteneği, siyah kuşak ve hafif silahlarla sergilediği uzmanlığıyla öne çıksa da; aslında Snake Eyes’ın, bir kaydı ve hafızası dışında somut bir geçmişi yoktur...
Uzun bir pandemi arası sonrasında birbiri ardına yapılan basın gösterimleriyle sinema tam gaz yoluna devam ediyor. Salonlara geri döndüğümüzde bizleri öncelikle macera ve aksiyon sineması karşıladı. Oyun ve oyuncak üreticisi olan Hasbro’nun popüler oyuncak serisinden (Monopoly, Pokemon, Transformers, Star Wars) ve çizgi romanlardan uyarlanarak yaratılan “G.I.Joe” film serisi için bir süredir beklenen “Snake Eyes” projesi, nihayet yaşama geçirildi ve 6 Ağustos’ta vizyona girdi.
HASBRO KÜLTÜRÜ VE G.I. JOE EVRENİ
Hasbro bağlamında daha önce çekilen popüler filmler arasında “Transformers” (2007), “Transformers: Yenilenlerin İntikamı” (2009), “G.I.Joe: Kobra’nın Yükselişi” (2009), Transformers 3: Ay’ın Karanlık Yüzü” (2011), “Battleship” (2012), “G.I.Joe: Misilleme” (2013), “My Little Pony: Equestro Girls-Arkadaşlık Oyunları” (2015) gibi örnekler sayılabilir...
G.I. Joe evrenine 1982 yılında giren sessiz, maskeli komando Snake Eyes, uzun süredir sadık hayranları için bile muammaydı. 12 farklı dövüş stili ve kesici silahlara olan yeteneği, siyah kuşak ve hafif silahlarla sergilediği uzmanlığıyla öne çıksa da aslında Snake Eyes’ın (Henry Golding), bir kaydı ve hafızası dışında somut bir geçmişi yoktur. Snake’in babası da bir Joe ajanıdır ve Snake çocukken gözü önünde Kobra örgütü tarafından öldürülmüştür. O günden sonra Snake’in bütün amacı babasını öldürenleri bulup onun intikamını almak olmuştur.
Bu intikam hırsı Japonya’yı beş asırdır koruyan ve Ninja Savaşçıları yetiştiren ve Samuray kültürünün uzantısı gibi algılanabilecek Arashikage Klanı’na kadar onu sürükler. Klandan dışlanan Kenta (Takehiro Hira), Snake’in intikam hırsını kullanarak onu kendisi için çalışmaya ikna eder. Birlikte Arashikage Klanı’nın genç prensi Tommy’ye (Storm Shadow- Andrew Koji) hülleli bir saldırı düzenlerler ve onu kurtaran Snake, Tommy ile birlikte Japonya’ya giderek Arashikage Klanı’na katılıp onlar tarafından kabul edilmek için mücadeleye başlar. Kenta ve Kobra örgütünün ise başka hesapları vardır...
ARASHİKAGE KLANI VE AİLE KÜLTÜRÜ
Arashikage Klanı, Snake’e sadece kendi iyiliğinin tehlikede olmasından çok daha fazlası olduğunu öğrenmesine katkıda bulunur. Snake’in hiç ailesi olmamıştır. Bu süreç ona başkalarıyla da ilgilenmeyi, ailenin (klanın) bir parçası olması için sorumluluk alması gerektiğini öğretir ve Arashikage yöntemiyle eğitilmesi onun hayatını değiştirip ona bir amaç kazandırır.
Marvel evreni gibi G.I. Joe evreni de, popüler kültürün önemli figürü haline gelmiş çizgi romanlar, oyuncak karakterler aracılığıyla özellikle hedef kitlesi olan çocuklar açısından da bir çeşit bilinçaltı kodlaması yaparak, kapitalizmin tahrip ettiği dünyamızın gelecekte alacağı şekle karşı onları hazırlamaya ve yaşamı bir atari oyununa çeviren sanal bir algıya dönüştürüyor.
SON SAMURAY İLE BENZERLİK
Snake Eyes filminin iki ana karakterinin arasındaki ilişki, Snake’in klanla olan ilişkisi başrollerinde Tom Cruise (Nathan Algren) ve Ken Watanabe’nin (Katsumato) oynadığı “Son Samuray” (2003) filmini çağrıştıyor. İnsanlığa inancını kaybeden ABD subayı Nathan Algren bir alkoliktir. Karşılaştığı haksızlıklar ve sanayi devrimiyle dönüşen dünyada başta ABD ve diğer emperyalist güçler tarafından sömürülen ve geleneksel toplum düzenini (Samuray kültürü) işbirlikçi yöneticileriyle etkisiz hale getiren süreçte, yaşamak için kendisine bir amaç bulan Nathan ile Katsumato’nun, Japon feodalitesinin modernizm karşısındaki çöküşüne karşı omuz omuza savaşmalarını anlatır Son Samuray...
OYUNCAK VE ÇİZGİ ROMAN EVRENİNİN ŞAHİKASI
Oyuncak ve çizgi roman evreninden türetilen Snake Eyes ise, Nathan Algren’in içine düştüğü çaresizliğe benzer bir durumda gerçeklerin ayırdına vararak, Arashikage Klanı’nın ayakta kalması için mücadele etmeye başlar. Ama bu mücadele bir çeşit estetize edilmiş şiddet görüntülerinden öteye gidemez. Bu son Samuray güzellemesi, bol kung fu dövüş sanatından örnekler içeren sahneleriyle bir toplumsal eleştiri ve sosyal dönüşüm göndermesi içermeden, satır aralarında cilalanmış modern Japon toplumunun bekasında, Samuray ruhunun etkisi olduğunu anıştırma dışında bir işlev taşımıyor.
FİLMİN KAHRAMANI GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ
Yönetmen Robert Schwentke’nin Snake Eyes filmi, bu büyük sanatın entertaiment (eğlence) boyutuna hizmet eden bir aksiyon sineması örneği. Bu filmin en büyük kahramını Snake Eyes karakterine hayat veren Henry Golding değil, filmin görüntü yönetmeni Bojan Bazelli... Böylesi bir filmin seyredilebilmesine ve öykünün içerdiği atmosferi oluşturma açısından oldukça başarılı aydınlatma tasarımlarına ve görsel düzenlemelere imza atmış. Filmin önemli sürprizlerinden birinin ise, yakın geçmişte bir efsaneye dönüşen “La Case De Papel” dizisinin güzel ve ele avuca sığmaz karakteri Tokio’yu canlandıran Ursula Corbero olduğunu da ekleyelim.