İktidara yakın medya Çağlayan saldırganı üzerinden AYM'yi hedefe aldı: AYM 'SEGBİS'le duruşmaya zorlanması' üzerine hak ihlali kararı vermiş

İktidara yakın medya Çağlayan saldırganı üzerinden AYM'yi hedefe aldı: AYM 'SEGBİS'le duruşmaya zorlanması' üzerine hak ihlali kararı vermiş
AYM'nin Çağlayan saldırganlarından Emrah Yayla hakkında verdiği hak ihlali kararı tartışılıyor. AYM neden hak ihlali kararı verdi?Gazete Pencere Haber MerkeziÇağlayan Adliyesi’nde gerçekleştiren saldırıda saldırganlardan...
AYM'nin Çağlayan saldırganlarından Emrah Yayla hakkında verdiği hak ihlali kararı tartışılıyor. AYM neden hak ihlali kararı verdi?

Gazete Pencere Haber Merkezi

Çağlayan Adliyesi’nde gerçekleştiren saldırıda saldırganlardan DHKP-C üyesi Emrah Yayla ile ilgili AYM’nin SEGBİS nedeniyle verdiği hak ihlali kararı iktidara yakın medya organları tarafından AYM hedef gösterilerek paylaşılmaya başlandı.

Saldırı sonrası yapılan haberlerde AYM’nin terörist Emrah Yayla’ya hak ihlali kararı verdiği belirtildi. MHP’den de AYM’ye bu karar nedeniyle tepki geldi.

MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman sosyal medya hesabından AYM’yi hedefe alan bir mesaj yayınladı. Ataman “AYM hakkında, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin “Anayasa Mahkemesi öyle bir hale gelmiştir ki nerede bir hain, nerede Türkiye’nin kuyusunu kazmak için faal halde bulunan bir çapulcu varsa onlarla yan yanadır.” sözlerinin ne kadar doğru ve isabetli olduğu bir kere daha görülmüştür” ifadelerini kullandı.

Peki AYM’nin kararı neydi?

Anayasa Mahkemesi, Emrah Yayla’nın tutuklu olduğu dönemde yaptığı başvurusunu 2020 yılında değerlendirmeye almış ve hak ihlali kararı vermişti.

Emrah Yayla, tutuklu yargılandığı davada mahkeme salonuna götürülmediğini ve davalara SEGBİS yoluyla katılmaya zorlandığını belirtmişti.

Yapılan başvuruyu inceleyen AYM, Yayla’nın SEGBİS yoluyla ifade vermeye zorlandığını ifade ederek “Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir” dedi.

AYM’nin aldığı karar ve Emrah Yayla’nın başvurusu şöyle:

İddialar

Başvurucular, duruşmada hazır bulunma taleplerinin reddedilerek ses ve görüntü aktarımı suretiyle duruşmaya katılımlarının sağlanmaya çalışılması nedeniyle duruşmada hazır bulunma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Emrah Yayla’nın başvurusu

Somut olayda, tutuklu veya hükümlülerin ceza infaz kurumundan duruşma salonuna transferleri nedeniyle oluşan gecikmelerin azaltılması ve yargılamaların hızlandırılması sebebiyle duruşmada hazır bulunma hakkına yapılan müdahalenin usul ekonomisinin gerçekleştirilmesine yönelik meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşılmıştır. Başvurucunun duruşmada hazır bulunma hakkına yapılan müdahale makul sürede yargılama yapılması amacına ulaşılması bakımından elverişli bir araçtır.

Başvurucunun disiplin cezasına konu eylemleri, temel olarak İnfaz Kurumu idaresinin uygulamalarına karşı gelmesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca başvurucu, infaz koruma memurları hakkında kendisine şiddet uyguladıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuş olması nedeniyle İnfaz Kurumunda iddia ve savunmalarını etkili bir şekilde ileri süremeyeceğini belirterek duruşma salonunda hazır bulundurulması gerektiğini ifade etmiştir. Buna karşılık Hâkimliğin duruşmada bizzat hazır edilmemesini gerekli kılan koşulları belirtmeden başvurucunun SEGBİS aracılığıyla dinlenilmesi yoluna gittiği görülmektedir.

Hâkimlik kararında başvurucunun ceza infaz koruma görevlilerinin kötü muamelesi nedeniyle bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunması dolayısıyla İnfaz Kurumu koşullarında baskı altında bulunduğunu ifade etmesi değerlendirmeye konu olmamıştır. Hâkimlikçe başvurucunun duruşmada bizzat hazır bulunma talebi kabul edilmezken yalnızca "SEGBİS yönteminin yüz yüzelik ilkesini sağladığı" şeklinde kategorik bir gerekçeye dayanılmıştır.

Somut olayda başvurucunun duruşmaya bizzat katılması yönünde hiçbir çaba içine girilmemiş, aynı şehir merkezinde bulunan bir ceza infaz kurumundan duruşmaya katılamamasının niçin gerekli görüldüğü de açıklanmamıştır. Bu çerçevede Hâkimlikçe hiçbir alternatif değerlendirilmeden ve olaya özgü somut gerekçeler de sunulmadan başvurucunun duruşmada hazır bulunma talebi reddedilmiştir.

Uyuşmazlığın bizzat duruşmada bulunmayı gerektiren bir nitelik taşıyıp taşımadığı hususunda Hâkimlikçe herhangi bir değerlendirme yapılmadan genel ve kategorik bir sebeple başvurucunun yokluğunda duruşma yapılması ve duruşmada hazır bulunma hakkına müdahale için en uygun aracın seçilmemesi müdahalenin gerekli olmadığı sonucuna yol açmıştır.

AYM kararı

Başvurucunun esas hakkında işlemlerin yapıldığı duruşmada hazır bulunma talebinin reddedilmesinin zorunlu olduğu derece mahkemelerince somut bir biçimde ortaya konulamadığı için müdahalenin gerekli olmadığı sonucuna varılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle başvuruda Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Öne Çıkanlar