Yolsuzluk operasyonuyla gündeme geldi: Mahmut Arıkan'dan Yunus Emre Enstitüsü önünde açıklama

Yolsuzluk operasyonuyla gündeme geldi: Mahmut Arıkan'dan Yunus Emre Enstitüsü önünde açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arslan, Yunus Emre Enstitüsü’ndeki yolsuzluk iddialarına ilişkin, “Bir bakanın eşi ve bir siyasetçinin oğlu neden istifa etti? Türkiye, böylesine derin bir yozlaşma ile anılmamalıydı” dedi.

Gazete Pencere- Türkçeyi yaygınlaştırmak amacıyla faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü’nün eski yönetimi ve bazı şirket sahiplerinin de aralarında olduğu 18 kişi, bugün ‘haksız kazanç’ iddiasıyla gözaltına alındı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yunus Emre Enstitüsü önünde basın açıklaması yaptı.

'Stratejik bir kurumunun başkanının kaçtığını görüyoruz'

Enstitü hakkında gündeme gelen iddiaları takip ettiklerini söyleyen Arıkan, gözaltılara ilişkin, “Bugün gelinen nokta, hem Türkiye’ye hem de medeniyetimize yakışmayacak bir hal almıştır” ifadelerini kullandı. Arıkan, şöyle konuştu:

"Geçtiğimiz yaz, yolsuzluk şüphesi ile başlayan tartışmalar neticelenmiş, 23 Aralık 2024 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur. Şimdi bugün 2025’in ilk günlerinde eski Enstitü Başkanı’nın Almanya’ya kaçtığı haberleriyle karşı karşıyayız. Şunun altını çizerek ifade etmek istiyorum, Bu ülke tarihi boyunca bir çok siyasi sığınmacılar gördü, evet. Bu ülke ekonomik sıkıntılar nedeniyle başka topraklara göç edenlere tanıklık etti. Dünya zor şartlar ve çatışmalardan dolayı bir çok iltica hareketi gördü. Ama dikkat buyurunuz ilk defa Türkiye’de, Türkiye’nin çok stratejik bir kurumunun başkanının başka bir ülkeye kaçtığını görüyoruz.

'Kendi vakfını soyan, bu ortaya çıkınca kaçan bir idareci'

Elbette bu yolsuzluk bütün yönleriyle araştırılmalıdır. Ama burada çok önemli bir soruyu daha sormak istiyorum: Son 15 gün içerisinde halen mevcut bir bakanın eşi ve ünlü bir siyasetçinin oğlu neden istifa etmiş veya ettirilmiştir? Bu soruşturmanın neresindedirler? Doğrusu; Türkiye, hiçbir zaman böylesine derin bir yozlaşma ile anılmamalıydı. Bugün geldiğimiz nokta, bu yönetim anlayışının ülkeyi getirdiği tablodur.

'Burada duble yolsuzluk yaşanmaktadır'

Bugün vakıf medeniyeti ile gurur duyan bu ülke, kendi vakfını soyan idarecilerle yüzleşmek zorunda kalmıştır. İşte iktidarlar bizim ayrıştığımız yer burasıdır. Bu ülkede yolsuzluk da yoksulluk da olağanlaştırılmaya çalışılmaktadır. Bizim buna rızamız yoktur. Biz her seferinde gündeme getiriyoruz, Türkiye’nin yeni nesil bir siyaset anlayışına ihtiyacı vardır. Bunun için de diyoruz ki: Yeni nesil siyaset duble yollara karşı olmak değil, duble yolsuzluklara karşı çıkmak demektir. İşte bugün burada duble yolsuzluk yaşanmaktadır. Yunus Emre Enstitüsü, kendi tabirleri dünyanın her yerinde Türkiye ile bağ kuran çok kıymetli, çok stratejik bir kurumudur. Bu yüzden yine diyoruz ki; biz Yunus Emre Enstitüsüne karşı değiliz. Biz Yunus Emre Enstitüsü’nün soyulmasına karşıyız. Biz ehliyetsizliğe, liyakatsizliğe karşıyız. Yolsuzluk neredeyse, biz orada ve takipte olacağız. Kendi kurumlarını, kendi ülkelerini soyanlar, yetimin hakkını çalanlar, dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar peşlerinde olacağız. Bir gün gelip bu ülkede hesap vermelerini sağlayacağız.”

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar