Daltonlar, Redkitler, Kaplanlar; Türkiye’yi anlatan tespit: Her şey mafya ise hiçbir şey mafya değildir!

Daltonlar, Redkitler, Kaplanlar; Türkiye’yi anlatan tespit: Her şey mafya ise hiçbir şey mafya değildir!
Candan Yıldız Daltonlar, Redkitler, Sarallar, Şahinler, Kaplanlar, Pekerler derken mafyalaşmanın ‘sıradanlaşmasına’ tanık oluyoruz.Ayhan Bora Kaplan’ın kabarık dosyası, Yunanistan’daki Daltonlar ve Redkitler arasındaki kanlı...

Candan Yıldız

Daltonlar, Redkitler, Sarallar, Şahinler, Kaplanlar, Pekerler derken mafyalaşmanın ‘sıradanlaşmasına’ tanık oluyoruz.

Ayhan Bora Kaplan’ın kabarık dosyası, Yunanistan’daki Daltonlar ve Redkitler arasındaki kanlı savaş, yer altı sermaye düzeninin hem gücünü hem de metastazını gösteriyordu.

Tabii ki yapısal dönüşüm geçiren mafya, sistemin hem zaaflarını hem kendisini hem de açıklarını kullanarak Susurluk’tan aldığı eli daha da güçlendirdi.

Konuyla ilgili bir makale ararken karşıma araştırmacı-akademisyen Ahu Karusulu’nun derdimin dermanı olan makalesine denk geldim:  Her şey mafya ise hiçbir şey mafya değildir!

Türkiye’de durum tam da bu…

Ezilenlerin sosyal dili Tiktok’ta paylaşılan videolardaki mafya güzellemeleri, artık bir suç duyurusu vasfı taşımıyor. Aksine, Japon mafyası Yakuza vari şiddet eylemleri, insanlık suçları, çetelerin sosyal medya hesaplarında rahatça paylaşılan, böbürlenme vesilesi olan bir var oluş biçimi.



Müzikle süslenen klipler mafyaların eylemler geçidi. Dövdükleri, perişan ettikleri insanların kanlı bedenlerinin sergilendiği bir arena. Dil ise hep ‘boyun eğmeme’ dili.

Mafyalaşmada artık suç ya da suçlu yok, kendi adaletine inanan bir ‘isyan’ var. Değişmeyen kanun; güç her şeydir!

Konunun güncelle bağını kurmam gerekirse…

Bir toplum ya da devlet düşünün ki, bir insan (Erkan Doğan) dört dişi mafya tarafından kerpetenle çekilirken şikayetini geri alıyor. Ayhan Bora Kaplan’ın dosyası bunu ispatlıyor. Bazı polisler mağduru değil güçlü olanı koruyor.

Tutuklananların ifadelerinden anlıyoruz ki, mafyanın kullandığı tetikçiler, maşalar hep yoksullar. Ve hepsi bir gün kullanılıp atılacağını biliyor. Grup aidiyeti, grup sadakati ve korku o yoksul gençleri orada ‘gönüllü’ tutuyor.

Güçlerini (iyi giyinmek, silah, lüks mekanlar, toplu verilen fotoğraflar) sadece toplumun değil devletin gözüne sokmaktan bile çekinmeyen bu grupların sosyal medya paylaşımlarında ‘boyun eğmemek’, ‘vakur’ durmak ortak dil.

Örneğin Daltonlar isimli bir hesabın sloganı şu: Bedeli ölüm olsa bile kimseye boyun eğmeyin!

Ayhan Bora Kaplan ekibinin kullandığı dil ise: Allah’a emanet…

Büyük mafyanın bir alt grubu olduğu anlaşılan Redkit’ler grubunun kullandığı dil: Tarihi dik duranlar yazacak!

Etik ölçülerin, başka bir repertuarla yeniden üretildiği bir dil yeni mafya düzeni… Eşkıya filminin değerleri radikal olarak ‘out’. Mutlak itaatin ‘rıza’ ile üretildiği bir sosyal düzen.

‘Delikanlılık’ kültürünün yalan üzerine inşa edildiği bir düzenle karşı karşıyayız.

Mesela Ayhan Bora Kaplan’ın sorgusundaki yanıtları, 2018’e dayanan teknik ve fiziki takip delilerine bakıldığında her iddiasını yalanlıyor.

Örneğin ‘Ruhsatlı silahım yoktur’ diyen Ayhan Bora Kaplan, 2019 Nisan ayında Ankara’da bir polis çevirmesinde arabasında 1 adet Glock marka tabanca ile yakalanıyor. Ama her nasılsa soruşturmalar bir türlü kovuşturmaya dönüşmüyor.

O yüzden yer altı ve yer üstü düzenin bir koalisyonudur aslında mafyalaşma. Son zamanlardaki operasyonların derinleşip derinleşmeyeceği tam bu koalisyonun bozulup bozulmayacağı ile de ilgili.

Akademisyen Ahu Karasulu’nun sözünü ettiğim makalesinden bir bölümle bitireyim:

“Yolsuzluk ve mafya operasyonları olarak bilinen operasyonlar, genellikle, rant yaratma ve dağıtma işinin tıkanmaya başladığı ve ekonomik alanda faaliyet gösterenler açısından har(a)cın karı geçtiği veyahut da devlet aygıtını elinde tutan güçler koalisyonunun -partinin?- kimi parçalarının kendi hesabına iş yapmaya kalkıp çatışmaya başladığı zamanlarda ortaya dökülen olaylarla başlar. Türkiye için bunun alametleri çoktan belirmiştir.”





Öne Çıkanlar