1 Mayıs davaları başladı: Tutuksuz sanıkların adli kontrol hükümleri kaldırıldı

1 Mayıs davaları başladı: Tutuksuz sanıkların adli kontrol hükümleri kaldırıldı
1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak istedikleri için gözaltına alınıp tutuklanan ve serbest bırakılanların yargılandığı dava görüldü

Anayasa Mahkemesi kararına da dayanarak 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak isterken Saraçhane’de polis barikatıyla karşı karşıya kalan ve yürüyüşün engellenmesinin ardından ev baskınlarında gözaltına alınan 23’ü tutuklu 30 kişi ile aynı yerde polis müdahalesi ile gözaltına alının 17 kişinin yargılanmasına başlandı. Duruşma öncesinde adliye önünde İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri tarafından açıklama yapıldı. “1 Mayıs’a, Taksim’e, tutsaklara özgürlük” yazılı pankart açıldı.

1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak isteyenlere yönelik müdahale ardından gözaltına alınan ve bazıları tutuklanan sanıklarla ilgili iki ayrı davanın duruşması bugün görüldü.

1 Mayıs yürüyüşünün engellenmesi sonrası yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan 23’ü tutuklu 30 kişi, "'görevi yaptırmamak için direnme'', "'kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama'', "'kasten yaralama'" ve "'kamu malına zarar verme'" iddialarıyla haklarında açılan dava nedeniyle, İstanbul 44. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşma, 44. Asliye Ceza Mahkemesi salonunun yetersizliği nedeniyle 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kimlik belirlemelerinin ardından savunmalara geçildi.

Duruşmaya 16 tutuksuz sanık ve avukatları hazır bulunurken bir sanık bulunduğu ilden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) yöntemiyle katıldı.

"Biz polise saldırmadık, kendileri bize saldırdı"

Sanıklardan Ahmet Hazar Yüksel savunmasında, şunları söyledi:

''Tutanakta belirtilmeyen; gözaltına alınırken 3 kez dağılma anonsu yapılmadı. Kortejler bitene kadar bekletildik, sonra gözaltına alındık. Bahsi geçen Partizan flamaları suç isnadı değildir. Flamayı taşıdım, ‘Önderimiz İbrahim Kaypakkaya’ meselesine değinmek istiyorum. "Yasalarınızı tanımıyoruz, önderimiz İbrahim Kaypakkaya" gibi bir sloganımız yoktur. Uydurma bir slogandır. Öncelikle İbrahim Kaypakkaya sanık olduğu davada şüpheli sanık olarak vefat etmiştir. "Önderimiz İbrahim Kaypakkaya" sloganını attım. Partizan da çıkan, yasal bir dergidir. Bu derginin flamasını taşımak bir suç değildir. 1 Mayıs yürüyüşü yasal bir yürüyüştür. Polis bizi gayri hukuki olarak gözaltına almıştır. Darp etmiştir. Biz kendilerine saldırmadık, öncesinde polis bize saldırdı.''

"Yelek giymedim"

Ahra Demir Acer ise savunmasında, “Benim şu anda içinde bulunduğum durumla herhangi bir bağım yok. Flama taşımadım, yelek giymedim. Herhangi bir polis uyarısı işitmedim. darp edilerek gözaltına alındım. Kutlamaları takip etmek için oradaydım" dedi.

Mertcan İnceoğulları mahkemedeki ilk savunmasında, "Herhangi bir uyarı yapılmadı, aksine işlence yapılarak gözaltına alındık. Demokratik bir hakkımız olarak oraya gittik. Bundan kaynaklı anayasayı tanımıyoruz gibi bir slogan atılmadı. Flama taşıdığım, slogan attığım doğrudur. Ancak iddianamede yer alan sloganı atmadık" ifadesini kullandı.

Metin Kaya ise "Ben işçiydim daha önce, şu an işsizim yargılamadan dolayı. İşçi olduğum için her 1 Mayısa giderim. Alanda bize herhangi bir uyarı yapılmadan abluka altına alındık, biber gazı sıkıldı üstümüze. Gözaltına alındık" diye konuştu.

Adli kontrol hükümleri kaldırıldı

Ara kararını açıklamayan mahkeme, dosyayı mütalaayı hazırlaması için savcılığa gönderdi. Ayrıca sanıklar hakkındaki adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasına karar vererek, duruşmayı 18 Ekim'e erteledi.

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar