Mehmet Şandır
“Üzgünüm” demek yeter mi?
BENCE; fatura yine çalışana kesildi.
Hükümet, işçi temsilcilerinin katılmadığı toplantıda işverenle anlaşarak, 2024 yılı asgari ücretine %30 zam yaptı; 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira oldu.
Böylece hayat pahalılığının sorumlusu/suçlusu olarak fatura yine asgari ücretle çalıştırılan işçilere kesildi. Hükümetin “çalışanlara ve emeklilere ödenecek ücretler enflasyonu teşvik eder” iddiasının gereği yapıldı; ücretler asgaride tutuldu.
12 aylık olarak tespit edilen asgari ücret, bugünden açlık sınırının altında kaldı; yani dört kişilik bir ailenin yalnız aylık gıda ihtiyaçlarını karşılayabilecek… Asgari ücretle çalışan insanımız asla hasta olmamalı, çocuklarını okutmamalı, misafirliğe gitmemeli, misafir kabul etmemelidir. “Onurlu bir yaşam” diye tanımlanan hayatı, hayal bile etmemeli...
“Fakir hayat en sağlıklı hayattır, asgari ücrete üzülmesinler, kendi hayatlarını asgari ücrete göre organize etsinler” diyebilen “tuzu kuru” obezlere rağmen “onurlu bir yaşam” için bir aileye en azından yoksulluk sınırı üstünde bir gelire ihtiyaç bulunmaktadır. Bunu insanımıza çok görenlerin çoğu obezdir, diyet hastasıdır!
Yoksulluk ve yokluk altında ezilen insanlarımıza sabır ve şükür temenni eden Sayın Cumhurbaşkanı, “çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze sadık kaldık” dese de bu defa iyice silkelediği kesin...Malum, kendileri silkelemeyi severler...
VİCDAN MUHASEBESİNE DAVET
Bu tespit edilen aylık ücret bir sefalet ücretidir; bununla onurlu bir yaşam mümkün olamaz! Ayrıca haksızdır, hukuksuzdur, Deli Dumrul mantığı ve zulmüdür!
Devletin 2025 yılı için belirlediği yeniden değerleme oranı % 43.93, yani Devlet, alacağı tüm vergileri, harçları, cezaları bu oranda arttıracaktır; ancak çalışanın ücretini %30 arttırmaktadır; bu bir hak gaspıdır, zulümdür...
Devlet, 2024 yılı enflasyon oranını %45 olarak ilan etmektedir. Yani paranın satın alma değeri bu oranda düşmüştür; çalışanlara yılbaşında verilen 17.002 TL. Aylık ücret yıl sonuna kadar %45 oranında değer kaybetmiştir; ancak çalışanın ücreti %30 arttırılmaktadır bu bir hak gaspıdır, zulümdür!
TUİK verilerine göre ülkemizde, 2024 yılında; kuzu eti %80.72, kira %109, ilaç %60.85, doğalgaz %124.65, sebze %125.78 oranında artmış; yani asgari ücretle çalışanların enflasyonu ortalama %70 olmuş; bu ülkede yaşayan ve çalışan işçiye verilen ücret artışı %30, bu bir hak gaspıdır, zulümdür!
TUİK’in 11 Kasım 2024 tarihinde açıkladığı Eylül 2024 Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre iş aramasına rağmen iş bulamayan 3.1 milyon kişi işsiz ve iş bulmaktan ümidini kaybetmiş; kaydını sildirmiş 10 milyonu aşkın insanımız bulunmaktadır.
Kayıtdışılarla beraber yaklaşık 15 milyon insanımız sabit bir gelirden mahrum asgari ücretle çalışanlara imreniyor olsa da; iş bulduğuna veya bir işi olduğuna sevinen en az 9 milyon insanımız (Sayın Cevdet Yılmaz’a göre çalışanların %42’si asgari ücret almaktadır) bir yıl boyunca “boğaz tokluğuna” bir ücretle çalışacak; mecburen “sabredecek- şükredecek” ancak yutkunacak; öfkesini biriktirecek; “enflasyona ezdirmedik” diyenlere günü gelince hesabı kesecek...
Emeklilerin durumu daha da kötü; 16 milyon emeklinin en az yarısı 15-20 bin TL. arası emekli maaşı alıyorlar; yani açlık sınırı altında bir gelirle yaşamaya çalışıyor; asgari ücretliye verilen zammın yarısını alabilse bayram edecek!
“Olsa dükkân senin, var da vermeyen kötü olsun” mu deniyor?”
"2024 yılının üçüncü çeyreğinde 1 trilyon 260 milyar dolar ekonomik büyüklüğe ulaştık” deniyorsa bu zenginlikten çalışanlarımıza neden refah payı ödenmiyor?
Gelir dağılımı dengesinde dünya ülkeleri arasındaki sıramız kaçıncı, biliyor musunuz?
Bu sonuçtan yöneticilerin, takip edilen ekonomi politikalarının hiç mi sorumluluğu yok?
Yeni Şafak Gazetesi geçen gün isyan ediyordu; “Faizle yabancıya döviz bazında yüzde 30 kazandırdık. Yüksek faiz ve baskılanan kur, üretim yerine paradan para kazanma yolunu tercih edenlerin ekmeğine yağ sürüyor.”
Bu faizi kim buralara getirdi, dersiniz?
Paralar/vergiler nereye gidiyormuş gördünüz mü?
“Asgari ücretteki artışın yüzde 30’la sınırlandırılması, olmadı. AK Parti’nin 22 yıllık sosyal politikalarıyla örtüşmedi. Üzgünüm." demek yeter mi?
Sözün sonu; “Biri yer biri bakar. Kıyamet ondan kopar” demiş atalarımız.
“Tuzu kurular”, bu akşam yılbaşı; çalışana verdiğiniz bir aylık 22.104 TL. İle masanızın hesabını ödeyebilecek misiniz?
Dostça uyarıyorum; almayın mazlumun ahını...