Ekim Er
İkinci Şans ve Ryan Lochte
Ryan Steven Lochte, Florida Üniversitesi’ndeki öğrencilik yıllarında rekorları altüst etmeye başladığında yüzme sporuyla ilgilenenler bir yıldızın kulaç seslerini duymuşlardı. 2004 Atina Olimpiyat Oyunları’nda bütün gözler Lochte’nin çok yakın arkadaşı olan Michael Phelps’in üstündeydi. Sadece Amerikan kamuoyu değil tüm dünya onu izliyordu. Her şeye rağmen bir başka genç yüzücü de gözden kaçmıyordu. Sadece havuzdaki performansıyla değil, yakışıklılığı, ışıl ışıl gülümsemesi, neşeli tavırları ve her kazandığı yarıştan sonra “jeah” diye bağırışıyla Lochte Amerikalıların sevgilisi oluvermişti. 4x200 metre serbest takım yarışında son altı yıldır geçilmeyen Avustralya Milli Takımı’nı geride bırakan takımda Lochte de vardı ve ilk olimpiyat altın madalyasına ulaşmıştı. 200 metrede de gümüş madalya kazanmış, Phelps’in gerisinde kalmıştı.
Aslında Lochte’nin şanssızlığı da buydu, Phelps ile aynı döneme denk gelmiş olmak. Bugün Lochte’nin altısı altın olmak üzere toplam 12 olimpiyat madalyası ile dünya şampiyonalarında da 27 madalyası var. Yüzme tarihinin en çok madalya kazanan ikinci sporcusu. Birinci sizin de tahmin ettiğiniz gibi Phelps. Lochte gelmiş geçmiş en iyilerden biriydi ama Phelps bambaşka bir seviyeydi, sanki başka bir gezegenden gelmiş gibiydi.
Lochte’nin kariyeri her zaman çok ışıltılı geçmedi. Tüm başarılarına rağmen onu şımarık bulanlar, kendisini yeterince yüzmeye vermediğini düşünenlerin sayısı hiç de az değildi. Ona olan sempati gitgide azalıyordu, ancak dibe vurması 2016 yılını bulacaktı. Bu sefer Brezilya’da, Rio de Janeiro Olimpiyat Oyunları’nda ülkesini temsil ediyordu Lochte. 32 yaşındaydı ve eski formunda değildi. Sadece 4x200 takım yarışında ve 200 metre serbestte yarışma hakkı kazanmıştı. 200 metreyi beşinci bitirip madalya kazanamazken, 4x200’de altın madalyalarına bir yenisini daha eklemişti. O zamana kadar başarılarıyla yankı uyandıran Lochte 16 Ağustos 2016 sabahı tüm dünyayı şaşkına çeviren açıklamalarda bulundu. Kendisi ve üç takım arkadaşının silah zoruyla içinde oldukları taksiden zorla indirildiklerini ve soyulduklarını iddia etti. Hatta anlattıklarına göre soyguncular kafasına silah da dayamışlardı. Brezilya polisi işin aslını gün yüzüne çıkarmakta gecikmedi. İşin aslı Lochte ve takım arkadaşları alkollü bir şekilde geldikleri bir benzin istasyonunda olay çıkarmışlar ve istasyona zarar vermişlerdi. Lochte yalan söylemiş, kendisini sevenleri aldatmış, hayal kırıklığına uğratmıştı. Cezası da ağır oldu. Amerikan Yüzme Federasyonu Lochte’ye 10 ay men cezası verirken, bütün sponsorları da onu terk ettiler. Milyonların sevgilisi artık ülkesini utanca boğan yalnız bir adamdı.
O da yetmedi. 2018 yılında federasyon bu sefer de yasaklı madde kullandığını söyleyerek Lochte’ye 18 ay men cezası verdi. İyice dibe vurmuştu. Artık 34 yaşındaydı ve uzun süredir yarışamıyordu. Bitmişti, değil mi? Hayır. Yüzenler bilir, derin bir havuzun en dibine vurduğunuzda ayaklarınızı havuzun tabanına ne kadar iyi vurur ne kadar güç alırsanız o kadar çabuk yüzeye çıkmaya başlarsınız. İşte Lochte o gücü ailesi ve çocuklarından aldı. Evlenmiş, iki çocuğu olmuş, hayata bakışı tamamıyla değişmişti. Florida’nın Gainesville isimli küçük bir şehrinde yaşamaya, her zamankinden daha çok idman yapmaya başlamıştı. Değiştiğini, hatalarından ders aldığını herkese göstermek istiyordu. Pandemi nedeniyle ertelenen 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’na hazırlanıyordu. “Bütün gün idman yaptıktan sonra eve ölü gibi geliyorum. Aslında tek isteğim biraz uzanıp, kestirmek, dinlenmek ama kapı açılır açılmaz iki çocuk “babaaaaaa” diyerek üstüme atlayıp, oyun oynamak istediklerinde her şey değişiyor. Hayatta bundan daha da güzel bir duygu yok” sözleriyle anlatıyordu yeni hayatını Lochte.
17 Haziran 2021’de Lochte olimpiyat seçmeleri için havuza çıktığında Amerikalı sporseverler onu tekrar bağırlarına bastılar. Onu affetmişlerdi. 200 metre karışıkta ancak yedinci olup elendiğinde de hem ailesi hem sporseverler onu alkışlarla uğurladılar. Yarıştan sonra Lochte gözleri dolu dolu “Kaybettim, olabilir ama çocuklarım beni yüzerken gördüler, daha ne isteyebilirim. Onlara hayatta her inişin bir çıkışı olabileceğini göstermek istedim” diyordu. Ekledi de “bitmedi, devam edeceğim, 2024 Paris için çalışacağım”. 40 yaşında bir yüzücünün Olimpiyatlara katılma olasılığı yok denecek kadar azdı ama belli ki Lochte hala kendini kanıtlamaktan vazgeçmemişti.
Lochte bugünlerde yine gündemde. Kazandığı altı gümüş ve bronz olimpiyat madalyasını açık arttırmaya çıkardı. Elde edilen geliri Jorge Nation Vakfı’na bağışlayacak. Bu vakıf ölümcül hastalığı olan çocukları aileleriyle birlikte hayallerindeki tatillere gönderen bir vakıf. Gençlik yıllarında da kazandığı madalyaları ara sıra çocuklara veren, kendisinden imza isteyen hiçbir çocuğu karşılıksız bırakmayan, baba olduktan sonra çocuk sevgisi daha da farklı bir boyuta ulaşan Lochte açık arttırmanın sonucunu heyecanla bekliyor. Bu madalyalar senin için önemli değil mi diye soranlara “Olmaz olur mu, ben onlar için çok çalıştım ama benim için asıl önemli olan madalyalar değil, anılar. Onlar evde bir yerde durup toz toplamak yerine şimdi bir işe yarayacaklar” diyor. Lochte, kalan altı olimpiyat altın madalyasının birini kendine, birini de babasına ayırıp, bir süre sonra diğer dört altın madalyayı da yine bir şekilde çocuklar yararına değerlendirmek istiyor.
Ne dersiniz? Lochte değiştiğini sizlere kanıtlayabildi mi, ikinci bir şansı hak ediyor mu?