Atıf Ünaldı
e-devlet değil e-hükümet
Geçen gün Sadettin Saran’ın bir videosu ile karşılaştım. Saran tane tane devlet ve hükümet arasındaki farkı anlatıyordu. Malum konu bir anda internette viral oldu. Çok da doğru söylüyor Saran, bu iki kavram birbirine karıştırılmamalı diye.
Tarihlerle aram iyi değildir, bundan galiba bir iki yıl önce e-government kelimesinin karşılığının e-devlet olmaması gerektiğini kavramları ile anlattığım bir köşe yazımda, İngilizce çevirilerdeki bu dikkatsizliğin nelere yol açabileceğini anlatarak yazmıştım. Şimdi bir kere daha söylüyorum. e-Government (sizin e-devlet diye bildiğiniz) aslında e-hükümet. Artık anlamı mı güçlü olsun diye yapılmış bilinmez birileri garip bir şekilde e-devlet demiş. e-Devlet ise e-state. Bambaşka iki kavram yani. Peki neden e-devlet demiş olabilirler?
Etkisini arttırmak için yapılmış olabilir
Türkiye’de devlet kırmızı çizgilerden biridir, tartışılmasın diye söylenmiş olabilir.
Ancak bunların hiçbiri; e-government’ın e-devlet değil e-hükümet olduğu gerçeğini değiştirmez.
Belki okuyucularımdan birkaçı konuyu bile hatırlamayacaktır ama Türkiye’de yıllarca internete “sanal alem” denildi. Yıllar sonra bu hatanın düzeltilmesini ve siber denilmesini sağladım. İnternette artık herkesin kafasında oturdu. Gazetelerde artık “ortam sanal suç gerçek” başlıkları görmüyoruz.
Artık bu yanlışı düzeltmemiz lazım. e-devlet değil e-hükümet. Bu keyfi kararlarla kullanılacak bir kelime değil. Kavramın içini boşaltmamamız gerekiyor
Peki bu e-hükümet konusuna nereden geldik?
Son dönemde toplumu çok etkileyen üç düzenleme gerçekleşti. İkisi e-devlet ile ilgili. Birincisi artık vatandaşlık numarasına bağlanmış olan kimlik bilgilerimizde rahatça isim değiştirme durumu. Bunu e-hükümet (e-devlet) üzerinden yapabileceğimiz söylendi. Ben de ismimin önünde hayatımın hiçbir zamanında kullanmadığım göbek adım “Hasan”ı kaldırmak istedim. Zira bankalar ve resmi kurumlar dışında bu ismi ne bilen ne kullanan vardı. Başvuruyu e-hükümet üzerinden yaptık. Sonra uzun bir beklemeden sonra, Mersin İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne gönderildi. Arkasından red cevabı geldi. Konuyu sorduğum ki aralarında Danıştay’dan yetkililer de var, bu reddin mümkün olmadığını söylediler.
Arkasından üniversite afları gündeme geldi. Bu e-hükümet ile ilgili değil ancak önemli ve ilginç. Affa başvuran öğrencilere, üniversite çalışanları tarafından ciddi zorluklar çıkarıldığını öğrendim. Konuyu sorduğum profesörlerden, üniversitelerdeki idari kadronun işleri (kendilerine kayıt işlemlerini kolaylaştırın yazısı gelmiş olmasına rağmen) zorlaştırdıklarını öğrendim. Bu kabul edilebilir bir durum değil ancak özerk yapıda olmayan üniversitelerin bunu yaşaması normal görünüyor.
Üçüncü konu ise EYT. Yani emeklilik konusu. E-hükümet üzerinden başvurunun yapılabileceği her yerde yazdı. Ancak ne mümkün. E-hükümet hızlı bir şekilde çöktü. Toplasanız 2.5 milyon EYT’li var. Büyük kısmı yaşı itibariyle internetten uzak. Diyelim ki onda biri internetten aynı anda başvuru yapsın, 250 bin kişi yapar. Genelde oran bu değildir ama ben de Acun Ilıcalı gibi yukarıya yuvarladım. Facebook’un aktif kullanıcı sayısı 2 milyar. Anlık giren kullanıcı sayısını da 250 milyon diye hesaplayalım. Yani her an şak diye girdiğiniz bir saniye düştüğünde bütün dünyada haber olan Facebook’un anlık kullanıcı sayısı, EYT’lilerin on değil yüz değil bin katı. Yahu 2023’te 250 bin anlık kullanıcı ile ortalama bir startup’ın bile çökmemesi lazım, değil ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin halk arasında e-devlet doğrusu e-hükümet olan uygulaması.