Kobane Davası’nda karar açıklandı: Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'a hapis cezası verildi
IŞİD'in Kobanê’ye dönük saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde gerçekleşen eylemler gerekçe gösterilerek açılan ve tarihe 'Kobanê Davası' olarak geçen davada karar açıklandı. Karar göre Demirtaş'a 42 yıl, Yüksekdağ'a 30 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Cezalar açıklandı
130 sayfalık karar, özet olarak okunuyor. Alfabetik sıraya göre açıklanan cezalar şöyle:
- Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ahmet Türk'e "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla 10 yıl hapis cezası verildi.
- Ağırlaştırılmış hapis cezası istenilen Ali Ürküt'e "Devletin birliğini bozma eylemine yardım" suçundan 13 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Ürküt’ün tutukluluk halinin devamına, suç işlemeye tahrikten de ayrıca 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmesine karar verildi.
- Ağırlaştırılmış hapis cezası istenen Alp Altınörs’e 18 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi. "Suç işlemeye tahrik" iddiasıyla 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
- Altan Tan'ın beraatine karar verildi.
- Ayhan Bilgen’in de beraatine karar verildi.
- Ayla Akat’a 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Tutukluluk süresi göz önünde bulundurularak tahliye kararı verildi.
- Aynur Aşan’a 9 yıl hapis cezası verildi.
- Aysel Tuğluk’un beratine karar verildi.
- Ayşe Yağcı'ya 9 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti tahliyesine karar verdi.
- Bircan Yorulmaz ve Berfin Özge Köse için beraat kararı verildi.
- Bülent Parmaksız "devletin bütünlüğünü bozmak" suçundan 16 yıl ceza aldı. "Suç işlemeye tahrik" iddiasıyla 2 yıl ceza verildi. Söz konusu cezada arttırım yapılarak, 4 yıl 6 aya çıkarıldı.
- Can Memiş'e beraat kararı verildi.
- Cihan Erdal ve Dilek Yağcı'ya 16 yıl hapis cezası verildi. Yağcı'ya "Suç işlemeye tahrik" iddiasıyla 2 yıl verildi. Cezada arttırım yapılarak, 4 yıl 6 aya çıkarıldı. Tutukluluk halinin devamına karar verildi.
- Emine Ayna'ya 10 yıl hapis cezası verildi. Yurtdışı yasağı konuldu.
- Beyza Üstün için beraat kararı verildi.
- Figen Yüksekdağ'a "Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma" suçundan 19 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verilirken ayrıca "tahrik ve bu suçun basın yoluyla işlendiği" gerekçesinden 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Yüksekdağ'a ayrıca "terör örgütü propagandası"ndan 1 yıl 6 ay ceza verilirken, "Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılma" sebebiyle 2 yıl hapis cezası verildi. Seçim yasaklarına aykırı hareketi ettiği gerekçesiyle de 3 ay ceza aldı. Yüksekdağ'a Mehmet Tunç’un cenazesinde yaptığı bir başka konuşma sebebiyle 1 yıl 6 ay, Van’da yaptığı bir konuşmadan da 1 yıl 6 ay ceza verildi. Yüksekdağ toplamda 30 yıl 3 ay hapis cezası aldı.
- Gültan Kışanak'a "terör örgütü üyeliğinden" 12 yıl hapis cezası verildi. Heyet tutukluluk süresini göz önünde bulundurarak adli kontrol şartıyla tahliye kararı verdi.
- Günay Kubilay'a "Devletin bütünlüğünü bozmak" suçundan 16 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi
- İbrahim Binici'ye beraat kararı verildi.
- İsmail Şengül'e 16 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi.
- Meryem Adıbelli "terör örgütü üyeliği"nden 6 yıl ceza aldı. Adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.
- Mesut Bağcık'a "terör örgütü üyeliği" suçundan 9 yıl hapis cezası verildi. Adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.
- Nazmi Gür'e 'devletin bütünlüğünü bozmak 'suçuna yardımdan 18 yıl, 'suç işlemeye tahrik suçundan' 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
- Nezir Çakan'a örgüt üyeliğinden 9 yıl hapis cezası verildi.
- Pervin Oduncu'ya 'devletin birlik ve bütünlüğünü bozmaktan 18 yıl, suç işlemeye tahrikten 4 yıl 6 ay ceza verildi.
- Sebahat Tuncel'e örgüt üyeliğinden 12 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk süresi göz önünde bulundurarak adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.
- Selahattin Demirtaş hakkında, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçuna yardımdan 20 yıl hapis cezası, 2 kez "suç işlemeye tahrik etme" suçundan 7 yıl 6 ay hapis, 4 kez "terör örgütü propagandası yapmak" 7 yıl 36 ay, "halkı kanunalara uymamaya tahrik" suçundan 1 yıl 6 ay, "toplantı ve gösteri yürüyüş kanununa muhalefet" 1 yıl 6 ay "suçu ve suçluyu övme" 1 yıl 6 ay ile toplamda 42 yıl hapis cezası aldı.
- Sırrı Süreyya Önder beraat etti.
- Zeki Çelik, "Devletin birliği ve bütünlüğünü bozma" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Söz konusu ceza "yardımdan" dolayı 18 yıla düşürüldü. Yakalama emrinin infazının beklenmesine karar verildi. Ayrıca "suçu tahrik" iddiasıyla 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
- Zeypep Karahan "Devletin bütünlüğünü bölmek suçuna yardım"dan 18 yıl, "suç işlemeye tahrik" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası aldı.
- Zeynep Ölbeci'ye "Silahlı terör örgütü" üyeliğinden 9 yıl, propagandandan 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Kaçma şüphesi nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verildi.
5 tahliye
Kobanê Davası'nda şimdiye kadar tutuklu bulunan Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Ayla Akat, Ayşe Yağcı ve Meryem Adıbelli hakkında tahliye kararı verildi.
Eş genel başkanlar duruşmaya katılmadı
HDP'nin tutuklu bulunan önceki dönem eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile tutuklu siyasetçiler Gültan Kışanak, Ali Ürküt, Günay Kubilay, Nazmi Gür, Bülent Parmaksız, Sebahat Tuncel, Zeynep Karaman, Zeynep Ölbeci, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı, Ayla Akat Ata, Dilek Yağlı, Pervin Oduncu, Meryem Adıbelli duruşmaya katılmadı.
Demirtaş, son savunmasında, "Kararı yüzüme okumanıza müsaade etmeyeceğim. Karar açıklandığı zaman eşime, kızlarıma, sizlere vasiyetimdir. Karar açıklandığı zaman davul-zurnalarla karşılayın. Çünkü biz de burada öyle karşılayacağız" demişti.
Kobanê Davası'nın karar duruşması kimlik tespiti ile başladı. HDP'nin tutuklu bulunan önceki dönem eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile tutuklu siyasetçiler Gültan Kışanak, Ali Ürküt, Günay Kubilay, Nazmi Gür, Bülent Parmaksız, Sebahat Tuncel, Zeynep Karaman, Zeynep Ölbeci, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı, Ayla Akat Ata, Dilek Yağlı, Pervin Oduncu, Meryem Adıbelli duruşmaya katılmadı.
Demirtaş, son savunmasında, "Kararı yüzüme okumanıza müsaade etmeyeceğim. Karar açıklandığı zaman eşime, kızlarıma, sizlere vasiyetimdir. Karar açıklandığı zaman davul-zurnalarla karşılayın. Çünkü biz de burada öyle karşılayacağız" demişti.
Avukat Özbingöl: Tarafsız ve bağımsız yargının söz kurması vakti geldiğini düşünüyoruz
Mahkeme başkanı, avukatlara son sözlerini sorması üzerine savunma avukatları adına iki avukat söz aldı. İlk söz alan DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eşsözcüsü ve avukat Sevda Çelik Özbingöl yargılama sürecinde yaşananlara dair bir özet sundu.
Özbingöl, “Soruşturma, kovuşturma süreçleri kanuna aykırı bir şekilde işletilmiştir. Yargılamanın en başından beri ilke ve mevzuatlar açıkça ihlal edilmiştir. Tüm itiraz ve izahatlarımıza rağmen celse süreleri, duruşma periyotlarıyla adil yargılanma hakkı ağır bir şekilde ihlal edilmiştir. Tüm yasal öncelikler açıkça ihlal edildi. Bu dosya bir yük halinde etkin bir savunmayı etkileyecek şekilde planlamak yürütülmüştür. İnsani taleplerimiz bile ısrarlı bir şekilde reddedildi. Savunmalar bitmeden tanık görüşleri alınmıştır. Gizli tanıklar avukatların olmadığı bir yerde dinlenmesi gerçeği ortaya koyuyor. Aysel Tuğluk ısrarla mahkemeniz tarafından savunması zorla alınmıştır Yine Ali Ürküt hakkındaki tahliye talebi gerekçe dahi sunulmadan reddedilmiştir. Birçok yasada bulunan ağır suç istinatlarla yargılanıyor müvekkillerimiz. Karar siyasi bir karar olacak. Bu kararla rant devşirmeye çalışan gürûhu hepimiz biliyoruz” dedi.
Adil yargılama hakkının ağır bir şekilde ihlal edildiğini söyleyen Özbingöl, davanın siyasi süreçlerden bağımsız ilerlemediğini ifade ederek, “Artık dosyamızda yaşanan tüm süreçlere rağmen, ülkemizin demokratik geleceği, kamuoyu vicdanı ve dosyanın gerçek mahiyetine uygun tüm siyasi baskı ve etkiden azade yargının, tarafsız ve bağımsız yargının söz kurması vakti geldiğini düşünüyoruz” dedi.
Kadın siyasetçilerden cezaevlerinde devam eden eyleme destek
Bingöl, duruşmaya katılmayan tutuklu kadın siyasetçiler Sebahat Tuncel, Ayla Akat Ata, Zeynep Ölbeci, Zeynep Karaman, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı, Meryem Adıbelli ve Pervin Oduncu'nun mesajını okudu.
Mesajda şu ifadeler yer aldı: “Kürt sorununun çözümü, Türkiye'nin demokratikleşmesi, demokratik hukuk düzeninin sağlanmasının yolu İmralı Ada Cezaevi'ndeki mutlak tecrit ve izolasyona son verilmesidir. Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması için bugün mahkemenizde görülecek olan duruşmaya katılmayacağım.” İmralı Cezaevi'ndeki duruma dikkat çekmek isteyen bazı tutukluların çeşitli cezaevlerinde duruşmalara, aile görüşüne katılmama ve telefon hakkına çıkmama eylemi yaptığı, kadın tutukluların da bu eyleme destek verdiği kaydedildi.
'Yargı ve güvenlik bürokrasisi içindeki gelişmeler kaygı verici'
Bingöl’ün ardından söz alan avukat Özgür Erol, dosyaya yeni belgeler girdiğini hatırlatarak, bugün bir karar kurulmamasını ve tutuk incelemesi yapılarak müvekkillerinin tahliye edilmesini istedi.
Erol, “Hâlâ yeni evraklar geliyor, hâlâ incelenmemiş evraklar var. Beyan alınmadığı için bugün karar kurmayınız. Evrakların incelenmesi için gerekirse başka bir gün veriniz. Tutuk durumunu inceleyiniz. Maktullerin gerçek faillerinin kimler olduğunu Emniyet de iddia makamı da yapmadı. Bunu biz yaptık. Getirip önünüze koyduk, siz ne dediniz aynı gün kurduğunuz ara kararla 'Dava dışı kişilerle ilgili talepleri kabul etmiyoruz' dediniz. Kobanê olaylarının paramiliter güçler olduğunu gösterdik. Dargeçit’te Diyarbakır’da Hizbullahçıları, Adana’da IŞİD’in işlediği cinayetleri gösterdik. Ancak bu yargılama kendi hakikatini üretme kabiliyetinden dahi yoksundur. Hakikat o kadar basit değildir, her zaman bir bedeli vardır. Bu davanın tamamı içerisinde hakikate en yakın olanlar yargılanan arkadaşlarımızdır. Hepsine gösterdikleri duruş için saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.
Sinan Ateş cinayetinde yaşananlar, Ayhan Bora Kaplan dosyası ile Yargıtay Başkanlığı seçimine siyasetin müdahale ettiği iddialarını hatırlatan Erol, yargı bürokrasisi ve güvenlik bürokrasisi içindeki gelişmelerin kaygı verici olduğunu kaydetti.
‘Bir siyasi partinin hukuk eliyle siyaseten katledilmesinin hikayesi’
Dava sürecinde yaşananları özetleyen Erol, ardından şu ifadeleri kullandı: “Bir siyasi partinin hukuk eliyle siyaseten katledilmesinin hikayesidir. Böylesi bir yargılamanın hakikati ortaya çıkarmakla uzaktan yakından alakası bulunamaz. Bu yargılama kendi hakikatini üretme kabiliyetinden dahi yoksundur.”
Ara karar: Erteleme talebi reddedildi, tahliye talebi hükümle birlikte değerlendirilecek
Avukat beyanlarının ardından Mahkeme Başkanı ara kararını açıklayarak avukatların erteleme ve ek süre talebini reddederek, tahliye taleplerinin ise hükümle birlikte değerlendirileceğini söyledi.
Ardından salonda bulunan sanıklara söz veren tutuklu siyasetçi Alp Atınörs’ün “Bugün bir hüküm açıklayacak mısınız?” sorusu üzerine mahkeme başkanı, “Son sözleri aldıktan sonra hüküm açıklayacağız” dedi.
Duruşma Altınörs’ün sözleriyle devam etti. Altınörs, “HDP'ye üye olmak MYK toplantılarına katılmak da suç değildir. Bunların tümü Anayasa güvencesi altında olan haklardır. Ortada suç yoktur ama ortada yatılan 4 yıllık hapis vardır. Bizler halklarımızın nezdinde çoktan beraat ettik sizden de beraatimizi talep ediyoruz” dedi.
Altan Tan: 6 Ekim 2014 MYK toplantısına katıldım, demokratik protesto ortak görüşümüzdü
Duruşmaya Diyarbakır’dan SEGBİS’le bağlanan, tutuksuz yargılanan eski HDP’li Altan Tan, “Çok açık ve net bir şekilde ifade edeyim ki yıllardır PKK’nin yürütmekte olduğu siyaset şekline eylemlerine karşı olduğu gibi devletin ve hükümetin Kürt sorununun çözümü ile ilgili yaklaşımlarını yanlış bulmaktayım. Ne PKK’nin siyasetini ne de devletin bugün uygulamakta olduğu yöntemi doğru bulmaktayım” dedi.
Demokratik çözümün doğru olan yol olduğunu ifade eden Tan, “6 Ekim 2014’teHDP’nin MYK üyesi olduğunu ve toplantıya katıldığını söyledi. IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarının demokratik yollarla protesto edilmesi ortak görüşümüzdü. Bu ortak görüşte hiçbir şekilde şiddet ve terör yoktu bu konuda da hiçbir görüş hiçbir çağrı olmadı” ifadelerini kullandı.
‘Demirtaş ve diğer arkadaşlarımızı zan altında bırakacak hiçbir şahitliğim yok’
Selahattin Demirtaş ve diğer siyasetçilerin aleyhlerinde ifadede bulunacak hiçbir şahitliği olmadığını belirten Tan, “Arkadaşlarımızı zan altında bırakacak, aleyhlerinde delil oluşturacak hiçbir şahitliğim, ifadem, duyumum yoktur” dedi ve beraatini istedi.
Üstün: HDP’nin politik çizgisine Türkiye’nin ihtiyacı var
Duruşmaya SEGBİS’le İstanbul’dan bağlanan dönemin HDP MYK üyesi Beyza Üstün, HDP’nin politik çizgisine Türkiye’nin ihtiyacı olduğunu söyledi ve “Bu dava hukuka, bilime, insanlığın bütün değerlerine, barışa aykırıdır. Bize suç olarak isnat edilen hiçbir suçu kabul etmiyorum. Bu bir siyasi müdahaledir. Bu müdahaleye adalet, hukuk ortak edilmeye çalışılmaktadır” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyetine seslenen Üstün, "Bugün vereceğiniz kadar bu ülkenin demokratik yapısı için de vereceğiniz bir karardır. Hukukun evrensel ilkelerine bağlı kalacağınızı umarak kendiniz ve tüm halklar için karar vereceğinizi düşünüyorum" dedi ve beraatini talep etti.